ABD'nin sınırdaki varlığının sebebi ne?

Güncelleme Tarihi:

ABDnin sınırdaki varlığının sebebi ne
Oluşturulma Tarihi: Kasım 09, 2018 15:45

ABD'nin sınırdaki varlığının sebebi ne?

Haberin Devamı

Gül KABA - Gökhan ÇELİK - İSTANBUL, (DHA) - ABD'nin Türkiye'nin hemen yanı başında kurduğu üs ve tuttuğu askerlerle amacının PKK/YPG'yi korumak olduğunu söyleyen siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Uzmanı Prof. Dr. Sait Yılmaz, "ABD yapılanması Türkiye'nin bölgeye müdahalesini önlemeye yöneliktir" dedi. Hürriyet gazetesi yazarı Sedat Ergin de, Amerika'nın bölgede YPG'yi koruma rolüne soyunduğunu kaydetti.
ABD'nin askeri karargâhlarının yarıdan fazlasının kuzeyde Türkiye sınırına yakın mesafelerde olmasını değerlendiren İstanbul Esenyurt Üniversitesi İşletme ve Yönetim Bilimleri Fakültesi, Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sait Yılmaz, "ABD Fırat'ın doğusunda 20 tane üs kurdu. Bu üslerin hepsi de sözde DAEŞ ile mücadele için değil Türkiye'den gelebilecek muhtemel bir operasyona yönelik olarak istihbarat merkezleri amacıyla kuruldu. ABD'nin bu bölge 3 bin 500 kadar askeri var. Bu üslerde ne yapıyorlar? Türkiye'yi izliyorlar, istihbarat veriyorlar" diye konuştu. 

"PKK VE YPG'YE KENDİLERİNİ KORUSUN DİYE EĞİTİM VERİYORLAR"
Türkiye'nin bölgede olası hareket yapması durumunda PKK ve YPG'nin kendi koruması için sınıra yakın üs kurup asker bulundurduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Yılmaz, "Türk tanklarına karşı YPG, PKK kendini korusun diye hava savunma eğitiminden tutun, ağır silah eğitimine kadar verip, hem onları silahlandırıyorlar hem de istihbarat desteği sağlıyorlar" ifadelerini kullandı. 

"BÖLGE 20 BİN KADAR YPG/PKK ELEMANI VAR"
Prof. Dr. Yılmaz, "Bölge 20 bin kadar YPG/PKK elemanı var. Başlarındaki Şahin Ciro bölgedeki bütün Arap okullarını kapattı. Herkesten zorla vergi topluyorlar. Şu anda o bölgeyi tamamen Kürtleştirmeye çalışıyorlar" dedi.

"AMAÇ FIRAT'IN DOĞUNSUNDA BAĞIMSIZ DEVLET KURMAK"
ABD'nin YPG ve PKK ile olan ilişkisinin DAEŞ'in dışında olduğunu belirten Prof. Dr. Yılmaz, "Amaçları orada devlet kurmak. Kendi parlamentosu olan, vergisini toplayan, bayrağı olan devlet kurup Esad yönetimine sadece dış işlerini ve savunmayı bırakmayı hedefliyorlar. Ama tıpkı Barzani'de olduğu gibi uzun vadede amaçları bağımsız devlet kurmak. ABD'nin YPG/PKK ile olan ilişkisi DAEŞ'in dışındadır. Deyrizor'da şu anda sadece muharebe var o da YPG/PKK'nın sahasını genişletmesi için sürüyor. DAEŞ ile mücadele durdu. ABD üslerinin hiçbirisi DAEŞ ile mücadele için kullanılmıyor" diye konuştu. 

"ABD BİZİ UYUTMAYA ÇALIŞIYOR"
Fırat'ın doğusunda ABD'nin kendine bir bölge oyduğunu kaydeden Prof. Dr. Sait Yılmaz, "YPG ve PKK ile bunları sağlamlaştırmış. Burayı elinde tutarak ABD'nin çıkarlarını koruyor. ABD'nin niyeti de YPG'ye 'PKK değil' diyerek bizi uyutmak. Böylece bölgeyi YPG/PKK ile sağlamlaştırıyorlar. Yerel yönetimleri güçlendiriyorlar yani bağımsız bir devlete gideceklerini düşünüyorlar. Fırat'ın doğusunda nüfus az olduğu için ABD orada ülke inşası yapıyor. Valilikler, belediyeler kuruluyor, vergi toplamaya başladılar. Yani bir devletin temelleri atılıyor" dedi.

"TÜRKİYE İÇİN PKK VARLIĞI BÜYÜK BİR TEHDİTTİR"
Sınırdaki tehlikeye karşı uyarılarda bulunan Prof. Dr. Sait Yılmaz, "Türkiye için sınırımızın hemen güney doğusunda bir PKK varlığının orada olması büyük tehdittir. Yarın oradan bizi vurabilirler. Şu andaki süreçte kendi durumlarını korumak için bunu yapmıyorlar" diye konuştu. 

"FIRAT'IN DOĞUSUNA MÜDAHALE ETMELİYİZ"
Bölgedeki PKK'nin çok güçlü olmadığını söyleyen Prof. Dr. Yılmaz, "Türkçede bir söz var 'zor oyunu bozar', eğer biz Amerikalıların görünüşüne aldanıp, caydırıcılığı kabullenirsek bizden sonraki kuşaklar vebalini öder. Herkes bölgede çıkarlarını savunuyor ABD'de öyle, biz de çıkarlarımızı korumalıyız. Oraya müdahale etmeliyiz. Bu artık zorla yapılması gereken bir hale geldi. ABD'nin artık Türkiye'nin güvenliğini göz ardı etmesinin sınırına geldik. Eğer şimdi müdahale etmezsek ki bugüne kadar müdahale etmeliydik, oyun olduğu belliydi, çok geç olabilir" ifadelerini kullandı. 

"İNCİRLİK ÜSSÜ'NÜ BİR AN ÖNCE KAPATMALIYIZ"
Türkiye'nin bölgeye operasyon yapmaya gücünün yeteceğini ve geç kalındığını vurgulayan Prof. Dr. Yılmaz, "Amerikan askerleri buraya nereden geliyor? İncirlik Üssü'nden geliyor. Türkiye'nin İncirlik Üssü'nü bir an önce kapatması lazım ve buradaki Amerikalıların faaliyetlerine sınırlama getirmeliyiz. Göz göre göre senin altını oyan,aleyhine işler yapan devletin, senin sınırlarını kullanarak faaliyette bulunmasına izin vermek akıllıca değil. Geç kalırsak PKK devlet kurar, ABD bunu anayasaya geçirtir. Burası korumalı bölge olur, bir daha bölgeye Türkiye'nin müdahalesi de mümkün olmaz" dedi.

"ABD'NİN ASIL İSTEDİĞİ RAKKA'DAKİ PETROL YATAKLARI"
ABD'nin güçlü değil problemli ve zayıf bir Suriye istediğinin altını çizen Prof. Dr. Sait Yılmaz, "Amerika'nın asıl çıkarı Rakka'daki petrol yatakları, sonra da İran olayı. ABD bütün,kuvvetli Suriye istemiyor. Problemli ve zayıf bir Suriye istiyor. Çünkü Orta Doğu'da İran ile savaşması için kendine bir basamak güç istiyor. İran ile ilgili savaşta Kandil'i kullanacak.  ABD'nin buradaki YPG/PKK işbirliğinde de kendimizi kandırmayalım, devlet kurmaya yöneliktir. Buna adım adım gidiyorlar" diye konuştu. 

“ABD BÖLGEDE YPG'Yİ KORUMA ROLÜNE SOYUNUYOR"
Hürriyet gazetesi yazarı Sedat Ergin de, ABD'nin konu Suriye olduğunda NATO müttefiki Türkiye yerine PKK'nın bölgedeki uzantısı olan YPG ile ittifak kurduğuna dikkat çekti. Ergin, “Gerçekten de 2014, 2015 ve 2016'da YPG ile bir mücadele verildi. Başlangıçta bütün mesele DEAŞ tehdidinin Kuzey Suriye'den bertaraf edilmesiydi. Ancak tehdit zamanla kuzeyden güneye doğru ilerledi. ABD'nin şuan DEAŞ tehdidin olmadığı Kuzey Suriye'ye konumlanmasının ve bayrak göstermesinin başlıca muhtelif nedenleri var. ABD askerlerinin bölgedeki dağılış şekline baktığımızda Suriye'nin kuzeyinde Fırat'ı şayet başlangıç noktası olarak alırsak, batıdan Irak sınırına kuş uçuşu 350-400 km'lik bir mesafe. Bu mesafe içinde askerlerin yaygın bir şekilde o bölgeye serpiştirildiğini görüyoruz.  Bu dağılımda da YPG'nin mevzileri ile örtüşen ve onu tamamlayan bir askeri mantık var. Bu mantığa göre, Kuzey Suriye'de ittifak kurduğu ve terör örgütü PKK'nın Suriye uzantısı olan YPG ile ittifak ilişkisi kurmuş oluyor. Yani ABD bir anlamda YPG'yi koruma rolüne de soyunuyor" ifadelerini kullandı. 

“ABD TÜRKİYE'NİN TOPÇU ATIŞLARINDAN KAYGI DUYDU"
ABD'nin  Suriye'deki 22 askeri karargahının yarıdan fazlasının Türkiye sınırına yakın olduğuna dikkat çeken Ergin, “Son zamanlarda biz neyi gördük, Türk Silahlı Kuvvetleri Kuzey Suriye'de YPG mevzilerini topçu ateşi ile hedef aldığında, ABD askerleri aniden TSK'nın hedef aldığı yerlere geldi ve bayrak gösterdi. Hatta ABD Dışişleri Bakanlığı da yaptığı açıklamada 'bizim bombalanan bölgede askerlerimiz var ve bu yüzden de kaygı duyuyoruz' demişlerdi. Böylece Türkiye'nin topçu atışlarını durdurmaya davet etmişlerdi. Bundan da anlaşılıyor ki bir, Türkiye'nin bu hamlesi ABD'de de ciddi rahatsızlık yaratmış. Amerika askerlerini kuzeye sevk ederek, bir anlamda kendi ordusunu YPG ile Türk Silahlı Kuvvetleri arasına perde ördü. Bir anlamda YPG'yi TSK'nın topçu atışlarının hedefi olmaktan çıkarmak istiyor. NATO'dan dolayı Türkiye'nin müttefiki olan ABD, konu Kuzey Suriye olduğunda PKK'nın uzantısı bir örgütle ittifak kurma gayretinde" şeklinde konuştu.
Gazeteci yazar Sedat Ergin, sözlerine şöyle devam etti:
Resmi açıklamalara baktığımızda ABD, İran'ın Suriye üzerindeki etkinsi kırmaya, kesmeye, İran'ın nüfuzunu törpülemeye çalışıyor. Bunu da büyük ölçüde YPG'yi destekleyerek Suriye'de kendini kalıcı hale getiriyor. Bunu yapmaktaki hedefi de İran'ı kendisine göre dengeleyebilmek. Üzerinde durmamız gereken bir başka neden de YPG ile DEAŞ'a karşı mücadele için mutabakata vardığında, ABD yönetiminin Suriyeli Kürtlere belli işbirliğinin karşılığında belli güvenceler  verdiğini tahmin etmeliyiz. Bütün bu çabalar bağımsız Kürt devletine varır, varmaz bilinmez ama şu kesin önümüzdeki dönemde ABD'nin, Suriyeli Kürtlerin özellikle de YPG'nin hamisi rolüne soyunduğu aşikar.

(FOTOĞRAF))

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!