Anadolu’ya muhabbet ve Kemal olmak

DÜN İstanbul’da CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun hayatından kesitler sunan güzel bir belgesel film izledik.

Haberin Devamı

Bu film sıradan bir seçim propagandası olarak algılanırsa haksızlık yapılmış olur. Kemal Bey’in yaşamı; ailesi ve kendisinin çektiği cefa ve yoksulluk hepimizin iç dünyasında karşılık buldu.
Anadolu’nun küçük ve ücra bir köyünde eğitimli olmayan ve yoksul bir anne-babanın 7 çocuklu çileli hayatı, salondaki herkesi ağlamaklı hale getirdi.
Kemal Bey konuşmasında, adaşı Yahya Kemal’in ‘İnsan hayal ettiği müddetçe yaşar’ vurgusuna uygun biçimde kurguladığı yaşamını gözleri dolarak anlattı.
Çekinecek, utanacak, gizleyecek bir hali yoktu. Önlüğü yoktu, ayakkabısı yoktu ama hayali ve çalışkanlığı vardı.
Ünlü bir siyaset düşünürünün Mustafa Kemal için söylediği “O zayıf ve cılızdı, imkânsızlıklar ve yoksunluklar içinde büyüdü, o yoksunluk ondan muazzam bir lider doğurdu” sözleri Kemal Bey için de söylenebilir.
Mütevazı ve gösterişsiz bir yaşam, her zorluğa rağmen iyimserlik, çalışkanlık, insan sevgisi ve insanına, ülkesine ve Cumhuriyet’e karşı tutkulu bir ‘muhabbet’ zihinlere kazındı.
Bir genel başkan ve siyasetçi olarak Kemal Bey’i eleştirebilirsiniz; beğeniyor ya da beğenmiyor olabilirsiniz. Ancak Anadolu’nun Kemal’i olarak ona saygı duymamak, onu takdir etmemek onu siyaseten beğenmeyenler için bile mümkün görünmüyor.
Keşke önce etrafı ve partisi bu ‘Kemal’i görse, anlasa ve ‘muhabbet’ duysa diyesi geliyor insanın.
“Benim Cumhuriyet’e borcum var” diyen Anadolu’nun Kemal’ini muhakkak izlemenizi öneriyoruz. Kendinizden parçalar bulacaksınız...

Haberin Devamı


CHP’de önseçim yorgunluğu

CHP’de bugün milletvekili adayları önseçime giriyor. Herkeste bir telaş, ne yapacağını bilememe durumu gözlemleniyor.
Adaylar ve örgüt yorulmuş durumda. Bunun bazı nedenleri var tabii. Önseçim olup olmayacağı çok geç belli oldu. Son bir buçuk-iki ayda bu işlerin olamayacağı açık. Haliyle adaylar kendilerini yüz binlerce üyeye tanıtmakta zamansal ve maddi açıdan zorluk çekiyor. Tabii bu imkânsızlık herkes için geçerli değil.
Bütün bunları ve adaleti göz önüne alarak en azından bunun bir ders olması gerekiyor. Bundan sonraki seçimlerde adaylıklar 2 aya değil 4 yıla yayılarak yapılabilmeli.
Bundan sonra sosyal demokrat bir partinin yarışma koşullarını herkese açık, önceden belirlenmiş ve nesnel bir biçimde belirlemesi beklenir.
Her şeye rağmen CHP güzel bir şey yapıyor. Önseçim adaylarına başarılar diliyoruz.

Haberin Devamı


Günün SÖZÜ


“Siyaset adamı gelecek seçimleri, devlet adamı gelecek nesilleri düşünerek politika yapar.”
Hasan Âli YÜCEL

Doğu Anadolu ile İstanbul arasında 30 misli fark var


BİRLEŞMİŞ Milletler Kalkınma Programı eski direktörü, kalkınma ekonomisti Bartu Soral. Ekonomik gidişat nasıl diye sorunca bakın neler söyledi: “Çözüm sürecinde vatandaşa bir şey yok. PKK ile AKP arasında çıkar kapışmasından öte bir şey yok. Doğu Anadolu üretmiyor, iş yok, üretim yok, yoksulluk ve işsizlik var.
- KATMA DEĞER: 9 bin dolar; Türkiye’nin 2012’de yarattığı kişi başı ortalama katma değer. Doğu Anadolu’ya gelince bu rakam 4 bin dolara geriliyor. Doğu Anadolu ile kastım Güneydoğu Anadolu da dahil buna. Türkiye nüfusunun % 20’si, yüzölçümünün % 30’unun yaşadığı bu bölgenin ulusal hasılaya katkısı sadece % 9’da kalıyor.
- İHRACAT: Türkiye ihracatıyla övünüyor. Doğu Anadolu’da dış ticaret hiç yok. Ne ihracat, ne ithalat. İstanbul’da kişi başı yıllık ihracat 6 bin dolara yaklaşıyor. Doğu Anadolu’da ise bu rakam 200 dolar. Arada 30 misli fark var. İthalatta da durum farklı değil. İstanbul’da yaşayan Mehmet Amca ortalama 9 bin dolar ithalat yapıyor. Van, Muş, Bitlis, Hakkâri’de yaşayan Mehmet Amca ise ortalama 39 dolar ithalat yapıyor. İstanbul’un 220’de biri bile etmiyor. Bu bölge üretmiyor, yurtdışına satmıyor.
- SANAYİ: Üretim ancak geçimlik yapılıyor. Sanayi hiç yok. Bakın kişi başı imalat sanayi elektrik tüketimi Kocaeli’nde 6 bin kilovatsaat. Şırnak’ta 52 kilovatsaat, Hakkâri’de 11 kilovatsaat. Yani ortada sanayi olmayınca sanayi için elektrik tüketimi de olmuyor.
- NÜFUS ARTIYOR, HAYVAN AZALIYOR: Bölgede yaşamaya çalışan insanların geçimini sağlayacağı bir hayvancılık vardı. Onu da meralara çıkışı yasaklayan PKK öldürdü. Büyükbaş hayvan sayısı her yıl geriliyor. Nüfus artıyor, hayvan sayımız geriliyor. 1990’dan bu yana büyükbaş hayvanda gerileme % 20. Küçükbaş hayvanda ise % 30’un üstünde. Mesela tiftik keçisinde % 70 oranında gerileme var.
- ÇÖZÜM: ‘Çözümü’ terör örgütü ile konuşmaya kalkan hükümetten bahsetmiyorum bile! Özerklik deniyor ama merkezi bütçenin verdikleri olmasa durum içler acısı. Üretim olmadan gelir olmaz. Gelir olmadan da vergi verilemez. Vergi toplayamayan bir kamu hangi hizmeti verebilir? Feodalite ve aşiret düzeni kadınları eve hapsetmiş. Berdel, çocuk evliliği, kan davası gibi toplumsal ilişkiler hâlâ çok etkin. Bütün bunlardan birisinin bile konuşulmadığı bir süreç topluma hangi faydayı getirecek, onu anlamak mümkün değil.” Türkiye’nin siyasi ve ekonomi iklimi çok kötü, Allah hepimize acısın.

Haberin Devamı


Cehalet tüm fenalıkların anasıdır


TÜRKİYE’de ahlak düşüklüğü ayyuka çıkmıştır. Ben bu kadar değişik toplum içinde bulundum, çalıştım, gezdim; ahlak seviyesi Türkiye’deki kadar düşük bir toplum görmedim. Ahlaksızlık özellikle Özal’la birlikte yukarı doğru hızlanmış, AKP döneminde adeta dikine yükselişe geçmiştir.
Bize bütün dünyada saygınlık kazandıran, aklımızı kullanıp onurlu insanlar olmamızı sağlayan Atatürk’ü aşağılayan âlim pozlu, ukala tavırlı zırcahilleri her gün halkın karşısına diken televizyon kanallarından ve gazetelerden gına geldi. Yükselen ahlaksızlık grafiğimiz kimin eseridir sanıyorsunuz? Cehalet tüm fenalıkların anasıdır. Biz de o anayı besleyip duruyor, onun tosuncuklarına oylar veriyoruz. Artık yeter!
Memleketimde her elimi attığım yerde cehalet çirkefine bulaşmaktan bıktım.
Prof. Dr. Celâl ŞENGÖR

Yazarın Tüm Yazıları