Cumhuriyetimizin kazanımlarını, aydınlığını korumakta kararlıyız

92 yıl önce kurulan Cumhu-riyetimiz ulusal egemenlik temeline dayandırılmış ve yapılan devrimlerle ‘ümmet’ten ‘ulus’a, ‘kul’dan ‘yurttaş’a kararlı bir dönüşüm sağlamıştır.

Haberin Devamı

Cumhuriyetimizin kuruluşuyla birlikte, ulusun çağdaş uygarlık düzeyine ulaştırılması; akla, bilime dayalı, laik eğitim ve yönetim oluşturulması, devletin demokratik bir temelde yapılanması, kadın-erkek eşitliğinin sağlanması esas alınmış ve bu amaçla yapılan devrimler büyük bir kararlılıkla yaşama geçirilmişti.

Devrimleri günümüz koşullarına uygun olarak geliştirmek gerekirken, son on iki yılda eğitimde, yönetimde, ailede, siyasette devletin temelini oluşturan laiklik, demokrasi ve hukuk devleti ilkelerinin yok sayılmasından, gerici, bölücü terörle mücadelede yetersiz kalınmasından, kadınların bedeni üzerinden siyaset yapılmasından kaygı duyuyoruz. Bu gidişten kaygılıyız, ama el ele vererek Atatürk’ün açtığı aydınlık yolda ilerlemekte kararlıyız.
1 Kasım’da en önemli yurttaşlık görevimizi yerine getirmeli, Cumhuriyet’in aydınlığına yeniden kavuşmak için oyumuzu vermeliyiz.
İstanbul Kadın Kuruluşları Birliği (İKKB) olarak, Cumhuriyetimizin 92. yılında Atatürk ve devrimci arkadaşlarını, ülkemizi korumak uğruna yaşamını yitiren şehitleri saygıyla anıyor, tüm yurtseverlerin Cumhuriyet Bayramı’nı ‘Yurtta barış, dünyada barış’ dileklerimizle kutluyoruz.
Nazan MOROĞLU
İKKB Koordinatörü

 

GÜNÜN SÖZÜ

 

Haberin Devamı


“Gazeteci vicdanlı ve adil olarak gerçeği yazdığı sürece bu gerçeğin ortaya çıkmasının sonuçlarını düşünmek onun işi değildir. Hiçbir gerçek bir ülkeye uzun vadede yalanın verdiği zararı veremez. Gerçek, insanı özgür kılar.”
Ben Bradlee

 

Direnme gücünü Atatürk’ten alıyoruz

 


ATATÜRK’ün, İsmet İnönü’nün; Cumhuriyet’e emek veren devrimcilerin uygunsuz sözlerle aşağılanması dayanma, direnme gücümüzü zorlamaktadır.
Orunu (makam-mevki), sanı, inancı, kökeni, ekonomik gücü ne olursa olsun her yurttaş, bize yurttaş kimliği kazandıran Cumhuriyet’in kurucusu, devrimlerin yapıcısı Atatürk’e, devrimlere ve ulusa saygılı olmak zorundadır. Değerbilirlik, demokrat ve erdemli yurttaş olmanın gereğidir. Atatürk’le hesaplaşanlar da Türk devriminin olanaklarıyla san ve koltuk sahibi olmuştur. Atatürk’e, devrimlere yönelik her ağır söz, her hukuk ve bilimdışı uygulama hepimizi yaralamaktadır. Bir kez daha kınıyoruz!
Bizler Atatürkçü düşünceyle, Türk devriminin olanaklarıyla yetiştik. Atatürk ulusçusu olmaktan onur duyuyoruz. Akılcı, bilimsel ve sanatsal olandan başka doğru tanımıyoruz; çünkü ödünsüz ve korkusuz olmamızı Atatürkçü düşünce sağlıyor. Bu Cumhuriyet Bayramı’nda inanç ve köken ayrımını yurttaşlık bilinciyle içselleştiren bütün yurttaşları Atatürk’ün “manevi mirası” akıl ve bilime sımsıkı sarılarak, onun “Yurtta ve dünyada barış” ilkesine tutunarak devrimci ruhu canlandırmaya çağırıyoruz! Onurla taşıdığımız TC yurttaşı kimliğimizle susmayacağız!
Sevgi ÖZEL
Türk Dil Kurumu Başkanı

 

Haberin Devamı

Ehvenişer kabilinden olmaz

 


BİLİMSEL yaklaşımın temel ilkelerinden olan determinizm aynı işlemlerden geçen özdeş girdilerin vereceği sonuçların da birbirinin tıpatıp aynısı olacağını öngörür. Sosyal bilimlerden biri olan siyaset bilimi de bu ilkeyi reddetmez. 7 Haziran ile 1 Kasım seçim süreçlerini kıyaslıyorum ve mensubu olduğum partim adına kaygılanıyorum. Adaylardan söylemlere hüküm süren korkutucu benzerliklere içerliyorum.
Öncesinde Çerkez Ethem’den Diyap Ağa’ya, Topal Osman’dan Bolu Müftüsü’ne, Kazım Karabekir’den İsmet İnönü’ye herkesi ama herkesi kucaklayan bir önderliğin nüvelerinden müteşekkil bir parti bugün toplumun sadece çeyreğine ve maalesef ehvenişer kabilinden hitap ediyor. Bu zafiyet müşterek düşman varlığı ile açıklanamaz çünkü AKP’yi istenmeyen ve hatta nefret edilen bir parti görenlerin oranı 2/3’den az değil. Özgen ERKİŞ

 

Haberin Devamı

Bu yasak niye uygulanmaz

 


YSK’dan oy verme saatleri dahil seçimle ilgili kuralları içeren bir e-mail aldım. Burada ‘önemli’ başlığıyla dikkat çekici bir not var. Bu notta ‘oy verme yerine cep telefonu, fotoğraf makinesi, film makinesi vs. ile girmenin yasak olduğu, cezasının bulunduğu’ belirtilmektedir. Ben yıllardır bu yasağın uygulandığını hiç göremedim; gören var mı bilmiyorum. Yani bu yasal kural yine güdük kalmaya mahkûm. Hadi hükümeti anladık da muhalefet bu kuralın uygulanması için neden hiç reaksiyon göstermiyor, onu anlamıyorum. M.Y.

 

Biliyor musunuz?

 

TEKİRDAĞ, M. Ereğlisi’ndeki BOTAŞ ve Opet’in hemen yanında kurulmak istenen termik santrallara karşı çıkan belediye başkanı İbrahim Uyan’ın, “Ben Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nı anlayamıyorum. Bize sormadan santral (Kaptançebi Şirketler Grubu) kurmak istiyorlar. Bu bir katliamdır. Bu katliama izin vermeyeceğiz. Bunları buradan def edeceğiz. Kurmak istemekte ısrar edenler varsa gitsinler doğup büyüdükleri ilçelere kursunlar” diye tepki gösterdiğini...

Yazarın Tüm Yazıları