Aman yanlış yapılmasın

ASKERİ yükseköğretim kurumları (SAREM, kuvvet harp akademileri, harp okulları, astsubay meslek yüksekokulları) Anayasamıza göre ayrı statüye sahiptir.

Haberin Devamı

Bu kurumlarda doktora, yüksek lisans, lisans, ön lisans eğitimi yapılır. Bu okullarım öğretim elemanları, eğitim programları, kredi sistemi aynen YÖK mevzuatında olduğu gibidir. YÖK’e bağlı üniversiteler ile öğretim elemanı değişimi yaparlar, doktora yüksek lisans jürilerinde diğer üniversitelerden öğretim üyesi bulunur. Akademik programları elektrik/elektronik, makine, gemi inşaatı, bilgisayar, sistem mühendisliği gibi dalları kapsar ve mütekabiliyet amacı ile YÖK onaylıdır.

 

Bazılarının sandığı gibi bu okullarda piyadecilik, tankçılık, gemicilik, savaş pilotluğu gibi dallar yoktur; bu eğitimler harp okullarından sonra sınıf okullarında yapılır.

 

Haberin Devamı

Hem harp akademileri hem harp okulundan mezun olmuş ve öğretim elemanı olarak görev yapmış ve halen de bir sivil üniversitede öğretim üyesi olarak görev yapan birisiyim.

 

Harp okulları ile sivil bir üniversitedeki akademik eğitim aynıdır, hatta derse devam gibi konularda daha da sıkıdır. Askeri eğitimler yaz aylarına planlanır, okul içinde askerliğin gerektirdiği usuller uygulanır. Dekan, enstitü müdürü, senato, fakülte yönetim kurulu işleyişi YÖK’e bağlı kurumlarda olduğu gibidir.
Kemal Kafalı, Erdoğan Alkin, Yılmaz Altuğ, Sevim Toluner ve ismini sayamayacağım kadar çok saygın profesör bizlere hocalık yaptı. Bu okullarda değil ‘darbecilik’ eğitimi verilmesi, darbe lafını ağzına almak bile yasaktır.

 

Mülkiye, harbiye, tıbbiye, Türkiye’nin kurucu kadrolarını oluşturan okullardır. Bunlarla oynamak hayırlı değildir. Yüzde 98.5’i asla darbeye katılmamış Türk Silahlı Kuvvetleri üzerinde küçük hesaplarla bu tip spekülasyonlar yapılması gerçekçi değildir, milletimize zarar verir.

 

Çevresi ateş çemberi, içi yangın yeri olan ülkemizi savunacak başka bir ordumuz yok.

Dr. Ergün DEMİREL

 

Haberin Devamı

GÜNÜN SÖZÜ

 

“Memleketler parasızlıktan değil, ahlaksızlıktan çöker.”

Marcus Tullius

 

KAPATINCA SORUN ÇÖZÜLMÜŞ MÜ OLUYOR?

 

OKUR Ahmet Gürsoy yazıyor: “İstediğiniz kadar üs kapatın, olmadı adını değiştirin, yine olmadı, mesela GATA’yı götürüp Sağlık Bakanlığı’na bağlayın...

 

Sorunsuz bir Türkiye kurmuş olur musunuz? Kusur sadece askeri liselerde mi? Yoksa kapatacağınız kurumlarda mı?

 

Hatta, salt darbecilerde mi kusur?

 

Darbeciler her şeyden habersiz çocuklarımızı devşirirken siz neredeydiniz?

 

Liseyi FETÖ’cü yönetirse ve sen onu denetlemezsen... O da gider soruları çalar, istediği adamları okula alır, istediği gibi yetiştirir.

 

Burada asıl sorun; sistem sorunu değildir, yönetim sorunudur.

 

Neden denetlemedin?”

 

Haberin Devamı

SORGUSUZ-SUALSİZ DEMOKRASİ OLUR MU

 

15 TEMMUZ’dan bu yana, “tehlike büyük, devleti yeniden, sil baştan yapılandırıyoruz, ufak tefek hatalar olabilir, üzerinde durmamak lazım” havası yaygınlaştırılmaya çalışılıyor. Olanlara bakınca, koskoca devlet, içinden çürümüş, kendini koruma refleksi zaafa uğramış, Cumhurbaşkanı ‘direnin’ çağrısı yapmasa ve millet sokağa dökülüp, canını-kanını ortaya koymasa, az daha devlet iç düşman unsurlar tarafından işgal edilecekti.

 

Sonuçta, devlet ağır ihmaller ile neredeyse bir kabuk haline gelmiş, KHK’larla OHAL rejimi içinde kendini kurtarmaya çalışıyor.

 

Aynı hava, Ergenekon kumpaslarında da yayılmaya çalışılıyordu, “Camiler bombalanacak, darbe planları hazır ve diğer havada kalan saçma sapan iddialar... Sonuç; uzun ve adil olmayan yargılamalar, tasfiyeler, mağduriyetler vs... Bugün de çeşitli mazeretlerle suyu bulandıranlar var. Unutmayınız, bu davalar ile yapılan bilinçli hedef şaşırtmacalar sonucu, TSK’nın komuta kademeleri tasfiye edildi. Yerine getirilenler, 15 Temmuz kalkışması ile millete katliam yaptı.

 

Haberin Devamı

Bugün yine aynı koro ‘sorgusuz sualsiz destek’ gereğinden bahsediliyor. Bir dostumuz diyor ki:

 

“Devlete destek tamam da hep yanılmış ve yanıltmış referansların itibarı yok.”

 

TARİHSEL BİR GÖNDERİ

 

AKP, Yeniçeri Ocağı’na benzetmeye çalıştığı orduyu, II. Mahmud gibi kapatıp, (1826) Asakari Mansure-i Muhammediye’yi mi (Zafer kazanan Muhammedin Orduları) kurmak istiyor? Bu Osmanlı’daki ‘Islahat dönemi’nin başlangıcı idi ve ondan sonra koca imparatorluk bir daha kendini toparlayamayıp çöktü. Çünkü orduya yeni bir siyaset anlayışı getirmişti.

İdris AKYÜZ

 

BEŞİKTAŞ, MİTİNG VE FETÖ

 

CHP’nin İBB meclis üyelerinden bir grup diyor ki: “Beşiktaş Belediye Başkanı Murat Hazinedar, ‘Cumhuriyet ve Demokrasi Mitingi’ (dün akşamki) düzenleyemez. Daha önce Cemaatçi olduğunu ima eden ve Türkiye Yazarlar Vakfı’nda konuşma yapan Murat Hazinedar hakkında belediye koridorlarında ne söylendiği bilinmez mi? “Eray Arda’nın kullandığı 34 EA 6969 Mercedes cip ile 34 FJ 2349 ve 34 SSY 57 plakalı Porche araçlar nedir, kimindir? Son dönemde belediyede Cemaat’e yapılan katkılar... Belediyenin tüm işlerden bağış aldığı ve belediye ile iş yapanların isyanı... Mecidiyeköy’de yer alan ofisin ne işe yaradığı... Murat Saçlı’nın ne iş yaptığı... CHP İBB ve İl Başkanlığı bunlar üzerinde hiç kafa yormaz mı? ‘Bunlar unutulmayacak’ ve Genel Merkez’deki ihraç raporuyla patlayacaktır.”

 

Haberin Devamı

MESAJ PANOSU

 

- ASKERİ kışla, birlik, okulların şehir dışına taşınması çok değerli arsa ve binaları rant kapısı haline getirecek. AKP uzun süredir bu gayrimenkulleri ele geçirip yandaşlara peşkeş çekmek istiyordu. 15 Temmuz darbe girişimi fırsata çevriliyor. Kamuya ait bu arsalar park, binalar okul veya müzeye çevrilmeli. Muhalefet partileri ve STK’lar bu mücadeleye başlamalıdırlar. Yoksa olacakları dövünerek seyrederiz.

Mustafa ÖZYÜREK 22 ve 23. Dönem MV.

Yazarın Tüm Yazıları