'Yeşil sermaye' mağdurlarını CHP kurtarıyor

ALMANYA'da yeşil sermaye para kaptıran kişilerden uzak duran AKP'ye karşılık CHP, bir yasa tasarısıyla 'inanç uğruna' milyarlarca dolarını kaptıranların alacaklarının takibi sürecinin kısaltılması ve Hazine alacağı sayılmasını öngören bir yasa tasarısı hazırladı.

Haberin Devamı

Teklifi veren CHP Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Özyürek'in teklifine göre, 2499 Sayılı Sermaye Piyasası Kanunu ile 6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun ilgili maddelerinin değiştirilmesi isteniyor.

Özyürek, kanun teklifinin gerekçesinde şöyle diyor:

"Kamuoyunda 'yeşil sermaye' ya da 'İslami holding' mağdurları olarak bilinen yurtiçi ve yurtdışında yaşayan onbinlerce 'Holdingzede'yi yakından ilgilendiren ve yaratılan bu mağduriyetlerin giderilmesi amacıyla

özellikle yurtdışında yerleşik vatandaşlarımızın yıllarca çalışarak biriktirdikleri tasarruflarını hukuken geçerliliği olmayan belgelerle ya da hiçbir belge karşılığı olmaksızın, sadece güvene ve inanca dayalı ilişkiler aracılığı ile şirketlere ortaklık ya da kar ortaklığı vaadi ile para toplayan ve sonuçta bu paraları batıran, çarçur eden ve bir teminat gibi gösterilen kuruluşları iflasa sürükleyen Yimpaş, Kombassan gibi şirketlerin yöneticilerinin malvarlıklarına da gidilmek suretiyle, mağdur vatandaşlarımızın paralarının geri ödenebilmesi için;

Haberin Devamı

- 'Mevduat' niteliğinde para topladığı Kurulca tespit edilen anonim ortaklıklar ile ilgili hak sahiplerinin tespiti amacıyla, ortaklığın Sermaye Piyasası Kurumu’nca yakın takibe alınması ve ortaklık faaliyetlerine müdahale edebilmesi,

FONDA TOPLANACAK

- Gerçek hak sahiplerinin ve ortaklığa tevdi edilen para tutarı belirlenmesi,

- Mali durumunun ciddi surette zayıfladığı Kurulca tespit edilen ortaklıkların Bakanlar Kurulu kararıyla 'Yatırımcıları Koruma Fonu’na devredilmesine ilişkin bir yasa teklifi vermiştir.

Yasa teklifi ile şirket ortaklığı ve faaliyet sonuçları ile ilişkilendirilmeksizin, toplanan paraların 'mevduat' niteliği taşıması nedeniyle, bu tür anonim ortaklık yetkililerinin topladığı paraların hak sahiplerine geri ödenmesi ve alacakların takibi sürecinin kısaltılması temin etmek üzere Hazine alacağı sayılması öngörülmüştür. Ayrıca, bankacılık sisteminde olduğu gibi, sermaye piyasası mevzuatına aykırı surette toplanan bu paraların, yetkililerce şirketle ilişkilendirmeksizin kişisel varlıklarını artırma amacıyla, aile ve yakın çevrelerinde değerlendirmelerine imkan verilmemesi amaçlanmıştır.

Haberin Devamı

SPK YETKİLİ OLACAK

Bu süreçte oynayacağı aktif rol nedeniyle de tüzel kişiliği haiz Yatırımcıları Koruma Fonu’nun idari kararlarında Sermaye Piyasası Kurumu üst yönetiminin doğrudan söz sahibi olması öngörülmüştür."

Ne yazık oyları AKP aldı, mağdurları kurtarmak da CHP'ye kaldı...

Bakalım, bu tasarıya karşılık AKP'li vekillerin tavrı ne olacak?

Denizli'ye bravo

"CNN Türk'te yayınlanan 'Futbolizm' programının konuğu Mustafa Denizli, programın arasında gelen Avrupa Birliği haberi sonrasında AB'ye sert eleştirilerde bulundu.

"Sevr'in rövanşını almak istiyorlar" diyen Denizli şu yorumları yaptı:

"Utanç verici şeyler yaşıyoruz. 43 yıldır bu işin başlangıcında olan bir ülke, haritada yerleri olmayan 10-15 sene önce kurulmuş ya da parçalanmış ülkelerin üye olduğu bir yerde hala Türkiye için neler konuşuluyor.

Haberin Devamı

Bu tamamen Sevr'in rövanşı. Lozan artık Türkiye'den kaldırılmak isteniyor. Bunların önemli bölümünü Atatürk döneminde Kurtuluş Savaşı'nda bu ülkeden kovulmuş. Bu tamamen onun rövanşı. Ankara Protokolü, Kıbrıs ile ilgili kararlar, limanların açılması. Türkiye bu mücadeleden kendi gücüyle çıkabilecek bir ülke. Bu silahsız bir kuşatma.

AB'ye sempati ve antipati iki yılda ne kadar değişti. Türkiye tarihi boyunca aç ve susuz kalmıştır ama hürriyetini ve değerlerini kaybetmemiştir."

(İnternet sitelerinde 'Bravo Denizli' başlığı ile dolaşan bu metni okurlarımızın isteği üzerine aktarıyoruz.)

Biliyor musunuz

- '78'liler Girişimi'nin, 13.12.1980'de Sıkıyönetim mahkemelerinin verdiği kararla 17 yaşında idam edilen Erdal Eren dosyasını, bugünkü 26. yıldönümünde bir basın açıklamasıyla açacağını...

- DUAYEN gazeteci Güngör Yerdeş'in, 1950-60 yılları arasında siyaset arenasındaki gözlemlerini 'Başkentte önemli olaylar ve Yazamadıklarım' adlı (Ümit Yayıncılık) kitapta topladığını..

- DSP Genel Başkanı Zeki Sezer'in 16 Aralık cumartesi günü Frankfurt Üniversitesi'nde 'Ecevit'in Ardından' adlı bir anma toplantısına katılacağını (Mehmet Canbolat, 0172 - 608 35 25)...

Reklam tüketiciyi yanıltmıyor mu

12 Aralık tarihli köşenizde pirinç ithalatı hakkında yazmış olduğunuz yazınızı ayrıntılı bir şekilde okudum. Adı geçen firma, kendi hesabına göre yaptığı açıklamada haklı, ülkemizde eksiği olan bir ürünü ithal ediyor. Ancak, ne zaman üreticinin mahsulü piyasaya çıktığı anda. Çok ucuz ve düşük kaliteli ürünleri piyasaya sürerek üreticilerin olumsuz yönde etkilenmesini sağlıyor. Türkiye'nin 2006 yılı pirinç üretimi, işlenmiş pirinç olarak 430 bin tondur. ihtiyacı; ise 560 bin ton. Ülkemizin bu ürün için ihtiyaç duyduğu ithalat miktarı 130 bin tondur. Bu miktarın tam üreticinin ürünü piyasaya çıktığı Ekim ve Kasım aylarında ithal edilmesi sizce uygunmudur.

Haberin Devamı

Diğer bir husus televizyonda güzel bayan sanatçımız tarafından HELİN marka ürünün reklam edilmemesine hiçbir itirazımız yok. Ancak, orada görüntülerde paket üzerinde, "baldo yazısın kullanılması tüketicileri yanıltma ve yerli üretim pirinçlere haksızlık yapma açısından etik değildir. Çünkü Söz konusu firma tarafından ithal edilen pirinçler mısır üretimi düşük kaliteli pirinçlerdir. Zaten o nedenle, ucuz fiyatla ithal edilebilmekte ve piyasada ucuz fiyatla satılabilmektedir. Baldo veya yerli pirinç bu reklamda tüketiciyi yanıltmak için kullanılmaktadır.

S.H

Emekli Sandığı yüzüstü bıraktı

SİZE Emekli Sandığı'nın sosyal devlet anlayışının nasıl dışladığını acı bir örnekle nakledeceğim.

Eşim 6.5 yıl önce Rectum kanseri nedeniyle ameliyat oldu. Rectum kapandığından kolostomi torbası taşıma zorunda. Bu malzeme temizlik, güvenirlik ve ikmalinin muntazam sağlanması açısından önemli, malzemeyi 6.5 yıldır Hekimsan firmasından hiçbir sorunla karşılaşmaksızın alıyoruz. Firma ABD menşeli ve teknolojik özellikleri olan malzemeyi piyasa koşullarında uygun fiyatla aksatmadan sağlıyordu.

Bu ay ikmal zamanı firmaya gittiğimde Emekli Sandığı talimatıyla %40 civarında yeni bir indirim istendiği; indirim yapılmazsa hastaya malzeme verilmeyecektir denildiğinden malzemenin maalesef verilemeyeceği ifade edildi. Böylece sadece Ege bölgesinde binlerce hasta ortada bırakıldı.

Düşünün; her an atığın sağlıklı bir şekilde bu malzeme vasıtasıyla toplanıp dışarı atılması gerek. Bir an dahi bundan yoksunluk dramatik sonuçlar yaratır. Emekli Sandığı bu kadar yaşamsal bir konuda duyarsız. Tasarruf sağlamak için yapsalar, o da değil... Son iki yılda çok anlamlı indirimler sağladılar. Bu konuda gelişi-güzel her malzeme kullanılmıyor. Hastanın toplumda bir yeri var. Fiziken ve ruhen incinmemesi önemli. Sonuçta kolostomi torbası kullanan hastalar çaresiz, yüzüstü bırakılmışlardır.

Konuyu Sn. Maliye Bakanı'na yazdım. Yanlıştan dönülmesini istedim. Bir yanıt alamadım. Herhalde ilgilenmediler.

Sizden ricam; felaketi yaşayan aileler için çok önemli olan bu konuda ilgilileri uyarmanızdır. Anlamlı bir tasarruf da sağlamayan bu kararlarından hemen dönsünler. Bu ertelenebilir bir durum da değildir. Kurulmuş rasyonel bir düzeni tahrip ederek ailelerde, toplumda dramlar, huzursuzluklar yaratmak kime yarar getirir?

Tanju ERDEM- Amiral (E)-Karşıyaka-İZMİR

Patronlara duyurulur!

KADER Mahkumları Derneği Genel Başkanı Necdet Yüksel, bu duyurusunun altına "Kiralık katiller mevcuttur" diye yazmış...

Haberin Devamı

"Bu ilanın içinizi kararttığını biliyorum, bizlerin sebep olduğunu biliyor muyuz? Hepimizin ailemize ve işimize karşı sorumluluklarımızın yanın da yaşadığımız topluma karşı da sorumluluğumuzun olduğunu unutmamalıyız. Eğer kader mahkumlarına sahip çıkmaz isek, suçu meslek haline getirenleri artırmış oluruz. 4857 sayılı İş Kanunun 30. maddesi gereği 50 kişi ve üstü işçi çalıştıran kamu kurum ve kuruluşlarında ve özel sektörde eski hükümlü çalıştırmanın zorunlu olduğunu hatırlatmak istiyorum.

Bu durumda olan kader mahkumlarına bir şans daha vermeliyiz.

Bir şans verelim ki topluma kazandıralım.

Ön yargıdan vaz geçelim ki,

Bir bütün olarak güzel ülkemizde mutlu bir yaşam sürelim.

unutmayalım ki bu bir insanlık görevidir

Suçun ve suçluların sona erdiği daha güzel günlere merhaba diyelim.

Dost eli uzatıyoruz... Elinizi bekliyoruz.

(0212-245 98-67; www.kadermahkumlaridernegi.org)

Üniversiteye dönemediğim için isyan ediyorum

YÖK'ün hazırlağı rapora göre yeni kurulan üniversitelerde öğretim üyesi sıkıntısı çekiliyormuş. Gazeteler bu haberi "Okul çok, 'Prof' yok" başlığı ile verdi. Böyle haberleri acı tebessümle okumaktan kendimi alamıyorum. Dört yıldır yüreğimle ve kalemimle üniversiye dönmek için uğraş veriyorum. Tamamen haklı olduğum bir konuda, YÖK yasasının ilgili maddesine rağmen üniversite yönetiminin haksız ve adaletsiz tavrı sürüyor. Üstelik uzmanlık alanımda bana ihtiyaç olduğunu biliyorum ve biliyorlar. Görev ve yetkilerini kişiselleştirerek benim 23.5 yıllık Emekli Sandığı hizmeti yok ediyorlar. Cumhurbaşkanlığı yüce makamı duyarsız, YÖK ilgisiz. Bu ülkenin bir bilim adamı bu kadar sahipsiz mi? İçimden isyan lavları püsküyor, yüreğim acıyor. Kahrediyorum. O yüzdendir ki bilim adına yapılan söylemlerin hiç biri bana samimi gelmiyor. Ben sadece akademik bir tavrı onur anlayışımla bağdaştıramadığım için üniversiteden 6 yıl önce ayrılmak zorunda kaldım ve koşullar değişti şimdi dönmek istiyorum. Üniversite kimsenin babasını malı değildir.

Prof. Nadir PAKSOY-Sitopatolog İzmit,Kocaeli

Yazarın Tüm Yazıları