Yeni bir rekor: Günde 600 mil

Dünya yelkenciliğinin en önemli açık deniz yarışı haline gelen Volvo Okyanus Yarışı’nın ilk ayağı sürüyor.

İspanya’nın Akdeniz kıyısındaki limanı Alicante’den yola çıkan teknelerden Ericsson 4, ilk durak Cape Town’a yaklaşırken, bir günde 602.22 deniz mili yol alarak inanılması güç bir rekor kırdı. Bir önceki yarışta, teknelerde meydana gelen hasarın çok olması nedeniyle, bu kez de ciddi sorunlar yaşanmasından korkuluyordu, ancak basitleştirilip güçlendirilen yeni tasarımlı tekneler sert hava şartlarından nispeten az etkilenerek yarışı sürdürüyor. İşte Ericsson 4’ün kırdığı inanılması güç rekorun öyküsü./images/100/0x0/55eb24abf018fbb8f8ae0e8a

Ericsson 4 ve Puma, filonun en önünde giden, sürekli birincilik, ikincilik mücadelesi yapan iki ekip. Afrika’nın batı kıyısından hızla aşağı inerken, 30 deniz milinin altına inmeyen rüzgar bu teknelere daha da hız kazandırdı. Ve bu hız, iki türlü kırılmayı gündeme getiriyor: Teknelerin kırılması ve rekorların kırılması.

Yarışı en önde götürenler arasındaki mücadele, birbirlerine çok yakın seyretmelerine rağmen, aralarının birbirlerini görmeyecek kadar açılması nedeniyle, yarış kararlarının rakibe bakılarak alınmasını şimdilik engelledi. Şiddetli rüzgar ile yapılan keyifli ama riskli seyir, inanılması güç bir rekorun kırılmasını sağladı. Ericsson 24, saatte 602.22 deniz mili yaparak, tek gövdeli yelkenlilerde dünya rekorunu kırdı. Bunda, teknenin reisi Torben Grael’in, ekibini sürekli sınırda tutması, ekibi ve tekneyi o sınırları aşacak şekilde zorlaması büyük rol oynadı. Sonunda tekne ya da ekip değil; dünya rekoru kırıldı. 24 saatlik bu hızlı seyirin ardından, Ericsson 4 ile Puma arasındaki mesafe biraz açıldı; 9 mili buldu. Fark kısa sürede 60 mile çıktı. Bu durumun oluşmasında, Ericsson 4’ün hızının günde 600 deniz mili ortalamaya çok yakın seyretmesi rol oynadı. Puma ise bu ortalamanın altında kalıyordu. Yani Ericsson 4, hem iyi yönetilen hem de rüzgarın kolladığı bir tekne.

Kardeşi Ericsson 3 ise 3 tekneyi geçerek, 3. sıraya yerleşti. Navigatör Aksel Magdahl, o hızlı 48 saati şöyle anlatıyor: "Belki 200 kez kısa süreli bardaktan boşanırcasına yağmur düştü başımıza. Sürekli yelken değiştirdik. Ericsson 3 kendi 24 saat rekorunu kırdı. Balon yelken ile 46 deniz milini gördük. Kapkaranlık, sırılsıklam bir gecede, kaynayan bir denizde gidiyorduk. Benim açımdan ise her şey iyiydi; içerdeydim çünkü."

Yarış, katılan teknelerin puan kazanılan kapıları, yani iki nokta arasından geçmesini zorunlu kılıyor. Bu teknelerin önde ya da arkada gitmesinin önemini azaltıyor, çünkü eninde sonunda yelpaze gibi açılan filo, bir huninin içine girer gibi, puan kapısından geçmek zorunda.

HUNİYE GİRMEK ÖNEMLİ

Hafta içinde bir ara önde giden Çin Halk Cumhuriyeti teknesi Green Dragon geriledi. En güneyde yani en önde olmasına rağmen, huninin ağzına girmesi için epey yol kat etmesi gerek. Reis Ian Walker uydu telefonu ile gönderdiği mesajda, "Güneye inerek harcadığımız tüm çaba boşa gitti. Şimdi tekneyi kırmadan yüksek hızlara çıkıp, avantajlı duruma gelmemiz gerekli. Yavaşlayan kaybeder. Dua ederek hızlanacağız. Şu anda teknenin burnu olduğu gibi suya batıyor. Dışarda şakalaşmalar bitti, yalnızca denizin ve dümenci Neal’in haykırışları duyuluyor. Belki de balonu indirmemiz gerek ama şimdilik gidiyoruz işte" diyor.

Sıralamanın hızlı bir şekilde değiştiği 28 - 29 Ekim günlerinde, filonun arkasında, ciddi bir kırılmanın eşiğinden dönüldü.

Telefonica Black teknesi, 25 deniz mili rüzgarda deliye dönmüş denizde seyrederken, büyük bir dalga, tekneyi bir an kontrolden çıkarttı. Havada uçan Telefonica Black, denize neredeyse burun üstü çakıldı; sonuçta burun bastonu, dümen palalarından biri ve salmanın bir parçası kırıldı. Mürettebat tamdı ama teknenin acilen gözden geçmesi gerekti. Geçici çözümlerle yola devam eden Telefonica Black ekibinin yarışı dışardan izleyen Başkanı Petro Campos, "Teknede yapısal bir sorun yok. Ekip Cape Town’a kadar çok yavaş gitmek zorunda kalacağı için üzgün. Bazılarının vücutlarında eziklikler var. Hamaklarından uçup, oraya buraya çarptılar; ama ciddi değil hiçbiri" dedi.

YENİ TEKNELER DAHA DAYANIKLI

Bundan önceki Volvo Okyanus Yarışı’nın ilk ayağında ve daha ilk gecede Biscay Körfezi’ndeki büyük fırtınada teknelerin ciddi zarar görmesi, yarışın bir daha yapılıp yapılmayacağı sorularına yol açmıştı. Teknelerin boyunun büyümesine rağmen, tasarımların basitleştirilmesi, bu kez, çok sert havalarda bile hasarı çok azalttı. Bunun sonucu da, ekip güvenliğinin artması ve teknelerin ciddi hız rekorlarına hep yakın seyretmesi oldu.

Yarış filosu, kasım ayı başında Güney Afrika’nin Cape Town Limanı’na girecek. Daha sonra Hint Okyanusu’na açılacak olan tekneler, Hindistan, Singapur ve Çin üzerinden Brezilya ve Amerika’ya uğrayacak; Atlantik geçişinden sonra İrlanda ve İsveç üzerinden Rusya’nın St. Petersburg Limanı’nda yarışı sonlandıracak. Rusya’nın, petrol fiyatlarının yüksekliği nedeniyle artan özgüvenini yansıtan bu bitiş noktasına, yarışa katılan Rusya teknesinin kaçıncı ulaşacağı merakla bekleniyor. Şu sırada, Rusya’nın filonun sonunda yer alması, yarışı kazanma şansını bayağı azaltıyor.
Yazarın Tüm Yazıları