Yeter! Söz milletin

Yalçın BAYER
Haberin Devamı

FP'li belediye başkanını görevden aldıran adam...

Kartal Belediye Başkanı Mehmet Sekmen'in uygulamaları, tam 14 aydır İşçi Partisi Kartal İlçe örgütü tarafından takip ediliyordu. İlçe Başkanı Tayfun Tabakoğlu, Faziletli Refahçılar'ın büyük çapta yolsuzluk ve usulsüzlükleri olduğunu kamuoyuna duyurmaya çalışıyordu.

Tabakoğlu, 200 sayfalık bir dosyada tüm belge ve bilgileri sergilemişti. Adına da ‘‘Şeriatçıların yerel yönetim yağması-RP'li Kartal Belediye Başkanı'nın suç dosyası...’’ demişti.

İlçe Başkanı'na, ‘‘İstanbul'da Refah'ın üzerine ilk kez bu kadar sabırla giden, dosyalar hazırlayan, bunların peşini bırakmayan siz oldunuz. Öteki partiler uyudu, hiç ilgilenmedi. Siz Mehmet Sekmen'in üzerine nasıl gittiniz?’’ diye sorduk...

Kaçak, ruhsatsız inşaatlar yoluyla kendi şeriatçı kadrolarına kaynak aktarıyor, Hazine arazilerini talan ediyorlardı. Kendilerini Ocak 1997'den itibaren izlemeye başladık. Çünkü diğer partilere yapıldığı gibi bize çok sayıda ihbar geliyordu. 14 ayrı konuda yolsuzluk ve usulsüzlüğü tespit ederek, 20 adet bir gazete bastırarak, suç belgelerini yayınladık.

MÜFETTİŞLER 80 GÜN ÇALIŞTI

Yasal süreç nasıl başladı?

17.21997'de ilk suç duyurusunu Kartal Savcılığı'na yaptık. İçişleri Bakanlığı tarafından görevlendirilen Mülkiye müfettişinin inceleme ve soruşturması sonunda İstanbul İl İdare Kurulu Mehmet Sekmen hakkında üç ayrı olaydan lüzum-u muhakeme kararı verdi. İkinci suç duyurusu, Ekim 1997'de bu kez İçişleri Bakanlığı'na yapıldı. 3.10.1997'de bakanlığın iki müfettişi yaklaşık 80 gün süren soruşturmadan sonra raporlarını hazırladılar. Sizin de köşenizde bu yolsuzlukları gündeme getirmeniz (12.2.1998) görevden almayı hızlandırdı.

Görevden alma yazısının geç geldiği söyleniyor.

Müfettişlerin bu belgeler karşısında yapacakları başka şey yoktu. Son olarak 23.3.1998'de Başbakanlık Takip Kurulu'na başvurdum; Sekmen'in görevden alınması için... Hukuksa hukuk... Bir yıldır hukuki mücadele sürüyor. Tabii bakanlıkta mevzilenmiş şeriatçılar engelliyorlardı. Sonra bir baktık, İçişleri Bakanlığı'nın Sekmen'in görevden alındığına ilişkin yazısı bu başvurudan dört gün sonra geldi. 27 Mart'ta Kaymakamlığa ulaştı.

PARTİMİZE RÜŞVET ÖNERDİLER

Engellemeler oldu mu, veya tehdit gördünüz mü?

Bizi bir araya getirmek istediler, gelin bu işi halledelim, uğraşmayı bırakın, hatta onların bir Meclis üyesi 'partinizi memnun ederim' dedi. Genel Başkanımız Perinçek'in dediği gibi, 'Biz vurduk mu deviririz'.

Sekmen'in görevden alınması üzerine tepkiler...

Halk memnun. 362 bin nüfuslu bir yerde ancak o da kendisini destekleyen, bazıları belediyede çalışan 100 kişilik şeriatçı bir grup, 'Sekmen göreve' diye bağırdı. Kartal onunla gurur duyuyormuş, aslında rezil oldu. Sekmen, karar gelmeden 20 gün izin alıp ayrıldı. Görevden alma tebliği yardımcısına yapıldı. Şimdi de araya adamlar koyup, kararın kaldırılmasını istiyorlar.

Ne kadar rant sağladı yeni Faziletçiler?

Oktay Ekşi bundan bir süre önce köşesinde yazmıştı; RP'li belediyelerin kaçak ve ruhsatsız inşaatlardan, rüşvetlerden ve bağışlardan 300 trilyonluk bir rant sağladığı, Kartal'dan neler götürüldüğü bu rakamdan ortalama bir şey çıkarılabilir.

Kırmızı kart çıkar mı !..

CHP İstanbul Kongresi'nden sonra Genel Merkez yönetiminin rahatsız olduğu belirtiliyor.

Acaba Deniz Baykal ne düşünüyor?

Eski bir milletvekili ile konuşurken; kongrede o kargaşa içinde önemli bir gelişmenin gözden kaçtığını söyledi. Baykal'ın, kongredeki konuşmasında, ‘‘CHP'nin kendi iç çekişmelerinin kurbanı olacağını düşünenlere gereken dersi vereceksiniz. Profesyonel politikacılığa izin veremeyiz’’ demesi, muhalefete ciddi bir uyarı olarak alınmasını, bunun sonuçlarının mayıstaki Kurultay'da görüleceğini vurguladı. Bu gözdağı değil mi? Ya Mehmet Moğultay'ın bu sözlere yanıtı neydi:

‘‘Genel başkanı seçmek ayrı şey, genel başkanın eteğine tutunarak siyaset yapmak ayrı şey...’’

Yine dikkatlerden kaçan bir şey... Mehmet Moğultay ve Ethem Cankurtaran pazar günü salona girdiğinde Baykal'ın elini sıkmadığı ortaya çıktı. Yandaşları da Genel Başkan'ı gelişinde alkışlamadılar. Baykal, Rıdvan Budak'ın elini ise soğuk bir şekilde sıktı.

İstanbul Milletvekili Mehmet Sevigen, Baykal'ın elinin sıkılmamasının çok gücüne gittiğini anlatıyor. Aynı şekilde DİSK Genel Başkanı olarak Rıdvan Budak'ın taraf olması da...

Bunların sorumlusu, ne 'ne şiş, ne kebap yansın' havasındaki basiretsiz parti büyükleriydi.

Baykal'ın yukarıda 'hemşerilik' ilişkilerine dayalı gelişmelere 'kırmızı kart' çıkartacağı kulislerde konuşulmaya başlarsa hiç kimse şaşırmasın.

CHP'de genel başkanlık sorunu yok ama bir genel başkan hiçbir zaman muhalefet kanatlarınca kendisinin kuşatılmasını istemez.













Yazarın Tüm Yazıları