Yeter! Söz Milletin

Yalçın BAYER
Haberin Devamı

Bugün 12 Eylül

Aradan tam 18 yıl geçmesine rağmen, ordumuzun ülke yönetimine el koyup, parlamentoyu neden dağıttığını ve bu hareketin ülkemize ne gibi yararlar sağladığını hâlâ anlamış değiliz.

Ülkemizi 12 Eylül bunalımına sürüklediği iddia edilen o günkü hükümetimizin başbakanı Sayın Süleyman Demirel, bugün Cumhurbaşkanı değil mi? Bunalımın diğer bir nedeni olarak gösterilen o günkü CHP Genel Başkanı Sayın Bülent Ecevit, bugün Başbakan Yardımcısı değil mi?

Şu anda herkesin şikâyetçi olduğu mafya ve çeteler, 12 Eylül'den sonra palazlanıp güçlenmediler mi? İrtica, 12 Eylül sonrası yaratılan kaostan yararlanıp örgütlenerek neredeyse tek başına iktidar olacak güce ulaşmadı mı? Üretime dayalı ekonomi felç edilerek, üretmeden para kazanmayı amaçlayan sistem ekonomiye hâkim olmadı mı? En güçlü sanayi kuruluşları bile bilanço kârlarını, devlet tahvili ve hazine bonosu faizlerinden elde etmiyorlar mı? İşsizliğik alabildiğine yoğunlaştırılıp, sigortasız işçi çalıştırmak sanki bir kuralmış gibi benimsenmedi mi? 12 Eylül yönetimi tarafından siyasetçilere konulan yasaklar kaldırıldığı halde, çalışanların Anayasal hakları olan örgütlenme hakları antidemokratik yasalarla engellenmiyor mu? Sendikal hareket, demokratik olmayan yöntemlerle frenlenerek, taşeronluk çalışma hayatımızın vazgeçilmez bir parçası yapılmadı mı? Sosyal güvenlik sistemimiz, hükümetlerimizin değil de IMF ve Dünya Bankası'nın dayatmacı önerileriyle yönlendirilmiyor mu?

Sayın Başbakanımız, ‘‘Ben IMF'ye söz verdim. Tarihe, IMF'ye söz verip de sözünden dönen Başbakan olarak geçmek istemiyorum’’ demedi mi?

12 Eylülzede bir yurttaş olarak tüm ilgililere sesleniyor ve diyorum ki; öncelikle, ülkemizin içinde bulunduğu bunalımın gerçek nedeni olarak, artık herkes tarafından kabul edilen 12 Eylül ürünü Anayasamızı değiştirelim. Ve aradan geçen 18 yılın önyargısız bir biçimde değerlendirmesini yapalım. İnanıyorum ki, işte o zaman ülkemiz, bunalımdan kurtulacak ve 21. Yüzyıl'a çağın gerçeklerini kabullenen ve insan haklarına saygılı yeni bir Anayasa ile girme olanağına kavuşmuş olacaktır.

Bekir ARDA-İSTANBUL

Doğa katili kumcu ve mermerciler

BUGÜNLERDE bizim yerel basınımızda Milas Ovası, ulusal basınımızda Fırtına Deresi haberlerinden geçilmiyor. Tabii bu olayı bunlarla sınırlandırmak da mümkün değil. Beşparmak Dağları'nda beyaz madenin, Aksivri'de mermerin, Sarıçay'da kumun hangi yöntemlerle nasıl işlendiği de kafaları karıştıran bir soru. İşlenen kum havzalarındaki plansızlıklar ovayı en az imara açma düşüncesi kadar tahrip ededursun, binlerce yıl hep aynı yükseklikte duran, eteklerinde yapılan binlerce savaşa tanıklık eden Aksivri Dağı da mermer işletmelerinin tehdidi altında.

Konuyu özetleyecek olursak, mermer ocaklarının dağlarımızda, kum ocaklarının vadilerimizde, bilinçsiz kentleşmenin ovamızda, maden işletmelerinin, termik santralların, barajların ülkemizin her coğrafyasında, bilinçsiz yapılanma nedeniyle doğayı tehdit ettiğini göz önüne alırsak, bence şu soruyu sorup ardından da şapkayı çıkararak düşünmemiz gerekiyor.

Üzerinde yaşadığımız Anadolu, mevcut olan kültürel ve tabii kimliğini yitiriyor mu? Eğer yitiriyorsa böylesine umarsız davranmamızın hesabını yarın çocuklarımıza nasıl vereceğiz?

Neşet SAYMAN-MUĞLA

Ticaret ahlakı!

İNŞAAT sektörüne toptan sıva, boya hammadesi satarız; tabii vadeli çeklerle. Aldığımız çeki, müşterisi olduğumuz yere cirolarız. Ticari ahlak maalesef kalmadı. Her 10 çekten 4'ü döner. Başlarız bunları tahsil etmeye... Şehirlererası konuş, kargo ve havale ücreti öde... Biz toptancılar zaten % 7 ile çalışırız. Telefon, kargo ve havale yükü bizim kârımızı düşürür. Örneğin; 100 milyonluk bir çekin masrafı bize; telefon 1 milyon, kargo 525 bin, havale 1.5 milyon olmak üzere 3 milyonu aşar. Bu masraf küçük gibi görünse de bize gereksiz bir yük olur.

Müşterimiz 'Çek veriyorum' dediğinde strese gireriz. Sonra da, bankalar her önüne gelene çek verirse böyle olur diye düşünmeye başlarız.

Maliye Bakanı'nın dikkatine...

Şahin KALAFATOĞLU-ADANA

ORDU'dan Yalçın Melikoğlu öneriyor: Yazılan trafik cezalarının % 2'sinin Fahri Trafik Müfettişleri'ne verilmesini, ayrıca bir yıl içerisinde 100 ceza yazmayan müfettişlerin belgesinin iptal edilmesini talep ediyorum. Yönetmeliğe bu yönde bir madde konulduğunda Türkiye'de trafiğin düzeleceğine inanıyorum.

GÜNÜN SÖZÜ

‘‘Çalışma Bakanlığı sigortalı işçi çalıştırılmasını teşvik amacıyla 20 Eylül'den itibaren 'Sigortalı ol, sigortalı çalıştır' kampanyası başlatacaktır.’’

(Başbakan Yardımcısı Bülent Ecevit)













Yazarın Tüm Yazıları