Arılar neden önemli?

Karşıma ilk Einstein çıktı.
“Eğer arılar yok olursa, insanın 4 yıl ömrü kalır” diyordu.
Benimse arılara dair bildiğim; sokunca canını acıtması, alerjin varsa ölümcül olması, bal yapması ve yazları huzurumu kaçıran bir canlı olmasıydı. Okulda şöylesine işlenen “arılar sayesinde tozlaşma ve bitkilerin döllenmesi, tohumun doğumu” konusunu hiç hatırlamıyordum. Okudukça hatırladım.
Arılara, sırf bal için bakmak yanlış ve eksikti.
İnsanların besin kaynaklarının üremesine neden olan tek böcek türü arıydı.
100 milyon yıldır, milyonlarca kilometre uçarak içgüdüsel olarak yaptıkları şey, bitkilerin döllenmesine, tüm meyve sebzemizin oluşmasına, hayatımızın devamına neden olmaktı. Einstein, evet!
Arılar olmasa, bu işi kim nasıl ne kadar zamanda yapacaktı?
İnsan kimyasalla, hormonla, genleriyle oynadığı tohumlarla yapardı bu işi, ki yapıyordu ve biz ölümüne hastalanıyorduk.
Arılar gibi.
Milyonlarca yıldır arılar doğayla ahenkle çalışırken, insan neden işin doğasıyla oynuyordu ki?
Cevabı basitti. Para, para, para! Yediğim meyve sebzeye başka gözle bakar oldum. Arı yoksa elma yok. Çilek yok. Karpuz yok...

Ah domates!

Domatesin olması için ancak 1 arı gelip domatesin çiçeğine konacak, sonra arı bi süre kanat çırpıp titreşim yaratacak ve o tiz notada vızlayacak ki domates çiçeğini döksün de domates olsun!
1 domatesin doğal yolla doğumu böyle eyyy ahali!
Çin’de doğal yolla domates üretmek için domates vibratörleri icat edildiğini biliyor musunuz peki, şaka değil bu.
1 domates için 1 adam 1 alet olsa, kaç milyon insan kaç günde kaç domates üretecek peki?
Oysa, arılar bir çıkıyor güneşin doğuşuyla, günde en az 10 km uçup çalışarak geçtikleri her yerde ne gerekiyorsa hayat veriyorlar. Bizim haberimiz de teşekkürümüz de yok.
Ah ah ah...
Ve şimdi, arılar koloniler halinde ölüyor, hem de dünyanın her yerinde. Kimyasal ilaçlama bir arıyı nasıl hasta edip öldürüyorsa, aynısını sana da bana da yapıyor.
Dünyanın en sağlıklı arı kolonileri hâlâ sadece Anadolu topraklarındayken, burada da ölmeye başladılar.

Alarm vakti

2014’den beri Arı Sevgisi anlatmak için çalışıyorum.
Toplum Gönüllüleri Vakfı ile başlattığım Anadolu Arıları projemiz ayrı, konuşmacı olarak çağrıldığımda yaptığım sunumlar ayrı, konu komşuya dilim damağıma yapışana kadar anlattığım ayrı, farkındalık için uğraşıyorum.
Fark ettiğim bir gerçek, insanlarımızın çoğunlukla bir şeye acıdıkları için harekete geçmeye hazır oldukları.
Oysa, benim ilkem de inancım da, bir canlıya acıdığım için değil, özgürce ve sağlıklı yaşama hakkı olduğu için destek vermek.
Oysa, acınacak duruma düşecek olduğumuz en ciddi konunun özü de bu, ama bir türlü akıllar yatmıyor arılar için bir şey yapmaya.
Arıları anlatayım gelip diyorum, “sen bize koşunca toton küçüldü mü onu anlat” diyen var.
“Totom küçülmedi arkadaş ama kalbim şişti” diyesim geliyor, sükut altındır diyorum.
Arıları anlatmam için destek verenler, benim için harbi kutsal.

Arılar da su içer

Arıların hayatta kalmak için, ısınmak için, beslenmek için kendi ballarına ihtiyaçları var.
Arıların suya ve besine ihtiyacı var.
Balkonunuza, bahçenize arıların sevdiği kekik, reyhan, nane, fesleğen, lavanta, biberiye gibi bitkileri ekin.
Siz de çayını içer, salatasını yaparsınız.
Arı için bir tas su, içine de taş yerleştirin ki o taşa oturup rahatça suyunu içsin.
İlaçlamadan, çiçek açtıran hormonlu bilmem nelerden kullanmayın.
Bütçenize de doğaya da, sağlığa da zarar.
Bir arı can çekişiyor, uçamıyor diyelim.
Azcık bal götürüp bırakın yanına. İçer o balı. Gücünü toplar uçar gider.
Tehdit edilmediği sürece, hasta ve korku içinde değilse arı sokmaz.
Apartmanlar hapishane. Balkonlar ıssız.
Balkonlarınızı çiçeklendirin, yeşertin, hayatlandırın.
Bir çiçeğe, konan arıya, uçan bir kuşa bakmak ömrünüzü uzatır.
O 1 arı yaşarsa, sen de yaşarsın.
Bak artık biliyorsun arılar neden önemli.
Yani bir şey yapabilirsin.
Umut ekip hayat biçebilirsin.
Teşekkür ederim.
Yonca
“Arılara sağlık”