Yeni gençler

GEZİ Parkı olaylarında şiddete başvuran, eski totaliter ideolojik simgeleri taşıyan gençler vardı; fakat bunlardan ayrı, hatta asıl sürükleyici nitelikte yeni bir nesil daha ortaya çıktı.

Haberin Devamı

Başka ülkelerde de görülen bu gençliğin bariz özelliği şiddete başvurmadan “protesto” yapmalarıdır; klasik anlamda bir ideolojinin, bir devrimin peşinde değiller.
“68 Kuşağı” Türkiye’ye ve dünyaya farklı bir rejim getirmek için ayağa kalkmış, hatta bir kısmı silaha sarılmıştı; artık anakronik kaldılar. Eski gençlik hareketleri sağ veya sol yönde “kolektivist” eğilimliydi, yeni gençler “bireysel” eğilimli...
İşte, bu gençlerin doldurduğu meydanlarda, “68 Kuşağı”nın simgeleri, posterleri ‘marjinal’ kaldı.

İKTİDAR VE GENÇLİK

Sosyal demokrat Hasan Bülent Kahraman’a göre, bu gençlik “sağlıklı bir kitle”dir, AK Parti, kendi on yıllık iktidarındaki ekonomik ve siyasi gelişmelerin eseri olan bu gençliği yeterince anlayamadı. Halbuki bu gençliği kucaklasa, Türkiye’deki “çoğunlukçu demokrasi”yi “çoğulcu demokrasi”ye dönüştürebilir. (Sabah, 5 Haziran)
Buna katılıyorum, AK Parti’nin bu imkânı vardır fakat “çoğulculuk” konusunda ne kadar istekli, bundan emin değilim.
İslamcı yazar Ali Bulaç da, “AK Parti neyle tam olarak yüz yüze geldiğini anlamıyor” diye yazdı. Bulaç bu kuşağı pek de sağlıklı bulmuyor, “özgürlüğün beden üzerinden tüketilmesini esas alan post-modern gençlik” olarak niteliyor. Bulaç’a göre bu gençlik AKP’nin uyguladığı “neoliberal demokrasinin ürünü”dür:
“Tanımını liberal felsefenin yaptığı özgürlükleri temel alırsanız, bu nesilleri yetiştirmiş olursunuz. Ne ekerseniz onu biçersiniz.” (Zaman, 20 Haziran)

EKTİĞİNİ BİÇMEK

AK Parti’ye taraftar veya muhalif olma gözlüğünü çıkararak bakalım: “Ne ekerseniz onu biçersiniz” şeklindeki tarım kuralı siyaset ve sosyoloji dünyasında geçerli olabilir mi?!
Pozitivist Jön Türkler, dindar ve Osmanlı devletine sadık nesiller yetiştirmeyi amaçlayan Sultan Abdülhamid’in “Mekteb-i Sultani”lerinde yetişmemiş miydi? Bugün Kemalizmi eleştiren aydın ve akademisyenler hangi okullarda yetiştiler?
Totaliter Sovyet rejimi istediği gençliği yetiştirebildi mi?
İran’da ve Arap dünyasında otoriter rejimlerin okullarından çıkan gençler de “protestocu” değil mi?
AK Parti’nin amacı meydanlarda kendisine karşı protesto eylemleri yapan gençler yetiştirmek miydi?

DÜNYAYI YÖNETECEKLER

Bütün klasik ideolojiler ve bütün iktidarlar bir meydan okuma ile karşı karşıya bulunuyorlar: Çünkü otorite ve müdahale karşısında “protesto” refleksi gelişmiş, bireysel özgürlüğe düşkün bir “internet kuşağı” yetişiyor.
Bu nesillerin yeryüzünde protesto etmediği rejim, otorite ve sistem yok; Amerika ve Avrupa dahil.
Bütün devrimci ideolojilerde gençlik “geleceğin kurucuları” olarak görülmüş, siyasi misyon yüklenmişti. Artık bunu kabul etmeyen, davası “özgür yaşamak” olan bir kuşak geliyor. Çevre, özgürlük, eşitlik gibi konularda çok hassas...
‘Sanal âlem’de muazzam bir iletişime sahip oldukları için, dünyanın herhangi bir yerindeki bir olaya birlikte tepki verebiliyorlar, eski nesiller de bunu “dış güçlerin komplosu” sanıyor.
Elbette yeni gençler sadece çevreci değil; içlerinde sosyalist, muhafazakâr, liberal, milliyetçi eğilimde olanlar var; eski kuşak ağabeylerinden farkları, kanlarına daha fazla “özgürlük mikrobu” girmiş olması.
Bu nesil dünyaya nasıl yönetecek? Bu sorunun cevabını, ancak geleceği yaşayacak olan nesiller verebilir.

Yazarın Tüm Yazıları