Yedi aylık hamile bir melek

Brezilyalısınız ama Polonya ve İtalyan genleri de taşıyorsunuz? Hangisi ağır basıyor?

- Dışarıdan baktığınızda tam bir Polonyalıyım. Brezilyalılardan çok Avrupalılara benzediğim bir gerçek ama kişiliğim yüzde 100 Brezilyalı. �

Annenize mi babanıza mı daha çok benziyorsunuz?

- Tam bir karışımım ben. İki tarafın da genlerini bir şişeye koy karıştır, çalkala, işte sana Alessandra Ambrosio.�

Çocukluğunuzun geçtiği ev, şehir, ortam nasıldı?�

- Güney Brezilya’da küçük bir şehirde, hatta kasabada doğdum. Geç vakitlere kadar sokakta oynayan çocuklardandım. En iyi arkadaşlarım o günlerden.

Rol modeliniz?�

- Annem sanırım. Çok çalışan ve çok güçlü bir kadındı. Bana hep ilham verdi ve motive etti. Daima rüyalarımın peşinden koşmamı ve mütevazılığı hiç elden bırakmamamı söylerdi.�

Kaç kardeşsiniz?�

- Bir kız kardeşim var. Avukat ama benimle çalışıyor. Bakın, orada oturuyor.

Aaa... Ne kadar da güzel! Boyu da sizden uzun galiba. O neden modellik yapmıyor?

- Çünkü hukuk okumak tek idealiydi. Bir de insanların saçına başına dokunmasından ve makyaj yapmaktan nefret eder. Bakın zaten sıfır makyaj.

KEPÇE KULAKLARIMI YAPIŞTIRTTIM

Çocukken dış görünüşünüzden memnun değil miydiniz?�

- Çok zayıftım. Kamufle etmek için üç pantolon üst üste giyerdim. Brezilya’daki kadınların kalçalarını düşünün... Kendimi hiçbir zaman yeteri kadar etli butlu hissetmedim. Hala o dolgunluğa erişebilmek için bacaklarıma ağırlık bağlayıp kas çalışıyorum. Bir de kulaklarım kepçeydi. O kadar taktım ki bu duruma 12 yaşımda ameliyatla yapıştırttım.  �

Bir model avcısı tarafından mı keşfedildiniz sizde?

- Öyle de denebilir. 13 yaşımda başladığım bir modellik kursunun sahibi tarafından keşfedildim. Beni 14 yaşımda Sao Paulo’ya götürüp Elite Ajans’ın yarışmasına soktu. �

Ve kazanamadınız...�

- Kazanadım çünkü içlerinde en kısa olan bendim. Benimle birlikte üç kız daha boy kısalığı yüzünden elendi.

Peki şeytanın bacağını nasıl kırdınız?

- Bir yıl sonra aynı ajans aradı, boyumun uzayıp uzamadığını sordu. Bir de iki süt dişim çıkmamıştı, "Onlar düzgün çıktı mı" dediler. Uzadığımı ve dişlerimin de gayet düzgün olduğunu söyleyince tekrar çağırdılar. Böylece ajansa kayıt oldum. �

Mesleğinizin en zorlandığınız yılları hangisiydi? Nasıl başa çıktınız?

- 17 yaşımdayken New York’a taşındım. Kimseyi tanımıyorum, İngilizce bilmiyorum. Bir sene zor dayandım. Bir sene sonra ben yapamayacağım diyerek Brezilya’ya geri döndüm. Ama orada da bir ay dayanabildim. Bir ay sonra bir daha pes etmemek üzere New York’taydım. Annelik, modellik ve eşlik birlikte yürümesi zor durumlar. Çok çok iyi organize olmayı öğrendim. Pratik ürünler hayat kurtarıyor. Mesela SatinSoft. Ağdacıdan randevu almak, gitmek, yaptırmak üç saat... Ama bu ürünle 20 dakikada bacaklarım pürüzsüz.�

VICTORIA SECRET ÖNCESİ BİR AY KAMP

 İlk Victoria Secret defilesine 2000'de çıktınız. Bu marka size ne kazandırdı tam olarak?�

- Evet, kariyerimin dönüm noktası o yıldır. İsmimin dünya çapında tanınmasını sağladı. Sadece Amerika’da tanınan bir manken olmaktan çıkıp, dünya genelinde önemsenen bir marka sözcüsü konumuna geçtim. Şimdiye kadar 10 Victoria Secret şovunda podyumdaydım.

Hatta ilk çocuğunuzu doğurduktan üç ay sonra bile... Nasıl oldu o? Nereye gitti o kilolar? �

- Ben her Victoria Secret defilesi öncesi özel bir küre giriyorum. Bir ay öncesinden çalışmaya başlıyorum. Normal hayatta yaptığım yoga ve pilates yerini, spor hocamla yaptığım ağırlık çalışmalarına, kardiyo egzersizlerine bırakıyor. Şeker ve tatlı tamamen yasak. Defileden bir hafta önce SPA’ya girip özel bir peeling uygulatıyorum. Defileye hazırlık sabahın erken saatlerinde başlıyor. Saç ve makyaj saatler sürüyor. Bir de podyuma çıkmadan hemen önce vücudumuza özel bir sprey sıkıyorlar. Hem daha parlak hem de bronz görünüyoruz.�

ERKEK KENDİNE GÜVENECEK

Bir erkeğe aşık olabilmeniz için o erkeğin neler yapması gerekir? Daha doğrusu çocuklarınızın babası ne yaptı?�

- Öncelikle müzik konusunda çok zevkli. Beni hep güldürüyor ve her koşulda kendimi iyi hissetmemi sağlıyor. Kendine güveni olan bir erkek. Ve onun bu güveni aşkımı hep canlı tutuyor.�

Annelik, ruhunuzu nasıl besliyor?

- Aile kurmak benim en büyük hayalimdi. Hep bir kızım olsun isterdim. Şimdi ikinci kez anne olacağım. Daha ne isterim?�

Cinsiyeti belli mi?

- Henüz bilmiyorum. Doğumdan çok kısa süre önce öğrenmeyi planlıyorum.

Yedi aylık hamilesiniz ve bu üst üste yaptığınız dördüncü seyahat. Zorlanmıyor musunuz? Bebeğiniz için endişelenmiyor musunuz?

- Çok rahat bir hamilelik geçiriyorum. Midem hiç bulanmadı. Sadece biraz acıkıyorum o kadar. Gittiğim her yerde de bana yemek veriyorlar sağolsunlar. �

İlk gebeliğinizde kaç kilo aldınız?

- 23 kilo. Bunda sanıyorum biraz daha az alacağım. Ve yine kilolarımı emzirerek vereceğim. �

BABAM 20 YILDIR MS

Çalışmadığım zamanlar kendi markam üzerinde kafa yoruyorum. Brezilya’da yerel bir markayla bir ayakkabı projemiz var. Onun dışında yoğun bir şekilde MS Derneği ile çalışıyorum. Derneğin sözcüsüyüm. Brezilya’daki tüm ihtiyaçlarına yardımcı oluyorum. Çünkü babam da 20 yıldır bu hastalıkla mücadele ediyor.�

GELİNCE SOLUĞU KAPALIÇARŞI'DA ALDIK

Türkiye’ye daha önce de geldim. Çok güzel bir şehirde yaşıyorsunuz. Favori tatil yerim Endonezya ve Bali’dir ama İstanbul’un elektriği de muazzam. İlk geldiğimde Ayasofya ve Kapalıçarşı’dan o kadar etkilenmiştim ki dün akşam gelir gelmez kız kardeşimi Kapalıçarşı’ya götürdüm. Kapanışa bir saat vardı ve hızlı bir alışveriş yaptık. Hediyelik eşyalar, porselen ve tabii ki mücevher... �

"Philips işbirliği geçen sene başladı. SatinSoft’un bütün dünyadaki yüzüyüm. Su altında uygulandığı için ağrısız ve çok pratik. 10 dakika içinde epilasyonunuzu bitiriyorsunuz"�

"Brezilyalı kadınların güzellik sırrı ne biliyor musunuz rahatlık ve neşe. Biz böyle yetiştirildik. Tropik hava, karnaval kültürü, deniz, güneş, müzik, dans..."

"Diğer meleklerle de aram iyi ama Adriana başka. Zaten biz ikimiz en eski meleğiz. Bir de Lily var. O da hamile, sık sık görüşüyoruz"