Vatandaşın milletvekillerinden beklentisi ne?
Güncelleme Tarihi:
Seçimler yaklaştı. Türkiye’de il il vatandaşlar 24 Haziran 2018 Pazar günü milletvekili ve cumhurbaşkanlığı seçimleri için sandık başına gidecekler. Hem milletvekili hem de cumhurbaşkanlığı seçiminin yapılacağı 24 Haziran seçimleri için partiler de milletvekili adaylarını belirlediler.
Bursa’da oy kullanmaya gidecekler AK Parti, CHP, MHP, İYİ Parti, HDP ve seçime giren diğer partilerden birine oy verecekler. Partilerin Bursa milletvekili adayları içinden oy dağılımına göre üst sıradakiler 600 milletvekilinden biri olacaklar. Peki, Bursalılar yeni seçilecek olan milletvekillerinden neler bekliyor? Hürriyet Bursa, sokağın nabzını tuttu ve vatandaşın milletvekillerinden beklentilerini sordu.
“ÖĞRETMENLER İÇİN FIRSAT OLUŞMALI”
- Umut Avcı: Milletvekillerinden öncelikle kendilerine tanınan ve halkın yararlanamadığı bir sürü sağlık avantajını halka bahşetmeleri gerektiğini düşünüyorum. Sonrasında artık din adamlarının değil de açıkta kalan zavallı öğretmenler için bir fırsat oluşturmaları gerekiyor. İşsizlikse bu ülkenin 16 senedir baş edemediği bir sorun. İşverenler çalışanların haklarını yiyor, iş alanına kesinlikle bir istihdam getirilmeli. Bu gün baktığınızda özellikle ağır bir işte çalışan insan protein kaynaklı beslenemezse kasları da gelişmez. 1600 lira maaşla bir aile değil haftada 1 et yemeği, yemeğin arasına atılmış ufak tefek et taneleri bile yiyemez.
“HALKIN VEKİLİ OLMALILAR”
- Musa Yağan: Eski yılı geride bırakılıp, yenisinin karşılandığı her yıl hemen hemen bütün insanlar, öncelikle yeni yılda daha iyi koşullarda çalışmayı ve yaşamayı, mutlu, huzurlu ve sağlıklı bir yıl geçirmeyi diler. Neredeyse her yeni yıla girildiğinde benzer beklentiler dile getirilir ve bütün bir yıl boyunca bu beklentileri gerçekleştirmek için uğraşılıyor. Geçmişten günümüze iyi veya kötü yürütülen her türlü mücadelenin, çabanın özünü hep daha iyi bir gelecek kaygısı oluşturuyor. Bütün bu sebeplerden dolayı yeni seçilecek olan milletvekillerinden beklentim, kendi ve parti çıkarlarını gözetmek yerine gerçekten halkın vekili olup kendi vatandaşlarının haklarını gözetmesini temenni ediyorum.
“ÇİFTÇİYİ, ÜRETİCİYİ, KÜÇÜK ESNAFI DÜŞÜNEN...”
- Emre Emiroğlu: Milletvekillerinden beklentim; halkını, çiftçiyi, üreticiyi, küçük esnafı düşünen ve bu konuda yararlı tasarıları meclise sunan, daha da ilerlemesi için çaba gösteren, daha yaşanılabilir çevre çalışması ve etrafın betonlaşması değil yeşillenmesi için önerilerde bulunması gibi temel beklentiler içerisindeyim. Ayrıca siyasi çıkarlar doğrultusunda ülkeyi kutuplaştıran değil emek ekseninde birleştiren vekiller olmalılar.
“ÖZEL ARAÇ TAHSİS ETMESİNLER”
- Gökhan Ezgin: Milletvekillerinden beklentim şudur ki; kendilerine ait özel araç tahsis etmesinler. Polis konvoyu eşliğinden sıyrılıp halka karışsınlar. Halktan biri gibi metroya ya da otobüse binip seyahat etmelerini ve maaşları asgari ücret olup bir şey alacak ya da yaptıracak olduklarında milletvekilliği kimliklerini ön plana atıp saygı beklemesinler. Ekmeğini kendileri alıp, marketini ve pazarını kendileri birebir pazara çıkıp yapsınlar. Hatta kira da otursunlar ve asgari ücret ile nasıl geçinilebilir bunu bizzat yaşayarak görsünler. Gerçekten Türkiye’de ki hayat şartlarının zorluğunu sadece bu söylediklerimi 1 ay denesinler. Milletvekilleri mevkilerini değil akıllarını, bilimi ve teknolojiyi doğru kullanarak bu doğrultuda halkın isteklerini karşılamaları gerektiğini düşünüyorum.
“SEÇİM ZAMANI GİBİ DUYARLI VEKİLLER İSTİYORUZ”
- Mert Tamahkar: Açıkçası yaş kemale eriyor fakat her insanın 18-20 yaş arası nasıl ve neler düşündüğünü ırk, din, dil fark etmeden her tavrından anlamak mümkün. Özellikle bu yaş oranı düşükse ve bu kişiler milletvekili yada adayıysa sorumluluk daha da artıyor. Şu durumda şahsen en önce beklentim; anayasanın ilk beş maddesini okumamış olan milletvekillerinin mecliste bulunmasıdır. Sürekli PKK gibi oluşumları savunanları mecliste istemiyorum. Seçim olmadan önce de seçim zamanı gibi duyarlı vekiller istiyoruz. Seçim bittikten sonra rahat bir nefes almalarını değil halk için daha çok çalışmaları gerektiğini düşünüyorum.
“İNSANLARI TARIMA DAHA ÇOK TEŞVİK ETMELİLER”
- Örsan Can: Ben doğma büyüme çiftçilik yapan bir ailede büyüdüm ve üretimin bir ülkenin her şeyi olduğuna inan bir bireyim. Hala tarım ürünleri üretmekteyim. Öncelikle üretim için kötü durumda olan çiftçilerimize nasıl destek çıkmalılar. Biz tohum olarak bile dışa bağımlıyız. Kendi tohumlarımızı bize ürettirmediler. İstediğimiz kendi ürünlerimizi üreten dışa bağımsız bir ülke olmak. İnsanlar hem maddi hem de psikolojik olarak çökmüş durumda. Milletvekilleri bulundukları şehrin tarımına ve emekçisine destek sağlamalıdır. Onları tarıma daha çok teşvik etmelidir. Halkın yanında olan her zaman kazanır.
“DAHA YAPICI VE ÜSTÜNLÜK KURAN DEĞİL...”
- Yılmaz Kaydızkurt: Yıllarca önceki meclislerde kavga edenleri uyuyanları ya da katılmayanları izledik. Milletin vekiliyseniz milletin aynasısınız demektir. Siz bu kadar kavga ederseniz halk çoktan bölünmüş demektir. Daha yapıcı, halka üstünlük kuran değil de gücünü halktan alan, üst mercileri kendileri seçtiğinin farkında olup yeri geldiğinde hesap sormasını bilen vekiller olmalarını istiyorum. Parti ya da görüş birliğiyle örgütsel çıkar doğrultusunda değil de Türkiye Cumhuriyeti geleceği ve gençliği için hareket eden bir meclis istiyorum. Milletimize vekil seçiminde partilerden çok bölgelerindeki adaylara dikkat etmelerini hatırlatır hayırlı seçimler dilerim.
“ÜRETEN KÖYLÜYÜ DESTEKLEYEN VEKİL İSTİYORUZ”
- Suphi Şensoy: Üretime yönelik planlı bir ekonomi oluşturan, milletten çalıp özelleştirilen kritik kamu kuruluşlarını tekrar devletleştiren, üretim yapan sanayiciyi, çalışan işçiyi, üreten köylüyü destekleyen milletvekilleri istiyoruz. Ülkemizi hep sırtından vuran, bir çok hükümeti iktidara taşıyan, darbe yapan, PKK ya silah verip eğiten ABD güdümündeki NATO’dan çıkmayı savunan, terörün kökünü kazıyacak milletvekilleri istiyoruz. Anayasadaki Devrim Kanunları uygulanacak, “Türkiye Şeyhler, Dervişler, Müritler Mensuplar Ülkesi Olamaz!” diyen uygulayan milletvekilleri istiyoruz. Bağımsız ve başı dik duran bir Türkiye istiyoruz diyen milletvekillerinin olmasını temenni ediyoruz.
“MECLİSTE UYUYAN DEĞİL, ÇALIŞAN VEKİL OLMALI”
- Yunus Tan: İlk olarak milletvekillerinden önce kendilerinin aldıkları ücretlerin düşürülmesini bekliyorum. Çünkü halkı temsil edenlerin halktan daha iyi bir yaşam sürmeleri mantıklı değil. Bununla birlikte mecliste uyuyan değil her zaman halkın ve kamu için çalışacak bir vekil olmaları gerekir. Yozlaşmanın gericiliğin karşısında durmalı ve cumhuriyeti muhafaza etmelilerdir. Emekçilerin sırtından geçinen sermayedarların çıkarlarını değil halkın ve ülkenin çıkarlarını düşünmelilerdir. Ülkede ki üniversitelere nitelik kazandırarak bilime ve sanata önem atfetmeleri gerekmektedir.
“BU GÜZELLİĞE SAHİP ÇIKMALARI GEREKİYOR”
- Ceren Durak: Bursa tarihi ve yeşilliğiyle gerçekten kıymetli bir şehir. Bu şehrin temsilcilerinin de öncelikle bu güzelliğe sahip çıkması gerekiyor. İmar konusunda daha özverili olunmalı. Özellikle İznik bölgesinde tarihi eserlere daha çok sahip çıkılmalı ve turistleri çekecek faaliyetler yapılmalı. Ayrıca bünyesinde barındırdığı üniversiteler nedeniyle öğrencilerinde ağırlıkta olduğu bir şehir. Görükle bölgesinde özellikle öğrenciler için daha güzel çalışmalar yapılabilir.
“KENDİLERİNİ BU HALKIN SEÇTİĞİNİ UNUTMASINLAR”
- Başak Kaval: Her ne kadar beklentilerimiz olsa da gerçekleşmeyeceğini düşünüyorum. Ama bir yandan da bu düzenin değişmesi gerektiği kanısındayım. Milletvekilleri ilk önce kendilerini bu halkın seçtiğini unutmasınlar. “Ben seçimi kazandım, bundan sonra keyfime bakarım” demesinler. Vatandaşın dertlerini dinleyip elinden geldiğince bunları çözüme ulaştırmak için uğraşsınlar. Ayrıca maaşları da dudak uçurtacak meblağlarda olmasın. Asgari ücrette çalışan işçinin halinden ancak aynı şartlarda yaşamış veya yaşayacak olan bir vekil anlayabilir. Yoksa bu düzen geldiği gibi devam eder.
“KADIN VEKİL SAYISI EŞİT OLMALI”
- Melike Kursak: Öncelikli olması gereken, kadın milletvekili sayısının erkek milletvekili sayısıyla eşit hale gelmesidir. Cinsiyete göre düzenlenmiş iş bölümünün olduğu, kültürel kalıplara bağlı hareket eden bir düzene ve düşünce biçimine son verilmelidir. Kadınlar yaşamın her alanında var olacaktır. Bunun için git gide artan kadına yönelik sözlü ve fiziksel şiddete karşı caydırıcı cezalar verilmeli ve bu sorunun ortadan kaldırılması için daha çok çalışılmalıdır. Toplumun içindeki eril sistem, erkeğin şiddet göstermesini normalleştirmeye çalışmakta veya görmezden gelmektedir. Bu nedenle kadına yönelik şiddeti ortadan kaldırmak için eğitimin önemi unutulmamalıdır. Çocukların gelecekteki toplumsal rollerine doğru yönelmesi için ezberci ve sınava dayalı bir eğitim sistemi içinde kaybolmalarına izin verilmemelidir. Bu yüzden milletvekilleri eğitimin yeniden yapılandırılmasında doğru adımların atılmasını sağlamak zorundadır.