‘Paşa yok, general veya amiral var’

BAZI gazetelerde yüksek rütbeli subayların Adalet Yürüyüşü’ne katılmamasının eleştiri konusu olması emekli Koramiral Can Erenoğlu’nu etkilemiş; anons otobüsünde bizi görünce “Bu mitinge katılan en yüksek rütbeli subay olarak buna cevap vermek zorundayım” diyerek şöyle konuştu:

Haberin Devamı

İlker Bağbuğ’u bilmiyorum. Özden Örnek kanser... Kalbinden de üç kez ameliyat oldu. Eşi, Çetin Doğan’ın sağlığının iyi olmadığını, bu sebeple yürüyüşe katılamadığını söyledi. Gönlümüz onlarla ve yürüyenlerle beraberdir. Bu unutulmasın. Eylemsiz özgür olunmaz ve kalınmaz. Onun için bu yürüyüşe katılıyorum. Bizim özgürlüğümüz gaspedildi. Ancak ben mağdur değilim, böyle bir şeyi kabul etmem. Vatan mağdur. Ben sağlam girdim, sağlam çıkacağım dedim, nitekim öyle oldu.”

Güney Deniz Saha Komutanı iken 12 Eylül 2011’de ‘adaletin katledildiği’ Beşiktaş Savcılığı’nca gözaltına alındığını, yargılama sırasında hâkimlere ‘Ben sizin adaletinize güvenmiyorum’ dediğini, kendisini dinleyenlere içtenlikle anlattı.

Can Erenoğlu son etaba katılmak üzere otobüsten inerken “Teşekkürler hocam!” diyenlere sert çıktı. Dedi ki:

Haberin Devamı

“Hocam değil amiralim diyeceksiniz. Neden mi? Atatürk’ün 26 Kasım 1934’te yayınladığı ‘Lakap ve Unvanların Kaldırılması’ Hakkındaki Kanun’da ne denir, bilir misiniz? Paşa, hacı, hoca, hafız ve ağa denmesi yasaktır. Paşalara general ve amiral denilecek, deniyor, unutmayın.

Erenoğlu’nun ‘Aldattılar Sizi, Duyun Sesimizi’ (Kaynak) adlı bir kitabı bulunuyor.

 

‘KÜFREDEBİLMEK İÇİN ABDESTLİ OLMAK GEREKİR’

İLAHİYATÇI Emin Işık bir yazısında ‘Küfretmenin üç şartı olduğunu” söylüyor.

1- Hasbi doğru (doğal) olmak.

2- Taşı gediğine koymak.

3- Allah rızası için yapmak yani karşılıksız.

Küfür, abdestli mi, abdetsiz mi edilir?

 “Bu bir ibadettir. Abdestli olunması gerekir.”

 

PLEVNE DE ‘HUKUK MARŞI’ OLDU

CHP PM üyesi, meslektaşımız İdris Akyüz bir siyasetçi gözüyle yürüyüş ile ilgili tespitlerini üç ana başlıkta toplamış. Diyor ki:

1- Bu yürüyüş sadece biz CHP’lilerin değil, yürüyüşe katılan değişik kesim insanlarının yardımlaşma ve dayanışma duygularını pekiştirdi. Herkes birbirine çukur kazmak yerine birbirinin ardını toplaması gerektiğinin farkına vardı ve gereğini yapmaya başladı.

2- Adaletin olmadığı bir ülkede herkesin suçlu olacağı gerçeğinden yola çıkarak “Adalet yoksa, ne Cumhuriyet ne de demokrasi olur” tespitinin yapılmış olması. Ve siyasetin ikiye böldüğü toplumlarda iki ayrı adalet anlayışının, ulusal bütünlüğün en büyük düşmanı olması.

Haberin Devamı

3- İnsanların birbirini sevmesi önemli ancak birbirini sevmese bile, saygı temelinde, aynı ülkü doğrultusunda yan yana durmayı becermek çok daha önemli.

 

PLEVNE MARŞI

Akyüz, bu arada ‘Plevne Marşı’nın üzerine söz yazarak yorumlamış: “Hukuk için çıktık yola /Kol kolayız halkımızla /Talebimiz adalettir /Bilmiyorsan bari, anla!

Kararlıyız hak yolunda /Yürüyoruz dağda taşta /Adaleti vermiyorsan,/Vay haline bundan sonra.”

Hatırlatalım Plevne Marşı’na, iki kez söz yazıldı: Biri 1960 ihtilali sonrası üniversite gençliği şu sözleri yazdı: “Olur mu böyle olur mu /Kardeş kardeşi vurur mu /Kahrolası diktatörle /Bu vatan size kalır mı?”

1970’li yıllardaki devrimci gençlik de şöyle dedi: “Bu meydanda cengimiz var /Er olan meydana gelsin /Faşistlere hıncımız var /Devrimciler safa gelsin.”

Haberin Devamı

Bursa Milletvekili Nurhayat Altaca Kayışoğlu’ndan sonra Adalet Yürüyüşü’nün ikinci parçası da İdris Akyüz tarafından seslendirilmiş oldu.

 

MESAJ PANOSU

FETÖ’CÜ VARSA POLİS YAKALASIN

- CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, yerel ‘Gazetemİstanbul’’un yürüyüşteki sorusuna “Aramızda FETÖ’cü varsa bu kadar güvenlik görevlisi var, gelip yakalasınlar. Biz hak, hukuk ve adalet için yürüyoruz. Bu iddialar tamamen provokasyon. Onların adı trol” dedi.

- CUMHURİYET karşıtı, halifelik yanlısı kişiden özür dilenmez. Bu zihniyetle mücadele edilir. Aksi takdirde özgürlüğümüzü kendi ellerimizle boğarız.

Mustafa SOLAK

 

‘İLK HEDEFLER BEYANNAMESİ’

GAZETECİ-Yazar Necdet Saraç ‘Artık yeter’ diyen bütün çevreleri kapsayan bir İlk Hedefler Beyannamesi’nin hazırlanmasının ciddi bir ihtiyaç olduğunu belirterek “Bu beyanname bir ‘kurucu meclis’ mantığıyla adaletli, laik ve demokratik bir Türkiye perspektifi içermeli, yüzü sola dönük, net anlatılır olmalı” dedi. Saraç, 9 Temmuz akşamı, toplumda öne çıkan umudu, yan yana gelişi ve mücadele isteğini, ‘yarın hayali’ ile besleyecek, sürekliliğe ve bir iktidar yürüyüşüne dönüştürülmesi gerektiğini söyledi. ‘İlk hedefler beyannamesi’nin tam zamanı!’ adını taşıyan 100 satırlık metinde “AKP ile Cumhuriyet’in temel değerleri ve ilkelerimiz üzerinden hiçbir pazarlığa girmeyeceğiz” cümlesi dikkat çekiyor.

 

 

Haberin Devamı

ADALET YÜRÜYÜŞÜ İLE İLGİLİ NOTLAR

- PROF. Dr. Hakkı Keskin’in VP Genel Başkanı sayın Doğu Perinçek`in, “Yargının Türkiye’de altın devrini yaşadığı” görüşlerine ve Adalet yürüyüşüne ilişkin olarak, CHP ve Kılıçdaroğlu`na yaptığı değerlendirme ve eleştirilerine katımadığımdan, partideki genel başkan yardımcılığı ve üyeliğinden istifa ettiğini kamuoyuna açıkladığını...

- NİĞDE Milletvekili Ömer Fethi Gürer yürürürken bir yandan da yanındakilere TBMM’ye verdiği önergelerin içeriklerini anlatıyordu. bir ara seçildiği günden haziran sonuna kadar yüklaşık 1400 önerge vermiş; aslında bir rekor. Edirne milletvekili, tarımcı Doç. Dr. Okan Gaytancıoğlu, “Trakya’nın yağmalanması konusunda yazdıklarınızı dikkatle izliyoruz; bunları liderimizle paylaşıyoruz” dedikten sonra şu uyarıyı yaptı: “Bir hayal olsa da Kanal İstanbul Projesi için toplam 20 bin dekarlık mera alanı şu anda devre dışı kaldı”

 

Haberin Devamı

1973’TE MTTB’NİN ‘HÜRRİYET VE ADALET MİTİNGİ’NDE NELER OLMUŞTU

YIL 1973... Komünizmi tel’in mitingleri yapılıyor. MTTB Başkanı Rasim Cinisli, Taksim’de ‘Hürriyet ve Adalet’ temalı bayrak mitingi yapma kararı alıyorlar. Emniyet Müdürü bir provokasyonu haber alıyor, gerekli makamlara bildiriyor. Meydanda elektrikler kesiliyor, polisin “Provokasyonlara kanmayalım, meydanı boşaltalım” anosları nedeniyle, o günkü iddiaya göre ‘200 bin olan katılımcı’dan bir tekinin bile burnu kanamadan topluluk 15 dakika içinde dağılıyor.

Bir dostumuz bu anısını anlatırken “Ben de MTTB’liydim. Pazar günü Maltepe’de olacağım, ben olsam Feyzioğlu ve Kocasakal’ı da davet ederdim. CHP açısından çok demokratik bir tavır olurdu.”

 

GÖKÇEK’İN YENİ ODTÜ VE AOÇ YOLLARINA TEPKİ

GÖKÇEK’in dün yaptığı, yeni bulvarlar açıklamasına şehir plancısı Tahir Çalgüner’den tepki geldi.

“Gökçek, ODTÜ’NÜN yolları tartışmalarında bir algı yönetimi yürüttülüyor. “ODTÜ yerleşkesinin kuzeyinden geçecek iki farklı yol yok. Bu yollar aynı güzergahın iki etabı. Milli Botanik Parkı projesi kapsamında Köy Hizmetleri Müdürlüğü’nün arkasından geçecek tünel yol ile bu güzergah Çayyolu’na kadar uzanacak. Büyük resim kamuoyunun gündemine getirilmiyor.”

Çalgüner’e göre Gökçek’in kafasında gelecekteki ODTÜ yerleşkesi üç etapta kuşatılacak.

“ODTÜ yerleşkesini dört taraftan yollaştırarak kuşatmak, yerleşkeyi kentten yalıtmak, konut baskısını artırmak, yerleşkenin Eymir ile bağlantısını kesmek, arada kalan vadi koridorunu zaman içinde yapılaşma baskısı altına almak, bölgeyi AOÇ ile aynı kadere mahkum etmek.ODTÜ kampüsü; böylelikle çevre yolu üzerinde kestirme çıkışlara olanak verecek  şekilde şehirler arası trafiğin odağı haline gelecek.

Yeni Ankara Ana planında önerilen, yeni dış çevre yolu ve bilimum raylı sistem hatları  ise;  planın göstermelik eşantüyonu.Değerlendirmeye bile alınmaz.Planın dayanağı olması gereken,  Ulaşım Analitik etüd çalışmaları ise yetersiz ve istenilen derinlikte değil.”

 

‘SELDEN KÜTÜK KAPMAK’

CUMHURBAŞKANI Erdoğan, Fransız gazetecinin, Kuzey Irak‘ta yapılacağı iddia edilen referanduma atfen, “Türkiyede de aynı şey olur mu?” sorusuna “O biraz sıkar” mealinde cevap vermiş... Cevap doğru ve okkalı, ancak eksik, “Kuzey Irakta da yapılamaz“ demesi mesajı daha güçlü hale getirirdi.

Barzani her zamanki sinsi fırsatçılığı ile, bölgeyi ‘Barzanistan’ haline getirmeye çalışıyor; bu bakımdan ‘bağımsızlık referandumu’ bu yolda atılmış adımlardan en cüretkar olanı...

Barzani siyasi geleneğinde, ilkel kavmiyetçilikten gelen bir güç kontrolsüzlüğü var, İran’da 1946 da o zaman ki Sovyetler’in desteği ile, Mahabat Cumhuriyet adı ile bir deneme yapmış ve kısa sürede İran Ordusu tarafından, baba Barzani, aşireti ile önce Kuzey Irak’a sürülmüş, oradan da Sovyetlere iltica etmişti. Bunu unutmayalım.

Bugün de aynı gelenek ABD yanında, emperyalist işgalle işbirliği yapmanın bonusu olarak, bağımsızlık hayalleri kuruyor. Ortadoğu paylaşımında, ‘selden kütük kapma’ anlayışı bekledikleri neticeyi vermez; sele kapılıp gitmek de var!..

Aynı ‘realpolitik’, Suriye kuzeyinde hayal kuranlar için de geçerli. Irak işgale uğradığı için, bölge ile ilgili anlaşmalar, geriye dönük olarak kadük oldu, Musul konusundaki Ankara anlaşması hükümleri de artık tartışmalı hale geldi.

Türkiye’nin bölge ile ilişkisi, uluslararası hukuk bakımından sürüyor.

İktidar, adalet yürüyüşünü de yanlış okudu, gereksiz ithamlarla süreci suçladı, demokratik hoşgörüyü öne çıkararak, Almanyadaki toplantı taleplerinde, elini kuvvetlendirebilirdi.

İçtüzük değişikliği paketi ile, konuşma süreleri iyice budanıyor, seçilmiş millet temsilcileri,kürsüde konuşmak yerine, kulislerde birbirlerine “avcılık” hatıraları mı anlatacaklar..

MHP’nin, iç tüzük değişikliği konusunda da şartsız destek verdiği anlaşılıyor.

Kuzey Irak‘ta geri dönülmez noktaya yaklaşılıyor, milliyetçi damarın, içtüzüğe gösterdiği hassasiyeti biraz da buraya teksif edip, iktidar ortağını zorlaması gerekmiyor mu?

Adalet yürüyüşü için CHP’ye yaptığı itirazları, Barzani için de seslendirse daha uygun olmaz mı!

Hasan KURTOĞLU

Yazarın Tüm Yazıları