Yeni yılın kilit sözcüğü

SON birkaç yıldır bir öncekinin özelliklerine bakarak yeni yılın belirleyici sözcüğünü seçmeye çalışıyorum. Bu yılın anahtar sözcüğü ne olacak?

2005’e bütünleşme sorunlarının yol açtığı krizler damgasını vurdu. Avrupa’da elli yıl önce işçi olarak kıtaya gelen Müslümanlara hálá yabancı gözüyle bakıldığını kanıtlayan yıldı 2005.

Fransa Cumhurbaşkanı Chirac, varoşlardan yükselen isyanı değerlendirirken ‘Fransa ayrımcılık zehiri yüzünden acı çekiyor’ diyordu.

Çok kültürlüğe en fazla hoş görü gösterilen ülke olmakla övünen Hollanda, 2005’te bu politikalarını tamamen terk ediyor ve Hollandalı ortak paydasını güçlendirmek için önlemler alıyordu. Vatandaşlık sınavı ve iyi derecede dil bilgisi koşulu kendi ülkesinden biriyle evlenmek isteyen Türk ve Kuzey Afrika kökenli Hollanda vatandaşlarını güç durumda bıraktı.

İngiltere, yabancı kökenlilerle ilgili politikalarının ‘ülkeye sadakat duygusu’nu geliştirmekte eksik kalıp kalmadığını görmek için özel ‘görev güçleri-task force’lar oluşturdu 2005’te.

Fransa başta, yabancı işçilerin ikinci ve üçüncü kuşağının, doğup büyüdükleri ama kabul görmedikleri vatanlarına karşı isyanlarını dile getiren başkaldırılar, elli yıldan bu yana entegrasyon sorununun çözülmediğini 2005’te kabul ettirdi.

İtalyan Başbakan Yardımcısı Franco Fini, ‘Avrupa, uygulanabilirliği olan yeni bir entegrasyon modeli yaratmak zorunda’ sözleriyle itiraf etti bu durumu.

***

ENTEGRASYON
için yeni model arayışı 2006’ya damgasını vuracak. Almanya Federal Meclis Başkanı Norbert Lammert, yılın son çalışma günü yaptığı açıklamada, ülkedeki yabancı kökenlilerden, ‘Alman toplumuna asgari de olsa sempati göstermelerini’ istedi. Bu da bir öneriydi.

İyi de sempati ve uyum karşılıklı bir şey değil midir?

Entegrasyon denince, çoğunluğun aklına ilk gelen, azınlığın kendisine uyumu.

Taraflardan birinin kendisine ait olandan vazgeçip diğerininkini benimsemesi bütünleştirmenin formülü olabilir mi?

Almanya’nın tanınmış yazarlarından İran kökenli Navid Karmani, ‘Ben Almanım diyemiyorum. Ama rahatlıkla Avrupalı olduğumu söyleyebiliyorum’ diyor. Çünkü Avrupalı kimliği, etnik ve dini temele değil demokrasi, insan haklar gibi ortak değerlere dayalı bir kimlik.

Yeni entegrasyon modelinin ipucu belki de burada.

***

SADECE
Avrupa değil, Irak da entegrasyon krizi ile karşı karşıya. Bu krize bulunacak çözüm bölgeyi etkileyecek.

Türkiye’de de entegrasyon sorunları, 2005’e damgasını vurdu.

Türk-Kürt ayrışması, İslamcı-laik karşıtlığı hiç bu yılki kadar derinleşmemişti.

Bu çatlakların üstesinden gelmek ne yasal baskılarla ne de zorla mümkün. Ekonomik eşitsizliğin hüküm sürdüğü, insanların ancak cemaatleşerek kendileri için özgürlük alanları yaratabildikleri bir yerde entegrasyon bir sorundur.

2006’nın en çok kullanılan anahtar sözcüğü entegrasyon olacak.

Sevgili okuyucularım 2006’nın, ortak mutluluğu inşa ve onu yaşama keyfinin paylaşıldığı bir yıl olmasını diliyorum.
Yazarın Tüm Yazıları