Yazı olmayan yazı

İŞTE tam çeyrek yüzyıl bitti, bu mesleğe girdim gireli daima şu sözü işitirim:

‘‘1 Ocak'ta gazete okunmaz! Alınsa dahi, okunmaz!’’

Ardından da, yılbaşı günü sayfaların bir tek milli piyango ikramiyesi ve muhtemelen spor sayfası için açıldığı eklenir.

Önce üstatlarım, büyüklerim, ağabeylerim, yöneticilerim; sonra da akranlarım, arkadaşlarım, hatta küçüklerim hep bunu tekrarladılar, tekrarlıyorlar, tekrarlayacaklar.

Eh n'apalım, salık olsun.

* * *

ASLINA bakarsanız, yukarıdaki kanı veya hükmün bizim meslek erbabında yerleşiklik kazanmış bir rivayet ya da sezgiyi mi; yoksa piyasa araştırmaları ve sondajlarla ispatlanmış bilimsel bir gerçeği mi yansıttığını tam çıkartamayacağım.

Fakat öyle de olsa, böyle de olsa, kanaatin doğruluğuna ben de inanıyorum. Nitekim, sabahları horozlar uyanırken Taksim bayilerinden ceride toplayan ben, balyaları getirecek dağıtım kamyonlarını bekleye bekleye meydanla Sıraselviler arasında ‘‘ağaç olduğum’’ o kadar çok 1 Ocak hatırlıyorum ki.

Ve her şey son tahlilde ‘‘arz-talep’’ ilişkisi üzerine oturduğundan, demek ki söz konusu ilişkide ‘‘talep’’ yok veya az ki, ‘‘arz’’ da ona uygun biçimde sunuluyor.

Çünkü her halde, yılbaşıdır diye, gazete işletmeleri ve müvezzileri muhtemel bir kazancı boşu boşuna çöpe atmak lüksüne sahip değiller.

Tersini düşünmek gerçekten abesle iştigal eder.

* * *

SONRACIĞIMA, okuyucudaki bu ‘‘arzusuzluk’’ gece meyhanede kafayı tütsülemiş; evde tombalanın çinkosunu uzatmış; televizyonda programın ekranına mıhlanmış; yahut da tatilde yastığın mahmurluğuna yapışmış olmaktan kaynaklanıyormuş, doğrusu kendi hesabıma hiç mi hiç umursamıyorum.

Nane limon kaynatın, ayılırsınız... Duble doz aspirin alın, başağrınız geçer.

Göz damlası damlatın, buğu dağılır. Sade kahve için, yataktan fırlarsınız.

Ve açık söyleyeyim, ‘‘Yılbaşı Ritüelinin Medyatik Boyutuna Sosyolojik Bir Yaklaşım Denemesi’’ gibi bilgiç bir başlıkla akademik tez yumurtlamak niyetim yok.

Dolayısıyla, hangi neden, gerekçe ve bahaneyle olursa olsun, 1 Ocak günü gazete okumuyor musunuz, amenna ve de paşa gönlünüz bilir, okumayın efendim!

Günahım kadar dert edinmiyorum ve işte, boşu boşuna zahmetlere katlanıp, okunmayacak bir yazıyı yazmıyorum!

Fakat yine de dua edin ki nazik, terbiyeli ve görgülü insanımdır.

Beylik temenniyi dile getirmek için değil can-ı gönülden arzuladığımdan, ‘‘yazı olmayan’’ bu yazıda, başta yılbaşı günü gazete okumayanlar dahil herkese, ama istisnasız herkese, 2004 yılının sonsuz mutluluklar getirmesini diliyorum.
Yazarın Tüm Yazıları