Yeter! Söz Milletin

Yalçın BAYER
Haberin Devamı

Bu yapı yıkılmazsa Türkiye kurtulamaz

Sanayi ve Ticaret Bakanı Yalım Erez'in, TESK ve TŞOF Genel Başkanı Derviş Günday hakkında müfettiş soruşturması başlattığını açıkladığı yazımızda (6.1.1999), ‘‘İçişleri Bakanı Kutlu Aktaş'tan neden ses çıkmadığını’’ sormuştuk. Aktaş'tan yanıt geldi: (Bu arada soruşturmayı üç bakanlık müfettişinin yürütmeye başladığını öğrendik; kendilerine başarılar diliyoruz.)

‘‘Basılı kâğıtlar ile plakaların maliyetleri ve satış ücretleri Karayolu Trafik Güvenliği Kurulu üyelerinden oluşturulan bir komisyonca yeniden değerlendirildiğinden, çalışmalar tamamlandıktan sonra verilecek ikinci bir yazılı talimata kadar basılı kâğıtlarla, plakaların satışlarında 1998 yılı fiyat tarifelerinin uygulanacağına ilişkin talimat bakanlığımca 31.12.1998 tarih ve 314742 sayılı yazı 80 il valiliğine ve ilgili kuruluşlara gönderilmiştir.

Ayrıca basılı kâğıtların satışından elde edilen gelirlerinden Emniyet Genel Müdürlüğü'ne herhangi bir pay ayrılmamaktadır. 2918 sayılı yasanın 131. maddesi gereğince basılı kâğıtların satışından elde edilecek net gelirin % 60'ı ‘Trafik Hizmetleri Geliştirme Fonu'na aktarılmaktadır. Bu fona aktarılan gelirler fon bütçe kapsamı içerisinde olduğundan Bütçe Kanunları gereğince Merkez Bankası nezdinde Hazine Müsteşarlığı hesabına aktarılmaktadır. Yani iddia edildiği gibi Emniyet Genel Müdürlüğü'nün bu gelirden bir pay alması ve kullanması söz konusu değildir.’’

Aktaş’tan, federasyondan fona ne kadar para aktarıldığını açıklamasını da isterdik. Neyse, bizim kişilerle ilgilimiz yok... Sistem böyle işliyor. Bakın Ankara'dan bir okurumuz, bu düzeni ne güzel yazıyor:

‘‘Yalım Erez, Sağlık Bakanlığı'nda eczacı olan kuzenini Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'na çekerek müsteşar yapmıştır. Bu şahsın bulunduğu makamı kullanarak siyasi yatırım yapmakta olması dolayısıyla Yalım Erez'i destekler görünen Derviş Günday'la yakın ilişki içinde bulunması, karşısında Derviş Günday'a, faaliyetlerinden dolayı Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'ndan hangi yetkili hesap sorar? (Bakanlık bünyesinde yasadışı olarak oluşturulan Esnaf ve Sanatkarlar Genel Müdürlüğü'nde genel müdür olarak görevlendirilen Mekan Demirkaya, daha önce bu bakanlık müfettişi olarak Derviş Günday'ı teftişten geçirmiş ve aklamış mıdır?)

Buna ister mevcut yasal düzenlemenin bir sonucu denilsin, isterse başka bir neden gösterilsin netice değişmez.

Yapılan düzenlemeyle, bir kuruluşa faaliyetlerinde bu derece geniş hareket serbestisi ve yüksek seviyede gelir elde etme olanağı sağlanmasına karşılık, harcamalara ilişkin gerekli esaslar konulmaz da harcamalar kuruluşun başındaki kişinin keyfine bırakılırsa, hesap soracak bir makam da bulunmazsa, tabii ki sonuç bu yönde olur.’’

‘Sade suya tirit’ açıklamalar soruna çözüm getirmiyor. Siyasi partilerdeki yapı nasıl yıkılamıyorsa, sivil toplum örgütleri de bu çarkın bir gerçeği haline gelecektir.

İPEK GİBİ TAHSİS

‘‘Sakarya ve Kocaeli kıyılarının 30 km'lik şeridine, 'İpekyolu Vadisi Serbest Şehir Projesi' adıyla Singapur yapılacakmış. İzmir'in EGS'sine, Bakırköy'deki trilyonluk yerlerden sonra 100 km'lik yeni Hazine malı ihalesiz nasıl tahsis ediliyor? 17 serbest bölgeden 4'ü çalışabilirken, Işın Çelebi neyi amaçlamaktadır?’’

İzmitli uyutuluyor

TOLGA Temuge; Greenpeace Akdeniz Toksit Maddeler Kampanyası Sorumlusudur... İzmit Büyükşehir Belediyesi'nce yaptırılan İZAYDAŞ tesislerinde katı atık yakma fabrikasının yasadışı şekilde çalıştırılmasına karşıdır. Çünkü, bu tesisin teknolojisi dünyada kalmamıştır. Çevre Bakanı İmren Aykut, Kocaeli Belediye Başkanı Sefa Sirmen'in Cumhurbaşkanı'nın üzerinden yaptırdığı baskılara karşın, bu tesise ruhsat vermemekte, ‘‘Vebal altında kalamam’’ demektedir. İzmitli yazmadığı için gelişmelerden habersizdir. Nitekim, Sirmen'e yakın ‘Özgür Kocaeli’ ile ‘Kanal 41’ de Greenpeace eyleminden söz etmemişlerdir.

Allah'tan böyle Temuge gibi genç insanlar var, kendilerini zincire vurarak gözleri açtıran...

Siyaset notları

KUYUDA BULUŞTULAR Serbest muhasebeci Murat D. Görgülü yazıyor: ‘‘Yılmaz, Çiller ve Ecevit... Bunların ikisi sağda, biri güya solda ama tümünün hamurunun aynı olduğu anlaşıldı. TBMM'de hakkında soruşturma olan Çiller ve M.Yılmaz, Yüce Divan'dan kaçmak için Ecevit'le anlaştılar. Ecevit onları ‘Ecomatik'le temizledi! Onlar da Ecevit'e bir kırık koltuk verdi. Şimdi bu üçlü ittifak ortaya çıkıp temiz toplum için nasıl oy isteyecek halktan? Hangi yüzle? Ecevit, Çiller'i kuyudan çıkarmadı; Çiller'in yanına kuyuya düştü.’’

BAYKAL’DAN ÖZÜR DİLİYORUZ

İzmir'den Aldoğan Tutmaz diyor ki: ‘‘Biz Deniz Baykal'ı, direniyor diye eleştirdik. Hatta hizipçi diye kızdık. Ama anlaşıldı ki direnmekte çok haklıymış. Baksanıza, şu Mesut-Ecevit-Çiller birliğini görünce insanın midesi bulanıyor. Sayın Baykal'dan özür dileriz. Bunlara direnmekte yerden göğe haklıymış. Bizim bir önerimiz var, bu üç parti birleşsin; Genel Başkanlığa da M. Kalemli ya da Gülay Aslıtürk'ü getirsinler (Parsadan'ı da unutmayalım). Öneriyoruz. Hayırlı olsun.



Yazarın Tüm Yazıları