Ladin ormanlarını korumak

BİLİMSEL araştırmalar, Doğu Karadeniz Bölgesi’ndeki ibreli (iğne yapraklı) ormanların asıl türlerinden olan ladin ağacının (picea orientalis) bol yağışlı ve nispi nemi çok yüksek olan iklimde yaşayabildiğini tespit etmiştir.

Haberin Devamı

Bundan dolayı dünyadaki yayılış alanı çok sınırlı olup, sadece ‘Kuzey Kafkasya’ ve ‘Doğu Karadeniz’de varlığını sürdürebilmiştir. Ladin ormanlarının yaşamında ve yayılmasında iklim değerleri o kadar belirleyici olmuştur ki, Doğu Karadeniz’de de sadece kuzeye bakan yamaçlarda yaşamını sürdürmüş, yağışın ve nispi nemin azaldığı güney yamaçlarda ise hiçbir zaman yaşayamamıştır. Batıda da Melet Irmağı’ndan öteye geçememiştir.

Elektrik ihtiyacının karşılanmasında önemli rol oynayan ‘HES Projeleri’ Doğu Karadeniz Bölgesi’nde de son yıllarda hızla artmıştır. Birçok havzada bilimsel ve teknik gerçeklere uyulmayarak olağanüstü çevre sorunlarına da neden olunmuştur. Çevrenin tahrip edilmesi ve akarsu debilerinin azalması gibi günümüzde yaşanan ve çıplak gözle de rahatlıkla fark edilebilen sorunlar tartışılarak gelecekte çevre faciasına neden olabilecek daha büyük sorunlar ne yazıktır ki göz ardı edilmiştir. Günlük yaşama ve düşünme alışkanlığımız HES projelerinde de yaşam bulmuştur.

Doğu Karadeniz Bölgesi’ndeki HES’lerin olağanüstü yoğunluğu iklim değerlerini de olumsuz etkileyebilecektir. Özellikle nispi nem oranında ve yıllık yağış miktarında ciddi azalmalar yaşanabilecektir. Bu da ibreli ormanların çoğunu oluşturan ladin ağaçlarının kitlesel kurumalarına neden olabilecektir. Sağlıklı yaşam koşullarını kaybetmiş ağaçlara arız olabilecek kabuklu böcekler de söz konusu kurumayı daha da hızlandırabilecektir. Doğu Karadeniz Bölgesi’ne hayat veren ‘ladin ormanlarının’ olağanüstü yoğunluktaki HES’lerin neden olabileceği iklim değişikliğinden dolayı tamamen yok olma riski asla göz ardı edilmemelidir. Çok büyük çevre facialarına da neden olabilecek söz konusu riskin bilimsel araştırmalarla tespit edilmesi ve şimdiden gerekli tedbirlerin alınması kaçınılmaz olmuştur. Bu vesileyle üniversitelerin konuyla ilgili tüm fakültelerine, ilgili tüm kurum ve kuruluşlara kamuoyu adına çağrıda bulunuyorum. Aksi halde yarın geç kalmış olabiliriz. / Faruk ÇEBİ - Orman Y. Mühendisi; Kürem - Der Genel Başkanı


'KALABALIKLAŞMA' BAŞIMIZIN BELASI
KENTLEŞME ve yapılaşma (sanayi, tarım, turizm ve diğer sektörel yapılaşmalar da dahil) kontrolsüz serbestlik ilkesine (bu ilke yeni dünya düzeni üzerinde etkili olan ‘küresel iktisat’ modelinin bir parçası. Daha önceki yazılarımda detayları ile anlatmıştım. İnternette rahatça bulabilirsiniz) uygun şekilde, isteyenin istediği yere, istediği yapıyı, öyle ya da böyle yapması şeklinde yürüyen bir süreç halinde. Popüler kültürün ‘kentleşme’ yanılgıları idarecilerin duyularını köreltiyor. Milyonların oluşturduğu göç dalgası dev bir tsunami gibi hukukun, bürokrasinin ve idarecilerin kısacası ‘erk’i elinde tutanın kalesine olanca hızı ile çarpıyor. Yönetim, yönetenler ya da liderler eli ile verdiği tavizler sayesinde bu kalede küçük delikler açtığının farkında bile değil. Kentlerin büyüklükleri altında ezilen kentsel endüstriler çığlıkları, kentli olamama travmasına bağlıyor, ama kentli olmanın eksikleri giderilmeden, bağışıklık kazanması sağlanmadan verilen yüksek dozlu popüler kültür de büyük sancılara sebep oluyor. Bu ‘kalabalıklaşma’ konusu başımızın belası.

Çözümün, göçü durduracak politikalarda olduğundan hiç kimsenin şüphesi yok. İdareciler, stratejik kent gelişim planları hazırlanırken popüler kültürün tabandan gelen istekleri karşısında dik durabilecek, gerekli kararlılığı ve iradeyi gösterebilen kişiler olmak zorundalar. İdareci, mevcutla idare etmek yerine en iyiye, buna ulaşamasa bile daha iyiye ulaşacak iradeye sahip olmadığı sürece, toplumun popüler kültürün vasıfsız değerleri ile idare etmekten başka şansı kalmaz! Ama idareci gerekli iradeyi gösterebilirse, dik duruşunun ödülünü toplumun değişimini görerek alır. / Murat SEVGİ


MİLLETLERİN HAYATI ADALETLE KAİMDİR
BİR kavgayı ayırmak isteyen 82 yaşındaki Fatma Sazan, elinde bastonla araya girince, hâkim elindeki bastonu silahtan sayıp cezasını vermiş. 7 ay boyunca camide 4 saat ayakta duracak...Müjdat Gezen Sanat Merkezi’ni kundaklayan önce tutuklanmadı, elini kolunu sallaya sallaya çıktı ve “Hiç kimseden korkum yok” dedi. C.T. yanında çalışan kadına cinsel tacizde bulunup av tüfeğiyle vuruyor.

Atılı suç: ‘Tasarlayarak adam öldürmeye teşebbüs’, ‘cinsel amaçla kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’, ‘nitelikli cinsel saldırı’. Verilen ceza 1 yıl 8 ay!
Gelininin epilepsi hastası ve bakıma muhtaç kız kardeşine tecavüz eden ve 47 yıl hapis istemiyle yargılanan Veyis G., “mağdurenin engellilik durumuna ilişkin kurul raporu” mahkemeye ulaşmadan tahliye edildi. Bu ve benzeri uygulamalar karşısında Namık Kemal’in dizelerini anımsadım:

“Bulunmazsa adalet milletin efradı beyninde/Geçer bir gün zemine, arşa çıksa da paye-i devlet.” / Av. İzzet DOĞAN


BİLİYOR MUSUNUZ?
CHP’nin eski Genel Sekreteri Önder Sav’ın, yarın 11.00-13.00 arasında Halk TV’de Can Ataklı’nın sunduğu ‘Yazı İşleri’ programına katılacağını...

ERGENEKON ve Balyoz kumpas davalarında yargılanıp, dik duruşları ve savunmalarıyla sembol olan M. Ali Çelebi, Ahmet Yavuz, Ali Türkşen, Semih Çetiner, Nasuh Mahruki gibi isimlerin bulunduğu 10 kişilik aydın grubunun dün Anıtkabir’i ziyaret ettikten sonra 9 günde 9 il gezip vatandaşlara referandumu anlatıp dertleşeceklerini...

CHP Genel Başkan Yardımcısı Çetin Osman Budak’ın, 2016’da yaklaşık 11 milyon turist ve 10 milyar dolar düzeyinde gelir kaybı yaşayan turizmin, 2017’ye yaklaşık % 10’luk kayıpla başladığını belirterek, “Bakanlar ‘2017 telafi yılı olacak’ diyor ama lafla turizm gemisi yürümüyor. Turizm barış sektörüdür. Türkiye bir an önce barışa, huzura, demokrasiye dönmelidir” dediğini...

CHP’li Umut Oran’ın, Sosyalist Enternasyonal’in seçimli 25. genel kurulunda CHP’yi temsil etmek üzere dün Kolombiya’nın Cartagena kentine gittiğini (Oran, S.E. Başkan Yardımcılığı’nı 2014’ten beri sürdürüyor)...

TÜRK Hukukçu Kadınlar Derneği’nin ‘Herkes İçin Eşit Bir Dünyada Birlikte Varolmak Çalıştayı’nın sonuçlarının açıklanacağı; Prof. Dr. Serap Keskin Kiziroğlu, Av. Süreyya Turan ve Prof. Dr. Pervin Somer’in konuşmacı oldukları açık oturumun bugün 18.30’da Kadıköy Evlendirme Dairesi’nde yapılacağını...


YAŞAR KEMAL ANILIYOR
SARIYER Belediyesi, Yaşar Kemal’in ölümünün 2. yılında, bugün üç ayrı oturum ile anıyor. Sempozyumun açılışını Belediye Başkanı Şükrü Genç yapacak, Doğan Hızlan ‘Değişimin Romancısı Yaşar Kemal’, Altan Öymen ‘Gazeteci Yaşar Kemal’ başlıklı konuşmalar yapacak; ayrıca Feridun Andaç, Burhan Sönmez, Mahmut Temizyürek, eşi Ayşe Semiha Baban, Ferhat Boratav, Şükran Soner, Şeyhmus Diken, Ali Kırca, Zeynep Oral, Hıfzı Topuz ve eşi Ayşe Semiha Baban anılarını anlatacak.


GÜNÜN SÖZÜ: “Ben bağımlı bir yazarım, kendime ve söze ve insanın onuruna bağlıyım.” / Yaşar Kemal

Yazarın Tüm Yazıları