Yersiz korkular

Dün, bir okurum şöyle yazmış; "Ben demokrasiye ve özgürlüklere her vatandaşın hakkı olduğuna inananlardanım. Sizi okumayı da bu yüzden tercih ediyorum. Olur ya, göremediğim ya da gözden kaçırdığım bir şey olursa diye".

Haberin Devamı

Çok güzel ifade etmiş. Aslında sadece siz benim yazılarımı okumuyorsunuz. Ben de sizin yazdıklarınızı okuyorum.

Kitap okumak kadar birbirimizi okumanın da gelişimimize katkıda bulunacağına inanıyorum.

Arada gözlüklerimizi değiştirmek, birbirimizin gözlerinden bakmak fena olmaz.

Sevgiler…

..........

Orta öğretimde de başörtüsü serbest bırakıldı. Karar tartışmayı da beraberinde getirdi haliyle. Eski konuyu güncelledik. Bu konuda yazmayacaktım aslında. Herkes gibi ben de sıkıldım bu başörtüsü meselesinden.

“Madem sıkıldın yazma” diyebilirsiniz. Lakin, konuyla ilgili yorumları okuyunca Candan Erçetin’in şarkısı kulaklarımda çınladı. “Bir ben gerçeği biliyorum/kimsenin suçu değil bu/onlar yanlış biliyor.”

Haberin Devamı

Hal böyle olunca yanlış bilinenin doğrusunu yazmak gerekir.

İki gündür, orta öğretimde başörtüsünün serbest olmasına karşı çıkanların yorumlarını okuyorum.

Anlaşılan o ki bu başörtüsü serbestisine karşı olanlar üç ana gurupta toplanıyor.

BİR - Başını örtecek kız çocuğuna acıyanlar ve örtünen kız çocuğunun, çocukluğunu yaşayamayacağını düşünenler.

İKİ - Başını örtecek kızların ileride, Türkiye Cumhuriyeti Devleti için rejim tehdidi olacağına inanlar.

Bu her iki düşünce gurubuna, ilkokuldan sonra başını örten biri olarak, “düşünce ve korkularınızda yanıldığınızı” söylemek istiyorum.

Başörtülü bir kız çocuğu olmak, mutlu bir çocukluk yaşamanıza engel değildir. Ortada acınacak bir durum da yoktur. Ayrıca bu çocukların mutsuz olduğu, “adeta hayatlarının elinden alındığı” yargısına nereden varıldığını da bilmiyorum.

TUİK konuyla ilgili araştırma yapmış mı diye baktım. Ama ortada öyle bir veri de yok.

Açıkçası bu şekilde bir değerlendirmeyi, örtünen kızların aileleri açısından son derece onur kırıcı olarak görüyorum. Çocuklarına haksızlık yapan ebeveynler olarak lanse ediliyorlar.

Haberin Devamı

Hangi görüşten olursa olsun, herkesin çocuğunu kendi yaşam tarzına göre yetiştirme hak ve hürriyeti vardır.

Çocuğa yapılacak asıl haksızlık, merhametsiz, sevgisiz, hoşgörüsüz bir aile ortamında yetişmesidir.

Ayrıca, gözden kaçırılan önemli bir durum var ki, birçok aile, başını örtemeyeceği düşüncesi ile kız çocuklarını okula göndermek istemiyordu.

Bu kararla, örtünemedikleri gerekçesiyle çocuklarını orta öğretimle birlikte okula göndermeyen ailelerin gerekçeleri de ortadan kalkmış oldu. Onların da kızları artık okula rahatlıkla gidebilecek.

Bu çocuklar Türkiye’nin çocukları. Yani her biri bizim ve ülkemizin geleceği. Yeter ki okula gitsinler.

Haberin Devamı

Kız çocuklarının iyiliğini düşünüyorsanız bir de böyle bakmayı deneyin.

Merak etmeyin. Endişelenecek bir şey yok ortada. Türkiye’deki dindar aileler, çocuğum büyüsün de devletine düşman olsun düşüncesinde değiller.

Ailelerin çocuklarını arzu ettikleri gibi yetiştirme hak ve hürriyetine devlet de müdahele etmemelidir.

Dünyanın hiçbir yerinde dayatılan ideolojilerden fayda gelmemiştir.

Ayrıca eğitimle ilgili yığınla sorun varken enerjimizi yanlış yerde harcamanın faydasına da inanmıyorum.

Bu arada yazımın başında bahsettiğim gibi bir de 3. bir grup var ki, bu gurup, başörtüsünün sadece orta öğretimde değil, her alanda yasaklanmasını isteyenlerdir.

Haberin Devamı

Onların durumunu fazlasıyla vahim.

Yazarın Tüm Yazıları