Futbolun dili işte bu...

İSTANBUL’daki son saldırıya en büyük tepkiyi daha önce ülkemizde futbol oynamış ve teknik adamlık yapan iki isim gösterdi.

Haberin Devamı

GS’de büyük başarılara imza atan Didier Drogba ve Beşiktaş’ı çalıştıran Slaven Biliç üzüntülerini anlatırken, futbolun sevgi ve barış diline vurgu yaptı. Drogba sosyal medyadaki hesabında “Bölemezsiniz, ayıramazsınız. Birlikte güzel Türkiye, polisimizin yanındayım” derken, polis selamı veren fotoğrafını paylaşmasıyla acımıza ortak oldu. Sosyal duyarlılığın ne kadar zirvede olduğunu şu mesaj ortaya koymuyor mu?

Biliç de oynadıkları Liverpool maçından sonra saldırıya sessiz kalmayarak kameralara yaşadığı derin üzüntüyü şöyle anlattı:

“Belki tanıdığım en iyi insanlar Türkiye’de idi. Dünyanın en iyi ülkelerinden ve en iyi şehirde bunların yaşanması çok üzücü. Yaşananlar beni paramparça ediyor.”

Bu iki eski dost, yüreğimize dokunarak, acımızı paylaşarak futbolun sadece futbol olmadığını dünyaya bir kez daha ilan etti.

Onların bu yüce davranışına ne kadar teşekkür etsek az bile.


DEVLET-MİLLET EL ELEYİZ...
BÖLÜCÜ terörün hiçbir zaman amacına ulaşamayacağına; devletin bütünlüğünü, ulusun birliğini ve Cumhuriyetimizin temel niteliklerini korumadaki kararlılığın daha da güçlenerek süreceğine inanıyoruz.

Teröre destek verenler bu çılgın Türkleri tanımayanlardır.

Terörü destekleyen tüm ülkeler “Kurtuluş Savaşı’nı emperyalizme karşı büyük bir kahramanlıkla kazanmış olan Türk ulusunun” nasıl tekvücut olacağını bilmelidir.

Bölücü, gerici teröre son vermek için kararlılıkla devlet, millet el ele veriyoruz.

İKKB olarak, ülkemizde ayrışmaya değil uzlaşmaya ihtiyacımız olan bugünlerde, toplumsal sözleşme olan Anayasamızda rejim değişikliğine yol açacak, toplumu gerginleştirecek girişimlerden kaçınılmasını istiyoruz. / Nazan MOROĞLU - İKKB Koordinatörü


ÖCALAN NE YAPMAK İSTİYOR
GÜNEYDOĞU’da yenilgi üstüne yenilgi alan ve çöküş sürecine giren PKK, farklı taktikler uygulamaya koymaktadır. Daha fazla kaosu hedefleyen PKK, Öcalan’ın politik pazarlık gücünü artırmak için eylemlerine devam ediyor. Eylemlerin olmadığı bir ortamda, Öcalan’ın gücünün zayıflayacağını bilen PKK, ülkede kaos çıkararak, hükümeti Öcalan ile masaya oturmaya zorlamaktadır.

Bu bağlamdan yola çıkarak; Beşiktaş’taki saldırının hem mekânsal hem zamansal hem de siyasal mesajlarının bulunduğunu ifade etmek mümkündür. Bilindiği gibi 28 Şubat 2015’te Beşiktaş’taki Başbakanlık ofisinde, çözüm müzakeresi yapıldı. On maddelik çözüm müzakeresinde ortaya konulan maddeler kamuoyuna açıklandı. PKK tekrar müzakere masasının kurulması için Beşiktaş’taki saldırıyı gerçekleştirmiştir. Bu saldırı ile Öcalan adres gösterilmektedir. PKK, zamanın ruhuna göre şekil değiştiriyor. Hareketli savaş taktiğini sürekli uygulamıyor. Yani şartlara göre bombalama, pusu, baskın ve çatışma yöntemlerini de kullanmıyor.

Ortamın yapısına göre uzun keşifler yapan örgüt, kendisi için uygun şartlarda hemen harekete geçiyor. Yıpranan ve başarısız olan örgüt elemanının yerine, yurtdışında eğitim almış elamanlar ile saldırılarını güçlendirmek için çaba gösterdiği arşivlerde bulunmaktadır. Örneğin, 1989’da Suriye’de yapılan PKK konferansındaki ‘Ayaklanma Sorununa Doğru Yaklaşım ve Uygulama’ başlıklı bildiride, yapılacak olan eylemlerin öncelikle sosyolojik-siyasal analizinin yapılması, yapılan keşif çalışmalarının denetlenmesi esas alınmıştır. Böylece PKK doğu ve batı bölgelerimizdeki eylemleri ile can kaybı sayısını sürekli arttırma yöntemini benimsemiştir. Öcalan halkları düşman etmenin taktiğini şöyle ifade eder: “Her ölü düşmanlığa her düşmanlık savaşa ve savaşın gelişimi bizim güçlenmemize yol açacak. Yirmi militan öldüğünde yirmi Kürt ailesi kazanılacak, yirmi asker öldüğünde yirmi Türk ailesi düşman olarak karşımıza çıkacaktır.”

Halk arasında korku ve endişe oluşturmaya çalışan PKK “Ya kaos ya antlaşma” yolunu uygulayarak, Öcalan ile politik pazarlık yapılması mesajını vermektedir. Konu ile ilgili olarak hükümet üyelerinin ve güvenlik yetkililerinin, saldırının zamansal, mekânsal ve siyasal boyutuna bu açıdan bakmalarının kamuoyu açısından önemli olacağını hatırlatmak gerekir. / Yrd. Doç. Dr. Ramazan TOPDEMİR


İDMANYURDU'NU FETÖ'CÜLER Mİ BATIRDI
GEÇEN sezon PTT Ligi’ne düşen Mersin İdmanyurdu’nun halini öğrendiğimizde çok üzüldük... 91 yıllık kulübün hiçbir varlığı yok; geride yaklaşık 100 milyondan fazla borcu var. Dolardaki artışlar buna dahil değilmiş henüz.

Kulüp kayyuma gidecekken takıma sahip çıkan ekipten asbaşkan Mahmut Karak, eski yönetimlerle ilgili dava açacaklarını duyurdu.

“Ortaya çıkan tabloda maalesef bu kadar hukuksuzluğu, suç unsurunu bizler de beklemiyorduk” dedi.

Eski Mersin İdmanyurdu Başkanı Hüseyin Çalışkan tarafından, önceki başkan Ali Kahramanlı dönemine ilişkin başlatılan bir dava dosyası varmış. Eski yönetimle aralarında bir ‘savaş’ varmış... Ancak kendileri yönetime geldiğinde taraflar ‘birlik’ içinde görünmeye başlamışlar. Mahmut Karak “Kulüp nasıl, neden soyuldu? Neden bu kadar borç batağına sürüklendi? Eski evrakları ve kupaları bile bulamıyorsunuz” diye sordu. Ligde hiç galibiyetleri olmadığını ancak gerekli ödemeleri yaptıktan sonra transfer tahtasının açılacağını beklediklerini bildiren Mahmut Kara’ın yakın çevresi dün bize attığı bir mesajda FETÖ’cülerin oyunlarına dikkat çekti. “Bir grup var; onlar esas FETÖ’cüleri perdelemek istiyor. Yakında onlar da gündeme gelecek. Mersin FETÖ’nün merkezi çıkarsa kimse şaşırmamalıdır” notunu gönderdi.


BİLİYOR MUSUNUZ?
YAZAR Seray Şahiner’in Cumhuriyet’e “Bilal Erdoğan’a üstün zekâlı dediğim için Bursa’da kaldığım otelin yatak odasında uyurken, erkek polislerce basıldım, gözaltına alındım ve geceyi nezarette geçirmek zorunda bırakıldım” açıklamasını yaptığını... 

MECLİS’te Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı bütçesi üzerine CHP’nin görüşlerini açıklayan Didem Engin’in, AKP’nin bilim ve teknoloji alanındaki çalışmaları ihmal ettiğini belirterek “Ülkemizdeki tüm sorunları görmezden gelip, Cumhurbaşkanı’nın ‘Kanun Benim’ demesi için anayasa paketi hazırlayıp Meclis’e sunuyorsunuz. Yaptıklarınız demokrasi tarihimizin kara sayfalarında yerini alacaktır. Halkımız engin sağduyusuyla referandumda size gereken yanıtı verecek, padişahlık hevesinizi kursağınızda bırakacaktır!” dediğini... 

CHP’li milletvekillerinden Şenal Sarıhan, eğitim gören engelli öğrencilerin sorunlarını Meclis’e taşıyarak “Engelli öğrencilerimizin taşımalı hizmetten tam ve eksiksiz faydalanmasını önerdiğini... 


MESAJ PANOSU
NECİP Hablemitoğlu’nun 14. ölüm yıldönümü için 17 Aralık akşamı Ankara ATO Congresium’da yapılacak ‘Necip Hablemitoğlu Toplumsal Duyarlılık Ödülleri 2016’; Mete Akyol, Işkın Moğol Alçı, Gülsüm Kav, Nasuh Mahruki, Abdullah Oskay, Saadet Özkan, İsmail Saymaz, Ayşenil Şamlıoğlu, Ali Tatar’a verilecek.

Yazarın Tüm Yazıları