O kütüphanede sonradan yapılan ne varsa söküldü

TABANLIOĞLU Mimarlık’ın ortağı Melkan Gürsel, ofisin temel direklerinden Özdem Gürsel’le birlikte geçen eylül ayında Londra’daki Victoria & Albert Müzesi’nde sergilenen “Beloved/Azizem” adlı eserlerini ekrana yansıttığı görüntülerle anlatırken, İstanbul’daki Beyazıt Kütüphanesi’nin restorasyonunu anımsattı:

Haberin Devamı


- Kütüphanenin restorasyon ihalesini Rena İnşaat almıştı. Biz restorasyonun mimari projesini sosyal sorumluluk kapsamında üstlendik. Kütüphane restore edilmiş haliyle 2015’te açıldı.

 

Projenin dünya mimarlık çevrelerinde ilgi çektiğini vurguladı:

 

- Projemiz en son ABD’den çok önemli bir ödül aldı. Beyazıt Kütüphanesi’ndeki eserlerin korunarak sergilenmesi için tasarladığımız cam kutulardan yola çıkarak Murat Tabanlıoğlu ile birlikte “Beloved/Azizem” adlı 13 metrelik bir “uçan kutu” yaptık.

 

“Uçan kutu”nun siyah ayna cilalı paslanmaz çelik plakadan oluştuğunu, içine de hikaye yerleştirdiklerini kaydetti:

 

Haberin Devamı

- Kutunun içine Sabahattin Ali’nin “Kürk Mantolu Madonna” romanını anlatan 7 projeksiyon yerleştirdik.

 

Sonra Beyazıt Kütüphanesi’ne döndü:

 

- Kültür yolculuğumuzun önemli duraklarından biri Beyazıt Kütüphanesi oldu. Burada mümkün olduğunca, “Yaptığımız işte hafif kalalım ki, mekanın ihtişamı ortaya çıksın” mantığıyla hareket ettik.

 

Kütüphanenin bütün mekanik elektrik mühendisliklerini Aydın Doğan Vakfı’nın üstlendiğine değinip, ekrandaki avlu görüntüsünü işaret etti:

 

- Avludaki sonradan yapılan çirkin kolonu ve üzerindeki yapıyı attık. Onun üzerine “polikarbon etfe” bir malzeme koyduk. Çok hafif, şeffaf, içinde gaz var kendisi şişiyor. Amacımız dış etkenlerden korumak için üzerini kapamaktı. Ancak, binanın geneline zarar vermesin diye hafif olmalıydı. Eski hali felaketti. Şimdi avludan gökyüzü görünüyor.

 

O sırada Sinan Mataracı’nın şirketi Rena İnşaat’ın tanıtım kitabından Beyazıt Kütüphanesi bölümüne baktım:

 

Haberin Devamı

- Kütüphanede 11 bin 120 adedi yazma olmak üzere 40 binin üzerinde nadir eser var.

 

Melkan Gürsel, eserlerin bir kısmına dokunmanın bile söz konusu olmaması gerektiğinin altını çizdi:

 

- Çok özel eserlerin özel koşullarda muhafaza edilmesi gerekiyor. Aksi halde ısı ve nemden tahrip oluyor. Bunun için kütüphanenin bazı bölümlerine büyük cam kutular yerleştirdik. Kutuların altındaki ızgaralardan iklimlendirme ayarı yapılabiliyor.

 

Metalik aksamların gömülmesi için kütüphanenin yan tarafında kazılar yapıldığını belirtti:

 

- O kazı sırasında bambaşka bir yüzyıl daha çıktı. Onun üzerine cam koyarak görünür hale getirdik.

 

Sonradan yapılan yemekhaneyi iptal ettiklerini aktarıp, şu mesajı verdi:

 

Haberin Devamı

- Beyazıt Kütüphanesi’nde sonradan yapılan ne varsa söküp attık.

 

Aydın Doğan Vakfı katkıda bulundu, Tabanlıoğlu mimari becerisini hediye etti, Rena İnşaat titizlikle restorasyonu gerçekleştirdi...

 

Beyazıt Kütüphanesi, ev sahipliği yaptığı değerlere yakışır tarihi görüntüsüne döndü...

 

BİR ÜLKEYE GİRİŞTE AYAKKABIYA KADAR ARAMA OLABİLİR Mİ

 

TÜRKİYE’de yatırımı bulunan İtalyan makarna devi Barilla’nın düzenlediği “7. Uluslararası Gıda ve Beslenme Forumu-2016” için Milano’ya gittim. Malpensa Havalimanı’nda şaşırtıcı bir uygulamayla karşılaştım.

 

THY uçağından inen Türk-yabancı tüm yolcular, ayakkabılarına varıncaya kadar aramadan geçirildi. Yani, uçağa binerken yapılan aramanın aynısı Milano’ya girişte tekrarlandı. Bir ülkeye girişte bavulların X-Ray cihazından geçirildiğine rastladım ama yolcunun uçağa biniyormuş gibi arandığına ilk kez tanık oldum.

 

Haberin Devamı

Türkiye’nin Milano Başkonsolosu Hami Aksoy’a sordum:

 

- Bu uygulama sadece THY yolcuları için mi?

 

- İtalya, 2015’ten beri “random” (rastgele) yöntemiyle bazı ülkelerden gelenlere bu uygulamayı yapıyor. Roma Büyükelçiliğimizle birlikte çok girişimde bulunduk ama ülkemizden gelen yolcuları bu uygulamanın dışına çıkaramadık.

 

- Uygulama kaç ülkeyi kapsıyor?

 

- 20 ülkeden gelen yolcular bu yöntemle aramadan geçiriliyor.

 

Ülkeye girişte arama yapmak, terörü bitirir mi?

 

MİLANO’DA 78 YILLIK KİRACILIK 11.5 MİLYON EURO’YA BİTİYOR

 

TÜRKİYE’nin Milano Başkonsolosu Hami Aksoy, Expo 2015’teki Türkiye etkinlikleri sırasında ilk bilgiyi verdi:

 

- 1938’den beri ülkemizin Milano’da başkonsolosluğu var. Hep kiralık ofislerde faaliyet gösterilmiş. Benden önceki Başkonsolos arkadaşım Aylin Sekizkök, Via Antonio Canova Caddesi’ndeki 2 bin metrekare kapalı alanı olan binayı satın almış. Biz de restorasyonunu başlattık.

 

Haberin Devamı

Binanın satışa çıkış fiyatının 13 milyon Euro olduğunu anımsattı:

 

- Satın alma işlemi 7.5 milyon Euro’ya gerçekleşmiş. Fiyat gerçekten çok uygun.

 

Barilla’nın “Uluslararası Gıda ve Beslenme Forumu” için kente gittiğimde Hami Aksoy, sona yaklaşan restorasyon çalışmasını görmemizi istedi. Binayı gezerken bilgi verdi:

 

- Restorasyona 4 milyon Euro harcadık. Restorasyonun mimari tasarım ayağını Milano’daki Türk mimar Erdem Şeker gerçekleştirdi. 5 katlı binanın ilk 3 katı hizmet, üstteki 2 katı da konut ve ağırlama alanı olarak düzenlendi.

Yazarın Tüm Yazıları