Tramola Yonca

Bu hafta sonu, Vodafone Red ve HTC sponsorluğunda Bodrum’da düzenlenen Famous Cup yelkenli yarışına katıldım.

Haberin Devamı

Hayatımda ilk defa böylesi bir yarışa gittim.
Dilim uçukladı...
Yelkenliyle bir yerden bir yere gitmek ve keyif yapmakla, yarışmak arasındaki daaaaağlar kadar fark varmış.
Çok zor ve heyecanlı bir spor kesin!
Şaşkınlıklar ve adrenalin içinde, çok eğlenceli ama eğlendiği kadar da yelkende ciddi ve profesyonel bir takımla, bol deniz tuzlu 2 gün geçirdim.
Size uzun uzadıya anlatmak istiyorum.
İstiyorum çünkü insanın doğayla doğa içinde yaptığı her türlü yarışta hayata dair inanılmaz şeyler görüp öğreniyorum. Doğa sporlarıyla uğraşan insanların hayat görüşleri, sohbetleri, bakış açılarını da hayranlıkla izliyorum.
Hani böyle küçük ve meraklı bir çocuk gibi oluyorum o ortamda. Binlerce soru sormak ve onlardan bir sürü şey öğrenmek istiyorum. Çenem durmuyor nitekim...
Çok fena.
Doyamıyorum bilgiye... doyamıyorum konuşmaya anlatmaya sormaya.
Koşarken de bunu yaşadığım için bağımlısı olmuştum, şimdi bir maraton sonrası hissettiklerimi yelken için de hissediyorum.
İnanılmaz duygular.
Düğüm atmaktan, yelken açmaya, takım çalışmasındaki ahenge ve dikkate, rüzgara meydan okuması gerektiği için için avaz avaz verilen komutlardan sonra kısılan seslere kadar binlerce şey var yazmak istediğim…Zaten sesim de kısık... Benimki niye kısıldıysa...
Tekneden indiğimden beri sallanıyorum… Sanırsınız 1 aydır yelkenlideydim, yarışıyordum.
Dahası, yarışan ve esas işi yapan takım. Bengiller sadece tramola dendiğinde ordan oraya uçuşa geçtik ve olan gücümüzle ağırlık vermeye çalıştık. Halime bak. Çürük yumurta mıyım neyim?
“Tramola da ne ki?” Mi dediniz?
İşte bekleyin azıcık, yazıcam hepsini.
Öyle bir sallanıyorum ki şu an, bu sallantıda yazmak kolay değil.
Acaba vertigo filan mı oldum?
Başım ömrü hayatımda hiç bu kadar çok dönmedi. Evin içinde yalnızım, tutuna tutuna yürüyorum.
Şu an ekran karşımda sanki sağdan rüzgar yiyor dalgalanıyor ve kaptan tramolaaaa diyor ve benim hareket etmeye mecalim kalmamış ve işte tekne yan yatıyor ve ben sanki sulara gömülüyorum.
Klavyedeki her harf tuzlu sular gibi dalgalarla yüzüme gözüme bulaşıyor...Hiçbir şey göremiyorum.
Zaten bugün de Salı...
Salı sallanır demişlerdi, sallandı vallahi doğruymuş!
Nitekiiim sizlere...
“Az sonraaaa...” diyerek ağzınıza “yelkenli” hikayesine dair bir parmak bal çalıp şu gerginliği bitemedi gitti dediğim Türkiye gündeminde, herkese sakin bir Salı diliyorum.
Rüzgarımız kolayına
Pruvamız neta olsun...
Yonca
“çapariz”

Yazarın Tüm Yazıları