(YENİDEN) Prof. Dr. Durgun: Yeni sistem dış politikada ülke siyasetine dinamizm katacak

Güncelleme Tarihi:

(YENİDEN)  Prof. Dr. Durgun: Yeni sistem dış politikada ülke siyasetine dinamizm katacak
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 09, 2018 11:46

(YENİDEN) Prof. Dr. Durgun: Yeni sistem dış politikada ülke siyasetine dinamizm katacak

Haberin Devamı

İSTANBUL, (DHA)- CUMHURBAŞKANLIĞI Hükümet Sistemi'nin dış politikada ülke siyasetine dinamizm katacağını belirten İstanbul Gelişim Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Şenol Durgun, “Eski yapıdaki siyasi sorumluluğun bölünmüş olması ve bu durumun kararların daha fazla tartışılarak alınması; konu ile ilgili kamuoyunda uzlaşma yaratıyordu. Bu durum yeni yapıda olmayacak. Bu eksikliğin giderilmesi yönünde tedbirler alınmalıdır. Bu da ancak güçlü bir uzman entelektüel bürokrat grubunun varlığıyla aşılabilir. Yani işlerle ilgili bürokratik yapılanmasının çok daha rasyonel bir şekilde oluşturulması gerekmektedir” dedi.

 “YENİ SİSTEM TOPLUMSAL BARIŞA ÖNEMLİ KATKI YAPMAKTADIR”

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin Türkiye’ye en önemli katkısının toplumsal uzlaşma ve sosyal barışın tesisi konusunda olacağına inandığını belirten İstanbul Gelişim Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Şenol Durgun Türkiye'nin yeni siyasal sistemi ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. Durgun şunları söyledi:

 “Bunun işaretleri referandum sonrası süreçte görülmeye başlanmıştı bile. Türkiye geçmiş yıllarda ülke olarak ideolojik kutuplaşmanın bedelini ağır bir şekilde ödemesini göz önünde bulundurursak, bu aşırılıkların giderilmesi, her zaman yapılan, bitmeyen ve ülke insanının enerjisini boş yere tüketen müzmin rejim tartışmalarını sonlandırma noktasında katkı bulunacağını düşünüyorum. Nitekim hem referandum sürecinde hem de son seçimlerde yürütmenin başına geçmek için yüzde 50 üstü kuralı, 1980 öncesinde bir araya gelmesi ihtimal dâhilinde olmayan ve hatta birbirlerine selam bile vermesi düşünülmeyen ideolojik hareketlerin seçilebilme veya siyasette etkinlik alanı yaratabilmeleri için ilişkiye ve hatta ittifak kurmaya zorlanmaları, toplumsal barışa önemli katkı yapmaktadır.”

Türkiye’nin siyasi geçmişinde ideolojik grupların sokaklarda kendileri için “kurtarılmış alanlar” yarattıkları dönemlere de değinen Durgun, “Başka siyasi görüşe sahip insanların bu alanlara şiddet ve zor yoluyla giremedikleri düşünülürse, seçilebilme kuralı gerekçesiyle bu grupların siyasi temsilcilerinin ülke yönetiminde söz sahibi olmak için ittifak arayışlarında bulunmaları, sosyal tabandaki farklı ideolojik bakışa sahip insanların ilişki biçimlerini, bakışlarını değiştirmelerine katkıda bulunacağı muhakkaktır” dedi.

“KOALİSYON HÜKÜMETLERİ HER ZAMAN ELEŞTİRİ KONUSU OLMUŞTUR”

Mevcut yapıyla hükümetin oluşumu alanında koalisyon döneminin de tarihe karıştığını dile getiren Durgun şöyle dedi: “Koalisyon hükümetleri, siyasal sistemin etkili çalışması yönünden her zaman eleştiri konusu olmuştur. Hatta bu duruma bir anlamda tepki olarak 1980 darbesi sonrası süreçte yeniden demokratik hayata geçiş yapılırken, ele alınan konulardan bir tanesi de koalisyon sorununa nasıl çözüm bulabiliriz konusuydu. Bu amaçla farklı öneriler siyasal hayatımızda tartışma konusu olmuştur. Bunlardan bir tanesi de bir ara İsrail’de uygulamaya konulan ve sonra işlemediği görülen ve de kaldırılan ülkeyi yönetecek başbakanın da seçimle belirlenmesi kuralıydı. Ancak 12 Eylül 1980 darbesini yapanların bu konudaki düzenlemesi yüzde 10 genel oy barajı olmuştur. Bir ara buna il barajı kuralı da eklenmişti. Sonra bu kural kaldırıldı, sadece yüzde 10 genel oy barajı kuralı uygulandı. Bu düzenleme koalisyon hükümeti zorlamasına çözüm bulmak üzere oluşturulan bir kuraldı. Ancak Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile bu durum ortadan kalkmaktadır. Yüzde 50 üstü oy alma zorunluluğu, ilk tur da seçilmezse ikinci turda ilk turda en fazla oy alanlardan ikisinden birinin seçilerek yönetmesi kuralı, geçmiş dönemlerin önemli bir tartışma konusu olan koalisyon hükümeti tartışmaları sorununu ortadan kaldırmaktadır.”

ESKİ SİSTEME GÖRE ÇOK DAHA ETKİLİ OLACAKTIR"

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin 'başkanlık' mantığı çerçevesinde hazırlandığından, daha önce parlamenter sistemde var olan siyasi sorumluluğun bölünmüşlüğü durumunun yaşanmayacağına vurgu yapan Durgun, “Parlamenter sistem içinde yetki durumları farklı olsa da siyasi sorumluluk Cumhurbaşkanı, Başbakan, Bakanlar arasında bölünmüşken, burada icra tek elde toplanmakta ve sorumluluk da tek bir makama verilmektedir. Bu bakımdan hızlı karar alma ve kararların yine hızlı bir şekilde yerine getirilmesi takip ve denetlenmesinde eski sisteme göre çok daha etkili olacaktır” dedi.

“YENİ SİSTEM DIŞ POLİTİKADA ÜLKE SİYASETİNE DİNAMİZM KATACAK”

Yeni sistemin dış politikada da ülke siyasetine dinamizm katacağına inandığını dile getiren İstanbul Gelişim Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Şenol Durgun, “Yalnız burada dikkat edilmesi gereken husus, eski yapıdaki siyasi sorumluluğun bölünmüş olması ve bu durumun kararların daha fazla tartışılarak alınması ve konu ile ilgili kamuoyunda uzlaşma yaratma durumu yeni yapıda eskisi gibi olmayacağından, bu durumun eksikliği giderilmesi yönünde tedbirler almaktır. Bu da ancak güçlü bir uzman entelektüel bürokrat grubunun varlığıyla aşılabilir. Yani işlerle ilgili bürokratik yapılanmasının çok daha rasyonel bir şekilde oluşturulması gerekmektedir” diye konuştu.

(FOTOĞRAF)

 

 

 

 

 

 

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!