Polisler çok rahat savcılar hazırlıksız

TUTUKLANAN polisleri gördünüz mü?

Haberin Devamı

Ne bir suçluluk emaresi vardı yüzlerinde ne bir korku? Kendilerinden o kadar emindiler ki... Ve sorgulayan savcılar o kadar hazırlıksız ki casusluk adına evi arıyorlar, evrakta sahtecilikle sorguluyorlar!
Casuslukla evleri aranan polisler serbest kalınca şunu söylediler:
- Hani casusluk sorgusu suali?
Savcılar bile ne yaptıklarını bilmiyor!
Bülent Arınç söyledi:
“Cemaat bizden özür dilerse, nedamet isterse affedebiliriz, operasyonları durdururuz” diye...
Bu operasyon dize getirme, itaat ettirme operasyonu, ne casusluk, ne sahtecilik, ne başka bir şey?
Onlar da biliyor ki bu polisler hukuksuz iş yapmış olsa, 7 ay önce tutuklanırdı.
Yolsuzluğunu kapatmaya çalışan kendi menfaatlerini ülkenin üstünde tutan bir kesimin sindirme operasyonu bu...
7000 kişilik dinleme listesi dediler, gerçeği sorgu savcıları söyledi: 232.
Havuz medyasının manşetleri hep operasyonel ve yalanmış.
Bu hukuksuzluklara dur deyin!.. Bu operasyonun savunucusu olmayın... Hakkın hakikatin yanında olun...
(Mehmet Bahaettin’in yazısından kısaltılmıştır.)

Haberin Devamı

Bu işin sonu bir yere varmaz

TÜRKİYE artık kanun devleti bile değil…
Yargı buna aracı olmamalıydı, ben buna üzülüyorum.
Hukukçu olmanın bir namusu vardır, bu namusa sahip çıkmak lazım.
Kin ve nefret duygularıyla hareket ederseniz kanun devlet olmaktan çıkarsınız. Bu kabul edilemez.
Bu işin sonu hiçbir yere varmaz.
husotulay@yahoo.com



Ses deneme!...


TEMEL köyde imamlık yapıyormuş.
İftar saati yaklaşmış. Bütün köylü de oturmuş iftar açmak ezanı bekliyormuş.
Temel almış eline minaredeki hoparlöre bağlı mikrafonu:
- Allahuekber… Allahuekber…
Köylüler Temel’in sesini duyunca “Bismillah” deyip oruçlarını açmışlar.
Bu arada ezanın devamının gelmediğini farkedip şaşırmışlar…
Biraz sonra minareden Temel’in sesi yine gelmiş
- Ses deneme… Allahuekber… Bir-ki-üç… Allahuekber… Ses deneme...
Halit ÇELİKBUDAK


GÜNÜN SÖZÜ


“Et piyasasında da aslında arz sıkıntısı yok. Yaratılan beklenti nedeniyle et fiyatlarının düşmesi engelleniyor. Et ithalatına gerek yok.”
(TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken)

Haberin Devamı


Hiçbir ülke 3-5 TL için mermer ocaklarını bu kadar tahrip ettirmez
Marmara Adası ‘mum’ gibi eriyor


TÜRKİYE’nin 2. büyük adası olan Balıkesir’e bağlı Marmara Adası madencilerin işgali ile çok ciddi tahribata uğruyor. Dünyanın en kaliteli mermerinin çıkarıldığı Marmara Adası’nda mermer rezervinin azaldığı, ocaklar kapandıktan sonra yeniden ağaçlandırma yapılmasının mümkün olmayacağı dile getiriliyor. Adada maden ocaklarının işletilmesiyle ilgili denetimlerin yeterli düzeyde ve gereğince yapılmadığının yanı sıra maden ocaklarının çevreye verdiği tahribatla ilgili denetimler gereğince yapılmıyor. Bu konuda kendisine birçok şikâyetin yapıldığını bildiren CHP Balıkesir Milletvekili Nedret Akova mermer ocaklarındaki tahribatı getirirken
bakanlar Taner Yıldız ve İdris Güllüce’ye şu soruları yöneltti:
“Adada kaç maden ocağı işletmesi vardır? Kaç şirkete maden arama, kaç şirkete lisans verilmiştir? Yapılan tahribatın boyutları incelenmiş midir? Adada maden ocaklarının yasak olmasına Saraylar Mahallesi’ndeki mahallerine çok yakın çalıştıkları doğru mudur? Doğruysa yasak olan bu duruma neden izin verilmektedir ya da göz yumulmaktadır? Maden sahalarında koruma altına alınması gereken tarihi eserleri üzerindeki tahribatla ilgili herhangi bir araştırma yapılmış mıdır? Adanın delik deşik alanlarında, maden rezevrleri bittikten sonra nasıl bir düzenleme yapılacaktır. Zarara ne zaman dur denilecektir?”

Haberin Devamı

Denizden santral suyu üretiyoruz
İSKİ bana başvurmalıdır


BEN eski Terkos (su) fabrika amiriyim. Makine mühendisi olarak sular idaresinde (İSKİ) çalıştım
Şimdide M. Ereğlisi’nde Trakya Elektrik’te çalışmaktayım. Denizden santral suyunu ‘desalination’ yöntemiyle üretmekteyiz. 425 lt/dak *2 =850 lt/dak üretimimiz var.
Yazınızı okudum. İsrail denizden kullanma suyunu üretiyorsa bizim de üretmememiz için bir sebep yoktur.
İstanbul’un yakınında böyle bir tesis var. Konu hakkında ön hazırlıklarımız da var. İstanbul Sular İdaresi’ni (İSKİ) sizin üzerinizden bana yönlendirebilirsiniz. Ülkemizde faydalı olabiliriz.
Adil CİGAL


Beşiktaş Belediyesi, Beltaş işçileri için açıklama yaptı

Haberin Devamı


“BEŞİKTAŞ Belediyesi Beltaş’tan işçi çıkarıyor” (23.7.2014) başlıklı yazıya belediyenin gönderdiği açıklama şöyledir:
“Beşiktaş Belediye Başkanlığı tarafından ihale edilen ve belediyemizin iştiraki olan BELTAŞ AŞ tarafından yükleniciliği yapılan “Beşiktaş İlçesine ait parkların, refüjlerin ve yeşil alanların bakım” ihalesi 30.09.2014 tarihinde sona ermektedir. İhale 5 Ağustos 2014 tarihinde yenilenecektir.
Geçmiş dönemlerde de yüklenici tarafından işletilen yasal süreç, bu ihale döneminde de aynen işletilerek BELTAŞ AŞ’ye bağlı DİSK-Genel İş Sendikası’nda örgütlü işçilere tedbiren süreli fesih bildirimleri iletilmeye başlanmıştır. İşçiler bildirimleri elden almayı kabul etmedikleri için BELTAŞ AŞ bildirimleri noter kanalıyla bu hafta başından itibaren yollamaya başlamıştır. Bu durum karşısında, sendikanın da yoğun baskısıyla işçilerin bir bölümü yasal olmayan bir eylem başlatmışlardır. 18.07.2014’den itibaren gerek BELTAŞ AŞ yetkilerinin, gerek Beşiktaş Belediye Başkanlığı’nın ve Başkanının işçilerle görüşerek yapılan işlemin hukuki prosedüre uygunluğu anlatılmaya çalışılsa da, sendikanın da tehdidi etkisinde kalan işçiler iki gün (22-23 Temmuz 2014) boyunca işlerine gitmemişlerdir. İşçilerin bir bölümü belediye önünde yasal olmayan eylemlerine devam etmektedir.
Sosyal demokrat belediyecilik ilkelerini benimseyen belediyemiz uzlaşıdan yana olan tavrını sürdürmeye kararlıdır. Mevcut işçilerin iş performanslarından memnuniyet duyulduğu, ihalenin yenilenmesinin ardından, ihale alan yüklenici kim olursa olsun mevcut çalışan işçi kardeşlerimizle yeniden iş akdi yapılacağı sendikaya ve işçilere defalarca bildirilmiştir. Ancak uzlaşmaya yönelik bir sonuç alınamamıştır. Beşiktaş Belediyesi’nin yasalara saygılı, uzlaşıcı tavrı, işçilerin yasal olmayan eylemlerini bitirip iş başı yapana kadar devam edecektir.”

Haberin Devamı


Yurtdışındaki Türklerin oy hakları


91 yıllık Türkiye tarihi çerçevesinde ilk defa yurtdışında yaşayan 2 milyon 754 bin Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı içinde yaşadıkları 54 ülkede Türkiye’deki 10 Ağustos Cumhurbaşkanı seçimlerine yönelik oy kullanacaklar.
Türkiye ilginç bir ülke, 77 milyonluk Türkiye’nin 6,8 milyon insanı yurtdışında yaşıyor. Nüfusuna göre yurtdışında en fazla göçmen bulunduran ülke Türkiye. Baktığınız zaman 1,3 milyarlık Çin’in 55 milyonu, 1,1 milyarlık Hindistan’ın 35 milyonu takriben iki ülkenin de %3 oranındaki nüfusu yurtdışında yaşarken, Türkiye’de oran olarak yurtdışında yaşayanlar % 9’u buluyor.
Bu Türkiye için çok yeni bir gelişme, 1961 Ankara Anlaşması çerçevesinde ilk defa Almanya’ya işçi olarak giden insanlarımız ve büyük bir sayısal artış var. 1961 anlaşmasına göre Almanya’da bulunan 6 bin 800 Türk bugün AB ülkelerinde 5,4 milyon sayısına erişirken, tüm dünyada 6 milyon 800 bin Türk kökenli göçmenin yaşadığını görüyoruz.
İnsanlarımız 1994’den beri kendi ülkelerindeki seçimlerde oy kullanmak istiyorlar. Yurtdışında yaşayan insanlarımızın takriben %40’ı içinde yaşadıkları ülkenin vatandaşlığına geçerken,%60’lık bir oran Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak kaldı veya kalmak zorunda bırakıldı. Çifte vatandaşlığın Almanya başta olmak üzere tanınmaması bizim insanlarımız içinde yaşadığı ülke vatandaşlığına geçişlerini büyük ölçüde önledi. 10 Ağustos Cumhurbaşkanı seçimlerinde oy kullanacak insanlarımızın Türkiye’ye büyük ölçüde ilgisi var. Gerek Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Almanya, Fransa, Avusturya ve Belçika gezileri bunu gösterirken, CHP Genel Bakanı Kemal Kılıçdaroğlu da biri miting ve diğeri de toplantı olmak üzere iki Almanya’ya seyahati beraberinde getirdi. Önümüzdeki günlerde başta Ekmeleddin İhsanoğlu olmak üzere, Nurettin Demirtaş ve Tayyip Erdoğan’ı tekrar yurtdışında göreceğiz.
Türklerin politik tercihleri: Gelelim Türklerin tercihlerine, Avrupa’da yaşayan Türklerin hangi Partileri seçeceklerine yönelik bugüne kadar yapılmış ciddi bir araştırma yok. Bu konudaki ender araştırmaları TAVAK Vakfı geçmişteki kurumuyla birlikte 2001’den itibaren Almanya’daki Türk kökenli göçmenlere yönelik yapmıştı. İlginç gelişme, Almanya’da yaşayan Türk kökenli göçmenlerine sorduğunuz zaman bunların %63’ününe yakın bir oranı Almanya’daki Sosyal Demokrat Partisi’ne oy vereceğini söylerken, Türkiye’de Sosyal Demokratlara oy vereceklerini söyleyenlerin oranı % 25’i geçmiyor ve büyük bir çoğunluğu AK partiye oy vereceğini dile getiriyor. Türklerin bir homopolitikus olduğunu gösteriyor. Almanya’da muhafazakâr Türkler. Sosyal Demokrat Partisi’ne oy verirken, Türkiye’de AK partiye oy veriyorlar. Hangi partinin, hangi partiyle kardeş olmasını sorduğunuz zamanda Alman Sosyal Demokratlarla ve AKP’yi öneriyorlardı.
2005’te AKP’ye verilecek oy oranı 43%
2005 yılında TAVAK Vakfının eski kuruluşu olarak yapılan araştırmada sosyal demokratları seçenler %54’e düşerken, Türkiye’deki seçimlerde AKP’ye oy vereceğini belirtenler %43 civarındaydı.
En son Almanya’daki 2013 seçimlerinde evvel TAVAK’ın yaptığı araştırmada Almanya’da sosyal demokratlar partiye oy vereceklerin oranı %43’e kadar düşerken, Türkiye’deki seçimlerde oy hakkı olduğu takdirde AKP’ye oy vereceklerin oranı %48’lerde dolaşıyordu. Buna karşılık CHP’nin oy oranı %24’dü geçmiyordu. Bu iki sonuçta Türkiye’deki seçimlerde verecekler oy oranlarında CHP’ye yönelik düşüş, AKP’ye yönelik yükseliş gösteriyordu.
10 Ağustos seçimleri: Şimdi 2014 seçimlerine gelirsek Avrupalı Türkler için örnek alabileceğimiz tek seçim sonuçları 1 milyon 340 bin Türkiye Cumhuriyeti vatandaşın oy vereceği Almanya olacak. Bu da neredeyse 2 milyon 750 binlik Dünya’daki Türk seçmenin yarısına yakın. 2013 yıllı Kasım ayında TAVAK Vakfının Almanya’daki Türklerin genel konumu çerçevesinde yaptığı araştırmada seçimde AK Partiye oy vereceğini söyleyenlerin oranı %48’i geçmiş bulunuyordu. Buna karşılık CHP ‘ye oy vereceklerin oranı % 2’lerde dolaşıyordu. Bu seçimlerde AKP dünyada Türkiye’de alacağı oydan daha fazla bir oy alabilecek durumda. Bunun en önemli nedenlerinden biri Başbakan Tayyip Erdoğan’ın özellikle 2008 yıllında Ludwigshafen’da aşırı sağcıların çıkardığı yangın sonunda ölen 10 Türk’e ve Almanya’nın sahip çıkmadığı Türk göçmenlerine Köln’deki toplantıda sahip çıkması onlara ümit vermesi oldu. Bugün için Almanya’daki insanlarımızın %44’ü fakirlik sınırında yaşarken %30’luk bir kitlenin de işsiz olduğunu görüyoruz. Bu açıdan Almanya Türklerinin 50% ye yakın ve geçen bir oranda Tayyip Erdoğan’ı Cumhurbaşkanı seçeceğinden hareket edebiliriz.
Faruk ŞEN-TAVAK Vakfı Başkanı

Ercan Karakaş’ın, Prof. Rengim Gökmen tepkisi


CHP PM üyesi Ercan Karakaş, Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürü ve Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası Şefi Prof. Dr. Rengim Gökmen’in görevden alınmasına tepki gösterdi.
CHP Kültür ve Sanat Alanından sorumlu PM üyesi olan Karakaş’ın açıklaması şöyle:
“24.07.2014 Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürü ve Genel Sanat Yönetmeni aynı zamanda Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası Şefi olan Prof. Dr. Rengim Gökmen, Bakan Ömer Çelik tarafından görevinden alındı. Başarılı bir yönetici ve uluslararası çapta tanınan bir sanatçı olan Rengim Gökmen’in devlete bağlı sanat kurumlarını yok etmeyi öngören TÜSAK (Türkiye Sanat Kurumu) yasa taslağına karşı çıktığı için görevden alınması sanata ve sanat kurumlarına vurulan bir darbedir. CHP olarak; “devletin sağlık ve eğitimle ilişkisini nasıl koparmamak gerekiyorsa, gerçek kültür ve sanatla ilişkisini düzenlemek ama koparmamak gerekiyor” diyen Rengim Gökmen’in görevden alınmasını şiddetle kınıyor, kendisiyle ve sanatçılarla dayanışma içerisinde olduğumuzu kamuoyunun bilgisine sunuyoruz.”

Yazarın Tüm Yazıları