Yeni yılda uzun vadeli hedefler

UZUN vadeli hedefler, kısa vadede ekonomik istikrar yakalanıp kalıcılığı garanti altına alındıktan sonra üzerinde düşünülmesi gereken konulardır.

Hedeflerin vadeleri karıştırıldığında, kısa ve ya uzun vadede, hiçbir hedefi gerçekleştirememek gibi bir duruma düşülebilir.

Türkiye'de kısa ve uzun vadeli hedefler çoğu zaman birbirine karıştırıldığından işler çıkmaza girmiştir. Uzun vadeli hedefler daima çekicidir. Kulağa hoş gelir. Ama, kısa vadede gerçekleştirilmeye çalışıldığında, elimizde-avucumuzda olanı da alıp götürür.

SOSYAL HEDEFLER

Uzun vadede gelir dağılımını düzeltecek mekanizmaları kurmak zorundayız. Bunun yolu ekonomiyi kayıt altına alıp vergi gelirlerinde esneklik sağlamaktan geçer. Ancak, ihtiyacı olduğunda vergi gelirlerini artırabilen devletler sosyal harcamaları da gerektiğinde artırabilecek olanaklara sahiptir.

Üzerinden vergi alınmayan bir gelir düzeyi tespit edilmelidir. Bugünkü yapıda, asgari ücret düzeyinde bir gelirin vergiden muaf olması düşünülebilir. Ama, asgari ücret alan çalışanlar dahi vergi beyannamesi doldurmalıdırlar.

Vergi sistemi adil ve ekonomik ilkeler içinde mantıklı olmalıdır. Sistem vergi gelirlerini azamiye çıkaracak bir biçimde değil, her ekonomik faaliyetin vergiye konu olabilmesi üzerine kurulmalıdır. Verginin vergisini alarak devletin vergi gelirlerini sağlıklı bir yapıya kavuşturabilmesi mümkün değildir.

Ekonomide şirketleşme özendirilmeli, hatta zorunlu hale getirilmelidir. Vergi beyannamesi doldurmak defter tutmak ya da beyana esas doküman toplamak demektir. Birinin harcamasının diğerinin cirosu olduğu ilkesi kayıt dışı kaldığında, vergi toplamak da, devletin bir takım sübvansiyonlar vermesini de havada bırakır. Kayıp artar. Şirketleşmenin önem kazandığı sektörlerin başında tarım gelmektedir.

Vergi gelirlerinin üçte biri dolaylı vergilerden, üçte ikisi doğrudan vergilerden oluşmalıdır. Devletin üç temel vergi kalemi olmalıdır: gelir, kurumlar ve katma değer vergileri. Her üçünde de oranlar düşürülmeye çalışılmalıdır.

İHRACAT

İhracat hem mal bazında, hem de ülke bazında çeşitlendirilmelidir. Bugün, artık dünyada giderek tüketimi gelire göre azalan mallar ihraç etmekte ve ihracatımızın çoğunu kısıtlı sayıda ülkelere yapmaktayız. Tekstil, ihracatı öğrenmek için iyi bir maldı. Ama, tekstil sektörüne güvenerek dış dünya ile bütünleşmiş bir ekonomi yaratamayız. Mal çeşitliliğini artırmak ve yoğunlukla ihracat yaptığımız ülkelerin sayısını 5-7 den 20-30'a çıkartmak zorundayız.

Enerji kaynaklarımızı çeşitlendirmek durumundayız. Yalnızca hidroelektrik ve termik santrallerle enerji üretiminin yeterliliğini ve devamlılığını sağlayabilmek riskli bir olaydır. Rüzgar ve nükleer enerji kaynaklarını ihmal edemeyiz.
Yazarın Tüm Yazıları