Perhizmiş, ölçülü yemekmiş falan... Bunlar, Hamdi ziyaretinde teoride kalıyor

İşin gerisinde, 70’lerinde olmasına rağmen dimdik lokantasının başında olan Hamdi Bey var. Bildiğim kadarıyla fıstıklı kebabın öncüsü de o. Nasıl bu kadar lezzetli oluyor? Tahminim; az kuyrukyağı, taze fıstık ve muhtemelen fıstığın yağının kebapta kullanılması sayesinde. Buraya kadar gelip bunu tatmamak enayilik olur.

Haberin Devamı

Eminönü Meydanı’ndaki Hamdi üzerine yazmak ateşten gömlek giymek gibi çünkü bakış açınıza göre farklı unsurları öne çıkarabilirsiniz. Olumlu ya da olumsuz yargısı da elbette müşterinin beklentilerine göre değişir. İstanbul’un radikal şekilde değişen demografik yapısı ve turist kompozisyonunun Hamdi gibi kentimizin en güzel manzaralarına sahip turistik bir lokantayı etkilememesi düşünülemez. Ama olumlu açıdan bakarsanız, buranın hâlâ kaliteli malzeme kullandığını ve size içkinizi yavaş yavaş yudumlayabileceğiniz, kakofoniden uzak, harika bir akşam geçirme imkânı verebildiğini kim inkâr edebilir ki?
Perhizmiş, ölçülü yemekmiş falan... Bunlar,  Hamdi ziyaretinde teoride  kalıyor
Adres: Tahmis Cad., Kalçın Sok. No: 17 Eminönü-İstanbul. Tel: (0212) 528 03 90 (5 üzerinden 4 yıldız)

Eşim ve ben içki içtiğimiz için yemeklerlimizi ağır ağır, keyfini çıkara çıkara yiyoruz. Hamdi’de içki var ama turistlerin büyük çoğunluğu içki içmiyor. O yüzden garsonlar aceleye alışmış. Hızlandırılmış bantta yemek yemek istemiyorsanız yapacağınız çok basit. Her katta bir sorumlu var. Bizimle ilgilenen Zafer Bey gibi tecrübeli, kalender insanlar... O beye baştan niyetinizi söyleyin. Sonra da gönül rahatlığıyla kolları sıvayın ve iki-üç saat kendinizi güzel bir ziyafetin doğal akışına bırakın.
Kurutulmuş domates, çeri domates, kıtır kıtır salatalık, Antakya’nın çok iyi minicik yeşil zeytini, acılı ezme güzel. Gâvurdağı eski düzeyinde değil. Önceden hazırlanıp dolapta beklemiş. Çiğköfte taze. İnce bulgur kabarmamış. Nar ekşisi az. Aşırı acılı değil. Göbek salataya sarıp az taze nane ilave edin ve biraz limon sıkın. Tam rakılık! Haşlama içliköftenin kabuğu ince. Kuzu kıyması da kullanıldığından ısırınca biraz yağı akıyor. Cevizi taze ve yerinde. Kızım Ceylan Handan’ın deyişiyle hem çiğ hem içli köfte ‘yummy’!
Lahmacun da
çok başarılı
Lahmacun da çok başarılı. İnce, kenarları kıtır ama içi yumuşak, yanmamış. Sarmısaklı. Bu da yarı yarıya dana ve kuzu. Kışın nar ekşili ve soğanlı lahmacun da yapıyorlarmış.
Eşimin favorisi; alinazik kebap. Kese yoğurdu ve patlıcanlı. Sarmısağı yerinde. Eti sınırsız ve belli ki buranın ustaları etin ne tarafları kebaba uygun biliyor.
Ama tabii bu işin gerisinde, 70’lerinde olmasına rağmen dimdik lokantasının başında olan Hamdi Bey var. Bildiğim kadarıyla fıstıklı kebabın öncüsü de o. Nasıl bu kadar lezzetli oluyor? Tahminim; az kuyrukyağı, taze fıstık ve muhtemelen fıstığın yağının kebapta kullanılması sayesinde. Buraya kadar gelip bunu tatmamak enayilik olur.
Kuzu şiş de çok başarılı terbiye edilmiş ve epey iyi. Ceylan’dan 10 alıyor çünkü kızım orta pişmiş seviyor. Bana göre orta-az pişmeli.
Kötü bir haber; tatlılar çok iyi. Hem bol fıstıklı katmer hem de havuç dilimi... “Tamam, bir tadına bakarım” diyorum ama! Cümleyi siz tamamlayabilirsiniz. Perhizmiş, ölçülü yemekmiş falan... Bunlar, Hamdi ziyaretinde teoride kalıyor. Eşim ve kızım şimdiden benimle önümüzdeki yaz Türkiye’ye gelirlerse buraya tekrar gelmenin pazarlığını yapıyor. Kısmet!

Yazarın Tüm Yazıları