Yeni anayasa için iyimser bir bakış

SON iki yıldır kamuoyunda büyük umutlar yaratan yeni sivil anayasa beklentisinin karşılıksız çıkacağı yolundaki görüş giderek yaygınlaşıyor.

Haberin Devamı

Dünkü yazımızda TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu’ndaki BDP’li temsilcilerin bir mutabakat çıkmasını artık imkânsız gördüklerini yazmıştık.
Buna karşılık, komisyondaki CHP temsilcilerinden Rıza Türmen, BDP’lilerin yansıttıkları karamsarlığa katılmıyor. Uzlaşı yönünde kuvvetli bir irade sergilendiği takdirde pekâlâ komisyonun yeni bir anayasa yazma başarısını sergileyebileceğini düşünüyor. Ancak Türmen’e göre bunun önemli bir koşulu var: AK Parti’nin başkanlık sistemi önerisini geri alması...

* * *

CHP’li milletvekilinin görüşleri şu açıdan önemli. Tam 10 yıl süreyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde yargıçlık yaptığı için Avrupa hukuk normlarını özümsemiş, bu normların şekillenmesinde rol oynamış bir hukukçu Türmen. Kendisinin komisyonda yaptığı katkılar, yeni anayasada evrensel hukuk ölçütlerinin gözetilmesi bakımından kritik bir önem taşıyor.
Türmen’in bir başka yönü daha var. Geçenlerde imzalanan ve “Barış süreci Türkiye için hayati bir imkândır” mesajını içeren ve “etnisite temelli olmayan bir yurttaşlık tanımını” savunan 111 imzalı aydınlar bildirisine imza atan, bu nedenle CHP içindeki ulusalcı kanadın şimşeklerini üzerine çeken milletvekillerinden biri.
BDP kanadının önemli eleştirilerinden biri, CHP’nin kendi içindeki farklılıkların komisyondaki anayasa çalışmalarına bir olumsuzluk olarak yansıdığı görüşü. Örneğin, komisyondaki bir diğer CHP’li üye Prof. Süheyl Batum’un, yeni anayasa üzerinde Türmen’e taban tabana zıt görüşler dile getirdiğini ileri sürüyorlar.
Türmen, genel ifadelerle “CHP içinde görüş ayrılığı bir gerçek” diyerek ikiliği yadsımıyor, ancak bu durumun komisyona yansıtılmadığını anlatıyor: “Biz de parti olarak uzlaşı çıkarmaya, bu çerçevede içimizdeki farklılıkları komisyona getirmemeye çalışıyoruz. Bazen benim görüşüme de uygun olmayabiliyor ama son tahlilde tek bir madde öneriyoruz komisyonda CHP’nin görüşü olarak”.

* * *

Haberin Devamı

CHP’li vekile göre, komisyondaki tıkanmanın temel nedeni AK Parti’nin başkanlık modelini içeren öneri paketini getirmiş olması. “Çünkü...” diyor: “Başkanlık sistemi önerdiğiniz zaman, bunun anayasanın yürütme, yasama ve yargıya ilişkin bölümlerine doğrudan izdüşümleri var. Bu erklerin işlevlerinin önemli bir bölümü başkanlık sisteminde parlamenter sisteme kıyasla farklı tanımlanıyor. Masaya başkanlık gelince, yürütme faslındaki hiçbir madde üzerinde AK Parti ile görüşme yapılamıyor. Örneğin gensoru maddesini nasıl görüşeceksiniz ki.. Çünkü başkanlık sisteminde gensoru mekanizması yok. Başkanlık önerisi, birçok konuda aşılması imkânsız bir set getirdi komisyona”.
Ayrıca, başkanlık önerisinin komisyonda psikolojik bir etki de yarattığı kanısında Türmen: “AK Parti başkanlık önerisini geri çekerse komisyonda büyük bir patlama olur, 4 parti de kendisini uzlaşma zorunluluğunda hisseder, uzlaşma imkânları çok açılır”.

* * *

Haberin Devamı

Türmen, gelinen noktanın fotoğrafını şöyle çekiyor: “Bir kere ortaya bir taslak, daha doğrusu bir iskelet çıktı. Bunun üzerinde uzlaşılan maddeler var, bir de uzlaşılamayan maddeler... Son zamanlarda uzlaşılan madde sayısı arttı, 43-44 dolayında. Ama burada gözden kaçan çok önemli bir nokta var. Uzlaşılamayan gibi gözüken maddelerin içinde mutabakat olan bölümler de arttı. Örneğin öyle maddeler var ki, bir maddede 5 fıkra var diyelim, bunun 4 fıkrasında uzlaşma sağlandı ama yalnızca 1 fıkrası uzlaşma bekliyor... Bunun gibi kolaylıkla tamamlanıp uzlaşılan maddelere dahil edilecek pek çok madde var”.
Türmen
, 150 maddelik bir anayasanın gerçekçi olacağı kanaatinde. Bu toplam içinde yaklaşık 40 maddenin doğrudan başkanlık önerisiyle ilgili olduğu için bunlar üzerinde uzlaşma şansını zayıf görüyor.
Ve bir de siyasi, ideolojik farklılıklardan kaynaklanan uzlaşmazlık maddeleri var. Örneğin, özellikle BDP’nin kuvvetli taleplerle geldiği anadilde eğitim ve bölgesel yönetimleri yetki devri, ayrıca vatandaşlık tanımı, Anayasa’nın başlangıç ilkeleri gibi hassas konular bunlar arasında. Türmen, “Bunlar bence 10-15 maddedir. Ama unutmayalım ki, bu grupta yer alan ve üzerinde uzlaşma olmayan maddeler de sonunda siyasi iradeye bırakılacaktır. Bu başlıklar sona kalacak ve son sözü muhtemelen partilerin genel başkanları, partilerin karar organları söyleyecektir. Ancak bunların dışındaki maddelerde pekâlâ uzlaşma olabileceğine inanıyorum. Görüşme olanağı oldukça uzlaşma imkânları da genişlemektedir” diyor.
Türmen’in iyimserliğinin ne ölçüde isabetli çıkacağını yakında göreceğiz.

Yazarın Tüm Yazıları