Yeni kadınlar geliyor

Güncelleme Tarihi:

Yeni kadınlar geliyor
Oluşturulma Tarihi: Aralık 18, 1997 00:00

Çılgın akıllı girişimciBurcu Cedetaş, çılgın ama akıllı ve çok güzel bir girişimci. İnternet'in yeni bir medya aracı olduğunu farkedip, bir İnternet servisi sağlayıcı şirketi kuranlardan: Prizmanet. Saint Michel ve Boğaziçi Üniversitesi mezunu Cedetaş hayattaki her şeyin öncelikle içeriğiyle ilgileniyor, Prizmanet'in tipik bir İnternet servis sağlayıcı olarak çalışmadığını anlatıyor.ONUN SHOWROOM'U VARTaç Demirağ 29 yaşında. High School ve Mimar Sinan Üniversitesi Mimarlık fakültesi mezunu. Bugüne kadar Ertur Yener, Mehmet Konuralp ve Hasan Mingü gibi mimarlarla çalışmış. Şu anda kendi mimarlık şirketi ve showroom'u var: Dekordesign. Demirağ, evli, gecenin bir yarısında, ‘‘Usta aradı, şantiyeye gitmem lazım, duvarlar akıyormuş’’ dediğinde, ‘‘Hadi beraber gidelim’’ diyen, surat asıp hayatını zindan etmeyen, hoş ve boş olmayan bir de kocası var!KENDİ İŞİM OLMALI Canan Akyüz, Acentam Textile Agency adlı şirketin sahibi. 30 yaşında. Hayatı boyunca, ‘‘Ne ticareti? Olur mu? Git bir yerde maaşlı çalış!’’ laflarını duyduğunu ama yılmadığını söylüyor. Onun maaşlı çalışmaya alerjisi var! ‘‘Sonunda da ne halin varsa gör dediler. Şimdi görüyorlar, halim iyi, bu işi beceriyorum...Çimlerin üzerinde bir arada gördüğünüz Burcu Cedetaş, Meri Bahar, Grasiella Kohener, Söğüt Araşan, Esra Orhon, Gonca Karakaş, Canan Akyüz, Yakut Tarman, Taç Demirağ, sayıları az olan ama gün geçtikçe çoğalan yeni kadınların sadece bazıları. Bugüne kadar, kadın dergileri bir yeni kadındır tutturdu. Kah, özgür kadınlardan söz edildi, kah, başarı için her yolun mübah olduğunu düşünen kariyer kadınlarından. Oysa, bu kadınlar başka. Onlar ne kafayı sadece kariyerle bozan, ne de başarı için her şeyi hatta erkekleşmeyi mübah sayan kadınlardan. Aileleriyle, kocalarıyla, çocuklarıyla başarılı ve bağımsız olmanın yolunu bulan yeni kadınlar onlar. Üstelik hiçbiri maaşlı çalışmıyor, hepsinin kendi kurdukları bir iş, yani birer şirketi var... Bütün bunları ne zaman yaptılar...Makyavelist feminist değilim!Yeni kadınlar deyince, ‘‘özgür kadınlar’’dan söz edildi bugüne kadar. Erkeklerin arasından sıyrılan kadınlardan. Ya da kafayı kariyerle bozmuş, başarı için her yolu, hatta ‘‘erkekleşmeyi’’ mübah sayan, makyevalist, feminist kadınlardan. Hep onlar yazılıp çizildi, bahis konusu edildi. Oysa, bir araya getirdiğimiz on kadın bu saydıklarımızdan farklı. Ondan yeni. Erkeklerle, iş dünyasıyla ve en önemlisi aileleriyle birlikte var olabilmenin bütün o kaos içinde başarılı ve bağımsız olabilmenin yöntemlerini bulabilen kadınlar yeni kadınlar. Ve geliyorlar. Sayıları her geçen gün çoğalıyor. Üstelik hepsi çok genç ve kendilerini hiç tereddütsüz farklı bir biçimde ifade ediyor:Sorunları erkekler değilHayatlarını ailelerine göre organize ediyorlar (Gerekirse aynı apartmanda çalışıyorlar, çocuklarını ihmal etmiyorlar ya da çalışma saatlerini çocuklarının uyku saatlerine göre ayarlıyorlar)Kadınların bugüne kadar görülmediği iş alanlarında başarılı oluyorlar, çünkü hepsi girişimciKendi şirketleri var ama iş hırsları ailelerinin ve kendilerinin ihtiyaçlarıyla sınırlıHepsi bakımlı, bundan asla taviz vermiyorlar. Kadın olmanın getirdiği yumuşak değerlere sahiplerİyi eğitimli ve bir kaç dil birden biliyorlarHerkesden aldıkları ortak tepki: ‘‘Bu yaşta, bütün bunları ne zaman yaptın?’’Hiçbiri ünlü değil. Şöhreti değil, hem aile, hem de ‘‘içi boş olmayan başarı’’yı yakalamak için uğraşıyorlar.Canan AkyüzMaaşlı çalışmaya alerjisi varCanan Akyüz, Acentam Textile Agency adlı şirketin sahibi. 30 yaşında. Anlaşılacağı üzere tekstil işinde. Henüz bir kocası yok ama köpeği var! (Bu sadece şakaydı, erkekleri aşağılamak için yazılmadı!) Köpeğini ofise getiriyor, yani onu ihmal etmiyor. Canan, konuşurken çok espri yapıyor ve inanılmaz güzel gülüyor. Kadınların da kafasının ticarete bastığını anlatıyor: ‘‘Müşterilerimiz yurt dışından, onlar burada bizim aracılığımızla imalat yapıyorlar. Yani onların buradaki koluyum. Aracıyım ve komisyon bazında çalışıyorum’’. Canan, hayatı boyunca, ‘‘Ne ticareti? Olur mu? Git bir yerde maaşlı çalış!’’ laflarını duyduğunu ama yılmadığını söylüyor. Onun maaşlı çalışmaya alerjisi var! ‘‘Sonunda da ne halin varsa gör dediler. Şimdi görüyorlar, halim iyi, bu işi beceriyorum. On milyon mark Kasım ayı itibariyle döviz getirdim ama ne kazanıyorsun dersen, o rakamlara kıyasla çok cüzzi kalıyor. Gerçi şu anda ihracatçılar bile o kadar küçük marjlarla çalışıyorlar ki! Kadın olmam, tuhaftır, ticarette tercih sebebi olmama neden oluyor. Çünkü kadınlar daha çok güven veriyor. Daha detaycılar, dikkatliler ve sözlerini tutuyorlar. 26 yaşında kurdum şirketi, şu an on kişiyiz, artık problem çözücü haldeyim. Eskiden özel hayatım yok gibiydi, şimdi kesinlikle zaman ayırıyorum kendime. Senelerdir İtalyanca kursuna gitmek istiyordum. Artık gidiyorum.’’Burcu Cedetaşİnternet'te ilk canlı yayınBurcu Cedetaş, Prizmanet adlı şirketin sahibi. O, çılgın ama akıllı bir girişimci. İnternet'in yeni bir medya aracı olduğunu farkedip, bir İnternet servis sağlayıcısı şirketi kuranlardan. Allah sizi inandırsın henüz 29 yaşında. Saint Michel ve Boğaziçi Üniversitesi mezunu. Sonra da İTÜ'de sanat tarihi master'ı yapmış. Televizyon kanallarına kültür sanat ağırlıklı programlar ve belgeseller yapmış. Çok sarmış, ama anlamış ki ülkemizde bunun pek alıcısı yok. Medyanın genel olarak fazla hızlı trafiğinin ona göre olmadığını söylüyor. Ve hayattaki her şeyin öncelikle içeriğiyle ilgileniyor: ‘‘Bizimki gibi bir şirket kurmak ciddi kapital isteyen bir iş. Yani, bir bilgisayar, sekreter ve ofis kiralamakla olmuyor. Cedetaş Grubu finans konusunda destek oldu ve biz abimle başladık. İş kendi işiniz olduğu için, saat altıda çıkayım da gideyim diyemiyorsunuz. Çok yakın bir döneme kadar bayramlar dahil haftanın yedi günü çalıştım. Şu an 25'e yakın bir ekip var Prizmanet'te. Tipik bir servis sağlayıcı olarak çalışmıyoruz. Kurulduğumuz günden itibaren çalışmalarımız öncelikle içerikle ilgili. Mesela neler? 12 Türk sanatçının katılımıyla ‘İnternette Türk Sanatı’’ diye bir proje hazırladık. Keyifli bir çalışmaydı ve Bilişim 96 Kurultayı da ödüle layık gördü. 96’dan Haziran'ından beri de ‘Kent Pusulası’ diye bir ürünümüz var. Avrupa Komisyonu ve G7 ülkelerinin ortak projesi olan GİP (Global İnvental Project) ödülünü kazandı. İnternet'te İstanbul'dan ilk canlı yayını biz başlattık. İki kameradan hem birinci köprüyü ve Kızkulesi'ni canlı yayınlıyoruz. Sonra emlak ilanlarını veriyoruz. Oldukça iyi ziyaretçi alıyor. Biz içeriğe yoğunlaşıyoruz. Teknoloji daha yeni oturuyor, ciddi takip ve dikkat gerektiriyor, anlayacağınız işten eve gelip evdeki bilgisayarın önüne oturmak gibi bir bilgisayar köleliğine doğru ilerliyorum. Ben galiba evde kaldım!''Senem ZihnioğluBal sektöründeki tek kadınSenem Zihnioğlu 26 yaşında. Evli. Eşinin kendisine çok destek olduğunu söylüyor. Boğaziçi Üniversitesi İngilizce Öğretmenliğini bitiriyor. Sonra da çeşitli büyük şirketlerde çalışıyor. En son çalıştığı Tetra Pak'dan da ayrılınca bal işine giriyor. Evet yanlış okumadınız, kendisi bal sektöründeki tek kadın bu ülkede: ‘‘Kendi işimi kurdum. Ticaretle uğraşıyorum ve bundan çok da keyif alıyorum. Arbal olarak yaptığım, marketlere nihai ürün sunmak. Yani balın sadece pazarlama ve ticaret kısmı bana ait. Şu an beş elemanımız var. Pazar genişlendikçe eleman sayısının artması gerekiyor. Üretimi ben yapmıyorum hazır alıyorum.’’ Senem, bal sektöründe kulvarların çok faklı olduğunu söylüyor ve ekliyor: ‘‘İyi adamlar ve kötü adamlar var. İyi adam olarak üç beş firma var. Biz de iyi adamlar kulvarındayız. Kötü adamlar bala hile katanlar. Baldan para kazanmak isteyen bir çok kişi hile katarak yapıyor bu işi. Benim yaptığım iş ne ise onu iyi ve düzgün yapıyor olmam gerekiyor. Yapıyorum da. Bal piyasanıdaki tek kadınım. Bana çok iyi davranıyorlar. Gerçi kadın olduğum için beni zorlamaya çalışıyorlar, daha çok pazarlık ediyorlar.’’Esra Orhon-Söğüt AraşanBu sektörün
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!