Başka bir Beşiktaş

“BAŞKA Beşiktaş yok, sahip çık” broşürünün ön yüzünde İBB adayı Ekrem İmamoğlu ile Beşiktaş adayı Rıza Akpolat’ın birlikte çekilen ‘bebek yüzlü’ fotoğrafları CHP adına ışık saçıyor.

Haberin Devamı

37 yaşındaki Akpolat, Bahçelievlerde doğmuş, siyaset bilimi, kamu yönetimi, küresel siyaset ve uluslararası ilişkiler konusunda yüksek lisans eğitimine başlamış şimdi de. AB uzmanı olarak da yurtiçi ve yurtdışında konferanslara katılmış. “Ulus Ambarlıdere damadıyım” diyor. İki kız çocuğu babası. Aktif yaşamında turizm, eğitim, danışmanlık ve yapı sektöründe faaliyet gösteren şirketi olduğunu söylüyor. Beşiktaş’ın nüfusunun resmi olarak 179 bin olduğunu, ancak ‘sınırsız’ bir büyüme ile karşı karşıya olduğunu, bunun antropoloji ve sosyolojik açıdan masaya yatırılması gerektiğini anlatıyor. Bölgedeki 9 üniversiteden hangisi böyle bir araştırmaya talip olur? Günlük insan trafiği 2 milyonu geçiyorsa böyle bir çalışma yapılması gerekmiyor mu? Beyoğlu’nun eski sosyal yapısının değişmesi nedeniyle Beşiktaş ‘nefes alınmaz’ olmuş... Ortaköy, Sinanpaşa, Köyiçi, Arnavutköy ve Bebek’ten sonra Zorlu AVM’nin getirdiği yeni yükü de anlatmaya gerek yok. Nispetiye, Ihlamurdere ve Dereboyu’nu ‘prestijli’ caddeler haline getireceklerini söylüyor. Nusret’in, Hatay Sofrası’nın, balık lokantalarının, gece eğlence mekânları ve kafelerin otopark-vale sorunu inanılmaz sıkışıklık yaratıyor. Rıza Akpolat’ın esas 45 projesi var. Bunlar içinde Beşiktaş’ı ‘şenlendirmek’ için esnafa işyerini 24 saat açık tutma izni, yılda 52 adet non-stop festival, ulaşımda ring seferleri, kreşler, modern yurtlar, gastronomi merkezi oluşturulması var. Akpolat’ın, Neşet Ertaş anıtı sözü de var.

Haberin Devamı

Akpolat, kimse kızmasın ama eski başkan Ayfer Atay’dan sonra Beşiktaş’ın iyi yönetilmediğini söylüyor. Onun için mahalle ve esnaf gezilerini Atay’la yapıyor.

 

MERSİN’DE ADAYLAR NE DİYOR?

PARTİLER yoğun etkinlikler yapıyorlar, İstanbul ve Ankara’daki çalışmalar ekranlarda daha ağırlık kazanıyor. Çukurova’da öyle değil, ‘arazideki’ etkinlikler daha önde oluyor. Parası olan adaylar daha avantajlı tabii... Hafta sonu CHP’nin Mersin’deki etkinlikleri daha dikkat çekici idi. İlçeler düzeyinde etkinlikler yapıldı. Buna CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, Adana-Şanlıurfa milletvekilleri de katılarak Mersin belediye başkan adaylarına destek verdiler. Mersin Yenişehir Barış Meydanı’nda yapılan mitingde en çok ilgiyi CHP Yenişehir belediye başkan adayı Abdullah Özyiğit gördü. İlgi görmesinin nedeni, aday olduğu günden bugüne kadar, Yenişehir’in sorunlarına yönelik çözüm önerileri ve projelerini birebir Yenişehirli seçmenlere anlatmasından kaynaklanıyor. Bu da Yenişehirliler tarafından kabul görüyor. Özyiğit, gönüllüler tarafından oluşturduğu 14 kişilik telefon ekibiyle 43 bin kişiye ulaşıyor. Projelerini 6 temel başlıkta toplamış. Hareket: Semt olimpiyatları, semt pazarı spor sahaları. Eğitim: Erken çocukluk dönemi eğitimi, inovasyon ve teknoloji merkezleri. Hemşerilik: Mahalle festivalleri, yöresel şenlikler. Dayanışma: Üretici ve tüketici kooperatifleri, aile sigorta kartı. Kentleşme: Kent meydanları, katılımcı planlama, kentsel dönüşüm kooperatifleri. Ekoloji: Semt bostanları, yenilenebilir enerji kooperatifleri.

Haberin Devamı

CHP Mersin büyükşehir başkan adayı Vahap Seçer konuşmasında birlik, bütünlük ve kardeşlikten bahsediyor. Her kesimin belediye başkanı olacağını ve sandığa gidilerek CHP’ye oy verilmesi gerektiğini söylüyor. Şu sözleri de ilginç: “Mersin varlık içinde yokluk yaşayan bir kent... Şehre gelecek yatırımcıyı havaalanında ceketimi ilikleyerek karşılayacağım. Hangi partiden, hangi dünya görüşünden olursa olsun kapım herkese açık olacak.”

 

‘İSMAİL’İ  ÖRNEK ALIN’

BİGA’da CHP’nin mitinginde konuşan Muharrem İnce, şöyle konuşuyor:
“5 yıl önceki seçimde atıfta bulunarak, o zamanki aday İsmail Işık’ı hararetle tebrik etmiştim. Şimdi kentin çehresini değiştiren, modernleştiren, gerçek bir yeşil kent yaratan Biga’yı gördüğümde, bundan sonra belediye başkanlığına seçilenler beş yıl sonra aday olmayı düşündüklerinde seni örnek alsın İsmail...”

 

Haberin Devamı

BAKIRKÖY’DE BÜYÜK KAPIŞMA

YEREL seçimlerde en heyecanlı seçimin Bakırköy’de olacağı anlaşılıyor.

Kılıçdaroğlu’na yakınlığı ile bilinen Dr. Bülent Kerimoğlu, 31 Mart seçimlerine en rahat ortamda giden ‘başkan’ oldu. Karşısına 16 aday çıkmasına rağmen hiç etkilenmedi Kerimoğlu... Aday gösterilmemesi için 500 partili Ankara’ya tepki gezisi düzenledi. Genel merkez bunların hiçbirini ‘kaale’ almadı.

Bu arada Ali Fatinoğlu’na adaylık sözü verilmesine rağmen aday yapılmadı; o da Kılıçdaroğlu’nun ‘tıpış tıpış oy verecekler’ sözüne tepki koyarak DSP’den aday oldu.

Fatinoğlu, Bakırköy’de çalmadık kapı bırakmıyor; STK’ları, siteleri ve sokakları gezdiğinde, kendisine gösterilen sevgiden yaptığı tepkinin ne kadar haklı olduğunu gördüğünü söylüyor. CHP kaynaklı araştırmalarda Marmaris, Kemer ve Bakırköy’de seçimi DSP’nin kazanacağının görüldüğünü söylüyor. “Sağ görüşlülerden de oy alacağım, çünkü Bakırköy halkının Bülent Kerimoğlu’ndan ne kadar şikayetçi olduğu ortada” diyor, şöyle bir değerlendirme yapıyor:

Haberin Devamı

“15 yıldır CHP yönetimi Bakırköy’ü başka ilçelerden gelenlere yönettiriyorlar, belediyenin bütün olanaklarını Bakırköy ile alakası bile olmayanlara kullandırıyorlar. Bakırköy’de emlak fiyatları 15 yıl önce etrafındaki ilçelerin en az iki katı değerliydi. Günümüzde Zeytinburnu bile Bakırköy’ü yakaladı.”

 

Golan’da barışı dinamitlemek

ABD Başkanı Trump’ın Suriye’ye ait Golan Tepeleri üzerinde İsrail’in egemenliğini tanıması, Ortadoğu’da çok duyarlı dengeler içinde aksamalarla yürüyen barışa karşı yapılmış, barut fıçısına dinamit koymaktan farksız bir  provokasyondur.

ABD Başkanı Donald Trump’ın 1967 yılındaki Arap-İsrail Savaşından beri İsrail işgali altında bulunan Suriye’ye ait Golan Tepeleri üzerindeki İsrail egemenliğini tanıyan kararnameyi (25 Mart 2019) imzalaması üzerine  Demokratik Sol Parti (DSP) Parti Meclisi Üyesi, eski Adalet Bakanı Prof. Dr. Hikmet Sami Türk, şu açıklamayı yaptı:

Haberin Devamı

“İsrail, 1967 yılındaki altı günlük Arap-İsrail Savaşından bu yana stratejik önemi haiz, Suriye’ye ait Golan Tepeleri üzerindeki işgalini sürdürüyor. 1973 yılında Suriye’nin Golan Tepelerini geri almaya yönelik askerî harekâtı başarılı olamadı; fakat İsrail ve Suriye, askerî kuvvetlerini Golan plâtosundan çekme konusunda  anlaştı. O zamandan beri bölgede Birleşmiş Milletler Barış Gücü görev yapıyor.

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, başlangıçtan itibaren İsrail’e işgal ettiği Golan Tepeleri’nden geri çekilme çağrısı yapan kararlar aldı. 1967’deki 242, 1973’deki 338 ve 1981’deki 497 sayılı Güvenlik Konseyi kararları, ABD dahil 15 üyenin oybirliğiyle alınmış kararlardır. Fakat İsrail, bu kararlara aldırış etmediği gibi; 1981 de çıkardığı Golan Tepeleri Kanunu ile bu toprakları ilhak yoluna gitti. Güvenlik Konseyi, bunun üzerine oybirliğiyle kabul ettiği 17 Aralık 1981 tarih ve 497 sayılı Kararla söz konusu Kanun’un ‘yok hükmünde, geçersiz ve uluslararası hukuk açısından etkisiz’ olduğunu ilân etti ve İsrail’i  bu hareketinden vazgeçmeye çağırdı.

ABD Başkanı Donald Trump’ın önce bir tweet atarak, sonra bir kararname imzalayarak Suriye’ye ait Golan Tepeleri üzerinde İsrail’in egemenliğini tanıması, ABD’nin dış politikasında Başkan Trump’ın 6 Aralık 2017 günü İsrail’deki Büyükelçiliklerini Tel-Aviv’den Kudüs’e taşımaya karar verdiklerini açıklamasıyla başlayan değişikliğin yeni bir örneğidir. Trump’ın ABD iç politikasında bundan sonraki başkanlık seçiminde Musevî lobisi için kendisine, İsrail iç politikasında yaklaşan genel seçimde Başbakan Benjamin Netanyahu’ya avantaj sağlamaya yönelik hesaplara dayanan ve İsrail’den başka hiçbir devletten destek görmeyen son kararnamesi,  Ortadoğu’da çok duyarlı dengeler içinde aksamalarla yürüyen barışa karşı yapılmış, barut fıçısına dinamit koymaktan farksız bir  provokasyondur.”

 

 

Yazarın Tüm Yazıları