Yonca Tokbaş - Kelebek
Yonca Tokbaş - Kelebek
Yonca Tokbaş - KelebekYazarın Tüm Yazıları

Ben güçlüyüm

Minicik bir “emoji” şu.

Haberin Devamı


Bir kol, bir kas.
Şu akıllı telefonların hayatımıza soktuğu kısaltmalardan sadece bir tanesi.
Emoji’lerle bir cümle kurduğumda, ilk insanların mağara duvarlarına yaptığı resimler geliyor aklıma. O resimli iletişim dönemine döndüğümüzü düşünüyorum.
Evrensel bir dil.
İşaret dili gibi, emoji dili. Bütün dünya anlıyor bu dili.
Gerçi yanlış anlamak da olası.
Keza, benim çikolatalı dondurma sandığım şey kakaymış. Ben “çikolatalı dondurma tadında bir ünlem” yaptığımı sanıyordum; Aslan Cem “Anne neden sürekli kaka?” diye sorduğunda şoka girdim.
Geri döneyim bizim kaslı kola. Kaslı kol; güç simgesi. Veya spordayım anlamında kullanılabiliyor.
“Hiyeyt başardım!” demek için de kullanılabilir, “O iş bende” demek için de. Kendini övmek, güç gösterisi yapmak veya ne bileyim işte “Budur be!” demek için de kullanabilirsin veya “Al sana!” da olabilir.
Çok uzun zaman, o kaslı kol bana baktı ben de ona.
Bu işareti her gördüğümde duraksadım. Bir türlü kullanamadım. En iyi şeyleri başardığımda bile. Ayol bas gitsin di mi?
Yok.
Bir emoji ve ben ondan çekiniyorum yani, olabilir mi?
Ayıp geldi. Koca emoji dünyasında bir buna, bir de o yumruk şeysine takıldım.
“İnsan ne diye kol kası göstererek övünür ki veya nasıl yumruk çakar ki ekranda?” diye içimden konuştum.
Sonra, “E iyi de, neden yapmaz ki?” diye de düşündüm.
Neden buna takıldığımı, takıldıysam bu işte bir iş olduğunu da düşündüm.
Beni rahatsız eden, ürküten, ayıp olduğunu düşündüren neydi ki?
Başkasının kendi gücünü açık seçik ortaya koyması mı, yoksa benim kendi gücümü kabul etmediğim gibi, göstermeyi de reddetmem miydi sıkıntı?
Sonra hep aklıma spor hocalarımın dedikleri geldi.
“Porsche gibisin ama düldülmüş gibi davranıyorsun”, “Neden bu kadar emek verdiğin sporda gereksiz bir çekingenlik gösteriyorsun?”, “Daha iyi olduğun için birilerinden daha iyi sonuç almanın neresini garipsiyorsun?” gibi ne çok şey işittim.
Sadece sporda değil, başka konularda da buna benzer sorgulamalar yaşadığım aşikar.
Geçen sene bir yarışta çok sevdiğim birilerini koşarak geçtiğim için ne kadar üzüldüm anlatamam.
“Başkası seni geçerken üzülüyor mudur?” dedi Bakiye Abla... Kaldım öyle. İçime işlemedi bu cümle dersem yalan olur.
Bu minik emoji sayesinde başarılarımı hor görme durumum tokat gibi indi suratıma.
Sonra beni en çok üzen şeylere şöyle bir dikkatlice baktım. Benim mütevazılığımı niyeti bozuk birileri alıp bana karşı silah olarak kullanabilir olmuş, ben vermişim o silahı ellerine.
Bazıları ise benden aldığı güçle bana hadsizlik yapmayı yadsımış. Belki niyeti o değil, ama o da farkında değil.
İşte orada o yumruk emoji’si var ya, güm diye indi kalbimin ta ortasına!
Peki ya ben? Ben gücümün farkında değil miyim?
Farkındayım yazacağım, yemin ederim 10 dakika durdum ekran karşısında!
Farkındayım aslında ve sadece bunu birilerinin gözüne sokmayı sevmiyorum, net. Yazmak bu kadar güç geliyorsa... Ondan.
E tamam be kızım Yonca.
Bir kaslı kol emoji’si sana bunca şey anlattırıyorsa, koy git be kızım cümlenin sonuna.
Çünkü istiyorum aslında o emoji’yi kullanmayı ben de. Kimseye yumruk atmak, “Hey bana bak ben güçlüyüm” diye had bildirmek, göstermek için değil. Sadece kendime bunca haksızlık yapmaya hakkım olmadığını kendime hatırlatmak için. Veya bir şey yaptım mı, e yaptım demek kadar normal olduğu için.
Yoksa niyeti bozuk olan zaten kendine yumruk atıp duruyor bir köşede.
Yaaa işte ne biçim gerçeklerle savaşıyor değil mi insanın iç dünyası?
Bir kol kası emoji’si deyip geçme.
Nitekim aslında bana yumruk gibi inen, bana bakan yavrumun da mütevazılık şeysi altında kendine haksızlık etmeyi öğreniyor olması oldu.
Al sana bir yumruk daha kalbimin ortasına.
Off bu acıttı işte.
Ne mi yaptım?
Hemen bir cümle kurdum kol kasıyla, sonuna da yumruk çaktım ve paylaştım tüm samimiyetimle.
Hiç işim olmaz güç gösterisi ve şiddetle.
Niyetim kendi kendimi, gücümü kabul etmek.
Yonca

Yazarın Tüm Yazıları