Yazgının fotoğrafı...

İKİ gündür o fotoğrafa bakıyorum.

Kadınlar ‘devlet para dağıtıyor’u duyunca koştular.

Parayı kimin vereceğini bilmiyorlardı ama ‘Verse verse Ziraat Bankası verir’ diyerek bankanın önünde toplandılar.

Yüzlerce kadın...

Kucakları, arkaları çocuk dolu.

Parayı almak için birbirlerini ittirmeye başladılar. Banka görevlisi yüksek bir yere çıkıp ‘Ne bekliyorsunuz?..’ diye sordu, bir ağızdan yanıtladılar:

‘Para...’

*

Medya ‘Asılsız dedikodu yüzünden kadınlar para almaya koştular’ dediyse de, aslı vardı:

Dünya Bankası, en dipteki 505 bin aileye ayda 20 milyon verecekti.

Nasıl öğreniyorlarsa böyle para, bağış, yardım, hediye, torba, paket haberlerini öğreniyorlar ve koşuyorlar.

Türkiye’de neler oluyor bilmiyorlar, dünyada neler oluyor görmüyorlar, haberlere bakmıyorlar, yazı-mazı okumuyorlar, uygarlık neyi öğretmeye kalksa öğrenmiyorlar. Ama Dünya Bankası’nın gizli para yardımı kararını anında öğreniyorlar ve Dünya Bankası’nın yerini bulamayacakları için Ziraat Bankası’nın önüne koşuyorlar.

*

Ve durmadan doğuruyorlar.

Kucakları, arkaları çocuk dolu... Beş, altı, yedi, sekiz, on, on iki...

O fotoğrafa iyi bakın.

Hiçbir ekonomik güç bunun altından kalkamaz. Hiçbir sosyal düzen buna dayanamaz.

Yetmeyen sıralar-sınıflar yüzünden ne eğitim sorunu çözülebilir, ne sağlıklı konut, ne düzenli kentler, ne istihdam, ne hastane yeter alay alay, ordu ordu gelenlere.

Ne güvenlik sağlanabilir, ne ulaşım.


Dünyanın her yerinde 2.5’luk kalkınma hızı en idealdir. Türkiye’de ise bu kalkınma hızı sıfır sayılır. Çünkü nüfus artışı o hızı sıfırlıyor ve bize daha büyük kalkınma hızı gerekiyor.

O da enflasyonu, harcama açıklarını, IMF’yi, dışa bağımlılığı, olmadı krizleri getiriyor.

*

Ve krizler ülkesinin kadınları ‘Bize para dağıtacaklar’ diye bankanın önüne koşuyorlar.

O fotoğrafa iyi bakmalısınız.

Kara yazgının fotoğrafıdır o.
Yazarın Tüm Yazıları