Yonca Tokbaş - Kelebek
Yonca Tokbaş - Kelebek
Yonca Tokbaş - KelebekYazarın Tüm Yazıları

Bodrum resmen ağladı!

Haberin Devamı

Bütün Bodrum ahalisine büyük, çok büyük geçmiş olsun.
Ömrühayatımda böyle bir yağmur, böyle bir gök delinmesi, toprak kayması görmedim.
Yalıkavak’tayım.
Yalıkavak yokuşları, kayalıkların arasından fışkıran şelalelere dönüşmüştü.
Çarşı içinden dere akıyordu. Sel aldı her yeri. Sonradan Bodrum’un durumunu öğrendik... Bin beter.
Yollarda, asfaltta resmen kraterler açılmış gibiydi. Öylesine deldi geçti gök yeri.
İçim acıdı hâlâ alamadığımız derslerin kurbanı olmamıza.
Yazın da isyan etmiştim insanlarımızın doğayı katletmeye olan aşkına...
Doyamadılar doğayı katletmeye!
Hangi kanalizasyon, hangi altyapı, hangi yol var da bu kadar ev, otel inşaası var, inanın bilmiyorum.
Bodrum insan olsa bu tecavüzü nasıl kaldırır diye düşünürken, olanlar oldu işte.
Bunun adı inanın bir çeşit tecavüz. Toprağa, doğaya, hayata.
Bodrum’un içi, kenarı, sağı solu sürekli kazılıyor, biçiliyor.
Hatta Bodrum bitti, Yalıkavak’a aynı şekilde tecavüz ediliyor.
Bir durun bir durun be kardeşim! Daha binlerce satılık ev var. Hepsi satılamadan öööyle duruyor. Onlar satılsa ve millet kapına dayansa evsiz kaldım diye anlayacağım da yok işte! Öyle değil. Sanırsın arz talep meselesi.
Değil. Laf olsun diye arz. Ne arsız ne doyumsuz bu insan denen yaratık!
Ne çok içim acıdı alamadığımız derslerden dolayı doğanın canımıza okumasına.
Sanki bu kadar insanı, çöpü, atığı, kaldıracak yol var, sanki o kadar su var! Kalmadı, tükettik hepsini. Olanları da öylesine arsızca ve doyumsuzca harcıyoruz ki, doğa uyarıyor bizi.
Şakam yok, bak haddini aştın diyor.
Dağları bıçakla keser gibi biçip düzeltip toprak ve bitki örtüsünü bozup sürekli ev yapılıyor. Tüketiyorsunuz olanı da... Yetmez ki ne su ne toprak bu açgözlülüğü doyurmaya.
İflas bu işte!
Bütün evleri sor, milyon dolar. Öyle saçma ki! Yılda 2 ay oturmadığın eve o parayı vermek mi yatırım kafası? Hava atmak mı, para aklamak mı, bu ne kafası bu ne?
Evi alır, bildiğin malikane. Yahu burası minicik bi yer. Sade, ufak hayat yaşanacak yer. O evin burada işi ne?
Hadi aldı evi; doğaya borcunu ödeyeceğine çiçek ve ağaç dikerek, kalkar betona beton katar. Olan bitkiye ilaçlama yapar. Ah Allahım kafayı ye işte!
Yatırım böyle bir şey değil ki, bu olanı kaybetmek!
Bana sorarsanız, hiçbir yer bu kadar etmiyor artık bu memlekette. Çünkü satılık dolu! Kimse konuşmuyor bunları.
Hani satacak tek yer kalmasa, o zaman değerlenecek, millet peşine düşecek belki. Ama o zaman gelince de zaten ya deniz lağım olur ya da ortam çöl.
Toprak kayıyor denize. Gözümüzle gördük resmen işte bu selle. Kayalıklı yerleri bile biçtiler site ve oteller için. Yuh!
Koca sitelerde toplasan 3 kişi yaşıyor. Hepsi über lüks diye kakalanan abuk subuk Bodrum mimarisi bile olmayan evler. Kübik kübik, yapması kolay ve ucuz, satması kazık.
Su yolları olması gereken yerler de çöp dolu. Yağmurun akıp gideceği yollar ya çöple tıkalı ya inşaatla.
Hem suçluyuz hem mağdur.
O kadar üzücü ki manzara.
O kadar üzücü ki alamadığımız dersler hâlâ...
Bodrum’a 5 yıldızlı hayat getiriyoruz diyen villalar... Ah ulan diyorum her reklam panosu önünden koşarak geçerken, sen gelmeden buralar 10 yıldızdı esas.
Biçtin güzelim dağı, şimdi altında kalıyoruz işte...
Aralıksız yağan yağmur bu güzelim doğaya yaptığımız katliamla taştı.
Su yolunu bulur ey ahali.
Önüne duvar çek, yıkar geçer.
Japonlar durduramadı tsunamiyi öyle düşünün hani.
Kayalar kopmuştu yağmurda, evlerin içinden geçiyordu sel, şelale gibiydi tepelerden inen sular. Bahçemi izledim hayretle. Ağaçların kökleri hortum gibi emiyordu yemin ederim yağan yağmuru. Ne çok dua ettim, ne çok şükrettim dut ağacıma... Köklerine sağlık dedim.
Bence “savaşma seviş” mottosu en çok doğayla insan için geçerli.
Yıkma, vurma, kazma, delme, deşme... Sev!
Şu doğayla seviştiğin gün hayatın uzar ve ne varsa kazanacak olduğun, kazanmak istediğin, hepsini kazanırsın bence.
Doğayı artık daha fazla elleme!
Çok kızgın bize.
Beton dikme!
Ağaç dik...
Olanı da elleme!
Yonca
“isyan”

Yazarın Tüm Yazıları