Yeni yıla yorgun girecekler

İstanbul’un eğlence hayatının ilginç bir özelliği var. Halkımız genelde hafta sonları eğlenirken, ünlüler, hafta içi ortalıkta görünmeyi seviyor. Bunun en büyük nedeni de, davetlerin genelde hafta içi olması

Haberin Devamı

Geçen hafta davetler çok yoğundu. Hemen her gece ya bir şirketin ya da derneğin daveti vardı. Katılan tanınmış isimlerin, hafta sonlarını evlerinde baygın bir şekilde geçirdikleri yönünde bilgiler, enerjisi bitmeyenler tarafından hâlâ yayılıyor.
Anjelique daveti önemliydi mesela. 10. Yıl kutlaması yapıldı. Galatasaray’ın eski başkanı Adnan Polat bile oradaydı. Parti ciddiydi. Davetiyede, ‘siyah takım’ yazıyordu. Ama bol miktarda jean giyinmiş kitle vardı.
Cipriani, şık otel Edition l’daki İtalyan restoranı. Geçen hafta, sağlam bir parti verdi. Katılan kitle, gerçekten sosyetenin en havalı bölümünden seçilmişti. Rakip otel Dedeman’ın sahibesi Özlem Önal bile oradaydı. İkram edilen mönü elimde. Gerçek bir gurmeyle inceleme aşamasındayız. İçeriğin ne olduğu çözünce, sizlerle paylaşırım.
Gelelim haftanın en ağır davetine... Ev sahibi Rahmi Koç dersem, anlarsınız. Deniz Temiz Derneği’nin 17. yıldönümü nedeniyle Four Seasons Hotel Bosphorus’ta yapıldı. Tam 450 davetli katıldı. Konukların, denize bir şey atmaması, dikkat çekiciydi.
Avrupa yakasında bunlar olurken, karşı tarafta Ali Ağaoğlu, MyClub’da, yüzlerce kişiye garaj partisi veriyordu. Gece o kadar başarılıydı ki, Ağaoğlu, bu işi profesyonelce yapsa, inşaat işini ikinci plana atar gibime geliyor.
Bütün davetler bu kadar değil elbette. Ama o kadar çok parti var ki bugünlerde, yazmaya kalksam sayfalar yetmez.

Haberin Devamı

Yaza merhaba

Ship Ahoy, Bodrum Türkbükü’nde, eğlencenin zirvesidir. Lokomotif görevi yapar. Abartmadan söylüyorum, mekan beldeyi terk etse, Türkbükü’nde gece hayatı biter. İki yaz önce ses yasağı uygulamaları yüzünden bir iki hafta işe ara verince, Türkbükü gece hayatının nasıl fren yaptığını gözlerimle görmüştüm. DJ Meto, Ship Ahoy’un müziğinin başındadır. Şimdi kışın ortasındayız. Kulakları paslanmasın diye, mekanın atmosferini Blackk’de sürdürmeye karar verdiği haberi geldi. Her çarşamba ‘Blackk Magic Party’ adıyla pikap başına geçecek Meto’yu izleyelim bakalım. Bu havada ısınmak için iyi gider.

5. Kat’ın Beyoğlu çıkarması

Haberin Devamı

Hürriyet’in beşinci katı, haftasonu gazetelerinin hazırlandığı yer olarak İkitelli’de nam salmıştır. Magazin servisiyle komşudur. O kata girdiğinizde, göze çarpan ciddiyet, gazete yerine, İran için nükleer yazılım hazırlanıyor izlenimi verir. Fakat aynı insanları bir de eğlenirken görmenizde fayda var. Alayı anarşist ruhlu. Parti mekanları, garaj, depo, sığınak gibi yerler. Bu mekanlara kapıdan ürpererek girersiniz ama tüneli geçince inanılmaz bir ortamla karşılaşırsınız.
Bu ekip, yeni yılı kutlamaya karar verince, tam yanımızdaki terk edilmiş fabrika binasını gözlerine kestirdi sanmıştım. Fakat yanıldım. Normal bir yeri tercih etmişlerdi bu yıl. Asmalımescit yakınlarındaki, Lux hedef seçilmişti.
İçeri göz attığımda, lider İskender Baydar’ı gördüm önce. Şık smokiniyle ev sahibi olarak, mekanın uzun barı önünde ring seferleri yaparak, ekip ve misafirlerle ilgileniyordu. Hakan Gence ve Drita Draz DJ kabininde, diğerleri koşturmaca, eğlenme arası bir ruh yapısıyla ortalardaydılar. Uzun barın bir ucunda Ertuğrul Özkök, Ayşe Arman, öbür ucunda Mehmet Yılmaz ve Sinan Öncel ilgi odaklarıydı.
Eğlence tam gaz giderken, Savaş Özbey’in seri tweetler’i gecenin ortasına düştü. “Sabah geç kalmayın, bir yılbaşı özel eki, iki cumartesi bir de Pazar gazetesi yapacaz” türünden. Sonra ne mi oldu? Ekip, gece yarısına doğru disiplinli bir şekilde dağıldı. Sabah işe erken gelebildiler mi, bilemedim.

Haberin Devamı

Saat onların değilmiş

Geçen hafta “Dice Kayek saat işine girdi” diye haber yapmıştım. PR şirketinden gelen mail “Dice Kayek’in 2012 koleksiyonunda sportif ve şık erkeklerin beğenilerine yönelik farklı alternatiflere yer veriliyor. Yeni yılın modası büyük saatler” diye başlayıp devam ediyordu. İnandım, yazdım.
Bu kez Dice Kayek’ten gelen başka bir mail geldi. Haberi beğendiler sanırım diye tıkladım. Bakın ne yazmışlardı:
“Onlarca kere bütün medya temsilcilerine, bu saatlerin bizimle hiçbir alakası olmadığını, bu firmanın yıllardır emek vererek bir yerlere getirdiğimiz markamızın ismini kullanarak bize hiç uymayan tasarımlar, PR çalışmaları yaptığını net bir şekilde açıkladık.”
PR şirketi ‘Dice Kayek’ saatleri diyor. Dice Kayek bize ait değil açıklaması gönderiyor. Dice Kayek’e mail atıp nedir peki bu olayın aslı diye sordum, yanıt şöyle: “Bu firma, Dice Kayek ileride önemli bir marka olacak, şimdiden bunu saat kategorisinde tescil ettirelim, demiş ve ettirmiş ve maalesef bu tescil de kabul edilmiş.”
En garip durumu da şöyle aktarıyorlar: “Tasarımlarını aldıkları markalar, Dice Kayek olarak bize dava açmaya kalkışıyor.”
Durum budur.

Yazarın Tüm Yazıları