İade-i itibara yanıt yok

MİLLİ Savunma Bakanı Fikri Işık, 2009-2016 yılları arasında askeri okullardan toplam 5 bin 792 kişinin ayrıldığını veya ilişiğinin kesildiğini bildirdi.

Haberin Devamı

CHP Bursa milletvekili Dr. Ceyhun İrgil’in soru önergesini (28 Temmuz 2016) yanıtlayan Bakan Işık’ın verdiği bilgilere göre; 2009’dan sonra sağlık nedeniyle 359 öğrenci askeri okullardan ayrılırken kendi isteğiyle ayrılan öğrenci sayısının 4005 olduğu görüldü. 2009-2016 arası başarısızlık nedeniyle 163, disiplinsizlik nedeniyle 461, vefat veya güvenlik soruşturması gibi sebeplerle ise 804 öğrencinin askeri okullarla ilişiği kesildi.

Milletvekili İrgil, 15 Temmuz sonrası FETÖ’nün TSK içindeki yapılanması ve askeri okullardaki subay ve astsubayların eğitim adı altında zulüm ve işkencelerle pek çok öğrencinin okuldan ayrılmasına sebep olduğunun ortaya çıkması üzerine Bakan Işık’a soru önergesi hazırlamış; 2009’dan bugüne kadar askeri okullardan ayrılan ve atılan öğrencilerle, ayrılma veya atılma nedenlerini sormuştu.

İrgil’in “Haksız yere atılan ya da gördükleri zulüm nedeniyle ayrılmak zorunda kalan bu öğrencilere iade-i itibar yapılacak mı?” sorusuna yanıt vermeyen Bakan Işık, askeri okullardan ayrılan veya ilişiği kesilen öğrencilerin isimlerini ise açıklamadı.

İrgil, bu kadar öğrencinin askeri okuldan atılmış olmasının normal olmadığını, 8 yılda askeri öğrenci kıyımının yaşandığını belirterek, şunları söyledi: “Askeri okullarda yaşanan süreci hiç sorgulamayıp, bu sürece müdahale etmeyip çocukların heba olmasına neden olan sorumluların kendi bozdukları yapıyı onarmayıp, sonra burası bozuldu deyip tamamen yok etmeleri akıl kârı değildir. Askeri okulların geleneksel yapısını, düzenini bozarak ve içini boşaltarak yok etmek Türkiye’nin askeri geleceği açısından büyük zararlar doğuracaktır.”


TÜRK-İŞ NEDEN SUSUYOR?

Haberin Devamı


KAYIT içi ve kayıt dışı olarak çalıştırılan yaklaşık on milyon işçiyi ilgilendiren asgari ücret geçtiğimiz günlerde yıl bazında % 8 artışla 1404 lira olarak açıklandı. Hele bu rakamdan her ay 53.32 TL ‘Bireyel Emeklilik Kesintisi’ yapılacağı ve SGK’nun ilaç katkı payına yaptığı % 60’a yakın zam düşünülürse yapılan zammın yetersizliği daha da belirginleşti. Bu rakamın işçi ailesinin dışlanarak ve asgari geçim indirimi rakamının altında kabul edilmesi çok konuşuldu. Bu konuda asıl konuşulmayan ve konuşulması mutlaka gereken konu Türk-İş’in tutumu. Ülkemizin en büyük işçi konfederasyonu, asgari ücretin 1600 lira olması isteğini kamuoyuna açıkladı ve yetkililerin dikkatine sundu. Asgari Ücret Tespit Komisyonu Türk-İş’in isteğini hiç dikkate almadan 2017 için asgari ücretin 1404 lira olacağını açıkladı. Bu sonuç Türk-İş için bir hezimet ve güçsüzlüğünün ilanı değil midir?

Haberin Devamı

Yrd. Doç. Dr. Engin ÜNSAL


KAZDAĞLARI'NA 90 FUTBOL SAHASI KÜL TOPLANACAK


Türkiye’nin oksijen deposu Kazdağları’na yapılmak istenen Yenice Çırpılar Termik Santralı Projesi, bölgedeki doğal yaşam alanları ile beraber içme suyu havzalarını ve tarımsal üretimi tehdit ediyor. Projenin İnceleme Değerlendirme Komisyonu (İDK) toplantısı 11 Ocak 2017’de Ankara’da gerçekleştirilecek.
Proje gerçekleşirse, bakanlıklara sunulan resmi belgelere göre yılda 3.5 milyon kömür tüketecek olan santralın toplam kurulu gücü 200 MW olacak. Proje kapsamında 90 adet futbol sahası büyüklüğünde bir alan 465 bin ton külün depolanması için kullanılacak. Hangi vicdan buna izin verir!


ÇEKİLEN EZİYETE BAKIN!

Haberin Devamı


ANKARA Keçiören Aktepe PTT’sinde her kış doğalgaz almak isteyen vatandaşlar eksi 4-7 derecede kapılarda donuyorlar. Buna rağmen 3 gişe olan postanede hiçbir zaman 3 kişi çalışmıyor. Bir koltuk daima boş. Sorunca “İzinli” ya da “Şikâyet edin, 3. bir memur göndersinler” dediler. 60’ında dün buz gibi soğukta 2.5 saat bekledim, gaz alamadan saat 16.30’da mesai bitti dediler. Hepimiz gaz alamadan döndük. Eve gidip bir de hasta oldum. Bugün yeğenimi gönderdim, telefonla durumu sordum. Yüzlerce kişi varmış ve bu sefer tek memur çalışıyormuş! Bu bir kepazelik. Dünyada kartlı sistemle gaz almak, su almak nerede var? Kartlı sayacı faturalı ile değiştirmek istedim, 400 lira ve peşin istiyorlar.

Haberin Devamı

 Müjde DURAL-KEÇİÖREN

 

Üsküdar meydanı, meydan olmaktan çıkıyor


ÜSKÜDAR Meydanının bugünkü durumu tarihi kent merkezine, bir dünya kentinde olması gereken yönetim anlayışına yakışmamaktadır. Şehircilik anlayışından uzak oldu-bitti projelerle meydan bir kaosa itilmiş durumdadır.

Üniversite ve meslek odalarının katılımı ile derhal planlama kriterleri belirlenmeli ve plan yarışma ile elde edilmelidir.

Böylesine değerli bir alanın planlama sürecinin bu değerleri gözetecek bir anlayışla ele alınması gerekirken, İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi’nin 13 Aralık 2016 tarihli oturumunda, tutanaklara da geçtiği gibi ilgili kurumların görüşüne dahi başvurulmadan gündeme alınan Üsküdar Meydanına dair dolgu amaçlı nâzım ve uygulama imar planları, AKP’lilerin oy çokluğu ile kabul edilmiştir.

Haberin Devamı

Söz konusu proje alanında başta İBB Şehircilik ve Planlama Müdürlüğü olmak üzere ilgili kurumlardan görüş alınmamıştır. Planlama akıl ve bilim işidir. Kamu yararına çalışan kurumlardan bilgi alınması hukukun ve kamu yararının gereğidir.

Proje ve ihalesi yapıldıktan sonra kurum görüşlerinin alınması, sağduyuya da, kamu yararına da, planlama hukukuna da, idare hukukuna da aykırı bir işlemdir. Bu şekilde hayata geçirilen bir “planlama” ile kamu kaynaklarının heba edilmesi kaçınılmazdır.

Meclis kararına göre “Meydan Alanı, Sahil ve Park Kullanımı Fonksiyonu” içeren planlamanın gerekçesi, “Marmaray İstasyonu ve Metro yaya girişleri, Tesisat Binaları vb. yapıların kaotik durumu, inşaat sonrası alan kullanımında istasyon yapıları ile taşıt yollarının düzensizliği sonucu yalın açık alan kullanımları küçük parçalar halinde kalmıştır. Özellikle Marmaray İstasyonu yaya girişleri ile üç adet tesisat vb. yapıların meydan ortasında yer alması, üsluplarının mevcut tarihi yapılara aykırılık teşkil etmesi, yayaların görsel ve fiziksel denize erişiminin engellenmesi, geçmişten gelen “meydan” kimliğinin kalmaması, tarihi binaların (Yeni Valide Sultan Camii, Cedit Valide İmareti, Mihrimah Sultan Camii) birbirinden kopması ve görsel kesintisi ile araç ve toplu taşım duraklarının düzensizliği söz konusudur” şeklinde açıklanmakta ve hazırlanan plan ile bu sorunların aşılacağı ifade edilmektedir. Gerçekten de meydanda had safhada kaotik bir durum hâkimdir. Meydan, bütünlüğünü kaybetmiş, meydan olmaktan çıkmıştır. Ancak bu kaosu yaratan tüm projelerin sahibi, dolayısıyla birinci dereceden sorumlusu bizzat İBB ve merkezi hükümettir.

Yanlış projelerle yok edilen tarihi meydan, deniz doldurularak geri getirilemez. Kentleri kent yapan tarihi, kültürel, sosyal ve doğal değerlerin yok edilmesi kabul edilemez.


TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi Yönetim Kurulu

 


Bodrum-Aktur davayı kazandı


BODRUM’da, vatandaşların mücadelesi sonucunda, bir çarpık yapılaşma ve hukuka aykırı inşaat örneğinin daha önüne geçilmesi yolunda önemli bir aşama kaydedildi. Bitez’de inşaatı devam eden ve 2016 yılında hazırlanan bilirkişi raporuna göre hukuka ve usule aykırı inşaat olduğu belirlenen Elegan Panorama Villas adlı site inşaatı hakkında Muğla 2. İdare Mahkemesi oybirliği ile yürütmeyi durdurma kararı aldı.

Aynı bölgede bulunan Aktur Sitesi’nin yönetimi ve sakinleri olan vatandaşlar tarafından açılan davalar (2016/60) sonucunda mahkemenin aldığı yürütmeyi durdurma kararında, “hukuka aykırılığı açık olan dava konusu işlemlerin; uygulanması halinde telafisi güç zararlar doğabileceğinden, 2577 sayılı kanunun 27. Maddesi uyarınca, teminat alınmaksızın, yürütülmesinin durdurulmasına...karar verildi” ifadesi yer aldı.

Bilirkişi raporunda daha önce, Adana merkezli Seray Gayrimenkul ve İstanbul merkezli Elegan İnşaat tarafından yürütülen inşaatın, plan kararlarına ve esaslarına, şehircilik ve koruma ilkelerine, imar ve koruma mevzuatına ve kamu yararına aykırı olduğu sonucuna varılmıştı. Elegan Panorama Villas adlı inşaatın yapıldığı arazi, 3. derece doğal SİT alanı iken, 2014 yılında, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından imara açılmıştı.

 


Son elektrik arızaları bakımsızlıktan ve 1950’den beri görülmemiştir


GEÇEN haftaki yüksek gerilim arızalarının kar ve rüzgardan olduğu söylenmekteyse de, böyle bir iki arıza olabilir ama 20 arıza bakımsızlıktan iddiası daha doğrudur. 1960 yılından beri bu bölgelerdeki fabrikalarda bir mühendis olarak çalışmış biri olarak, bir günlük bir kesinti olmuştur. Yalnız 1999 İzmit depreminde yüksek gerilim hatları kopmuş, bütün sistem çökmesine rağmen bir günde tamir edilmiştir. Ama böylesi olmamıştır. Bence muhtemel yüksek gerilim arıza sebepleri aşağıdadır.:

1- Lüzumsuz TEK özelleştirilmesiyle bilgili elemanlar ayrılmak zorunda kalmıştır. Eski elemanlar birer kahraman olarak, yüksek gerilim (YG) hatlarını her türlü iklim şartlarında sürekli kontrol ederler ve önlemleri alırlardı. Demek ki yüksek gerlim hat elemanları çürümüş!

2- TEK’i parçalayan özel sektör ve hükumetin gözü doymamış ki şimdi TEK’in elinde kalan iletim hatlarını özelleştirmek için bahane aramakta ”Bakın özel sektör nasıl yapar” demeyi düşünmektedir. Böylece enerji nakil sistemleri ucuza kapatılacaktır. Ben son 25 yılda, AKP iktidarı dahil bir metre YG hattı yaptığını duymadım. YG hatları 1950-2002 yılları arasındaki cumhuriyet hükumetlerince yapılmış, dünyanın en geniş enterkonekte sistemini yapmışlardır. Yani Edirne’den Kars’a kadar aynı kalitede elektrik götürülmüştür. Böyle bir sistem ABD’de bile yoktur.

3- Çeşitli özel dağıtım şirketleri ise tam bir fiyaskodur. Bir arıza günlerce yapılmaz. Bazen de aylarca... Bu tip şikayetleri TV’lerde görebiliriz. Hepimiz TEK’i mumla aramaktayız. İşin dramatik tarafı yandaş bakım şirketleri türemiş haftada bir cereyan kesip, halkı elektriksiz bırakmaktadırlar. İki yıl önce Erenköy’deki evimin önünde yıkılan elektrik direğini ENERJİSA çeşitli şikayetlerden ve bu sütunlarda şikayet yazım çıktıkten sonra bir yıl sonra yapmıştır. Ben 50 yıllık sanayiciyim. Elektrik kesintisi üretim kesintisi demektir. Yedek parçalar hazırdır, bir saatte yapıverirsin diye...

4- Gazetelerdeki elektrik kesintisi ile ilgili haberlere katılmıyorum. 1983 yılına kadar zamanlı elektrik kesintisi hep olmuştur. Örneğin bir saniye bile kesinti kabul etmeyen galvaniz eritme fırınları veya petrol rafinerisi gibi... Onlara çare düşünülebilir eğer kesintiler geçici ise. 1983’den sonraki elektrik kesintileri 1983 öncesi alınan önlemlerin sonucunda Afşin-Karakaya-Atatürk gibi dev barajların devreye girmesiyle kesinti bitmişti.

5- Aklıma getirmek bile istemiyorum ama, elektrik üretiminde bir eksiklik varsa o zaman durum faciadır. Neden mi; hükumet yetkileri elektrik bol diye demeçler veriyorlar da!

Aslan ÖZMEN-Y.Mühendis

 



MESAJ PANOSU


NATO, bayrakları yarıya indirmiş saldırı nedeniyle. Türkiye’de indirildi mi, yoksa es mi geçildi?

Ö.S.

‘MİLLİ Düşünce Merkezi’nin, TBB’nin katkılarıyla İstanbul’da yarın 13.00’te Taksim The Marmara’da düzenlediği Kıbrıs panelinde Prof. Metin Feyzioğlu (Başkan), Prof. İlber Ortaylı (Açış), İlker Başbuğ, E. Büyükelçi Şükrü Elekdağ, Prof. İlber Ortaylı ve Hüsamettin Özkan konuşacaklar.


GÜNÜN SÖZÜ


“Böylesine güzel bir gökyüzünün altında, bu kadar kötü insan nasıl yaşayabiliyordu?”

(Dostoyevski)

Yazarın Tüm Yazıları