O fabrikaya ‘nefes’ için bakan devrede

- “Fabrika için çocukları özel okuldan aldık, bize nefes verin” başlıklı yazınız üzerine Sayın Bakanımızdan talimat aldım. Göksoy Gıda A.Ş.’nin sahibi Şükrü Göksoy’la bağlantıya geçeceğiz.

Şükrü Göksoy, 2013 yılında 8.5-10 milyon lira yatırımla Kastamonu Organize Sanayi Bölgesi’nde (OSB) bir sarımsak işleme fabrikası kurmuş, ürün verdiği market zincirlerinin iflas erteleme istemesi üzerine 30 milyon lira ciro yaratan şirketi nakit akışında sıkıntı yaşamaya başlamıştı. Göksoy, 2016 yılı başından itibaren bana gönderdiği mesajlarla yaşadığı sıkıntıyı paylaştı. Sonunda 10 Eylül’de söz konusu yazıyı yazdım.

Ramazan Cin’e Göksoy’la bağlantı kurulacak telefon numarasını ilettim. 15 Eylül’de Göksoy’dan mesaj geldi:

- Sanayi ve Teknoloji Bakanımızın danışmanı aradı, yardım sözü verdiler.

Cin, 26 Eylül’de Göksoy Gıda ile ilgili girişimlerini anlatmak üzere aradı, ardından da bilgi notu gönderdi:

- Sayın Bakanımız, yazınız üzerine aynı gün sabahı tarafıma talimat verdi. Bahsi geçen işletmeci ile telefon görüşmesi yaptık.

Göksoy Gıda’nın sorunları ve mevcut durumu ile ilgili bir rapor hazırlayıp Bakan Varank’a sunduklarını belirtti:

- Sayın Bakanımız Göksoy Gıda’nın borçlu olduğu, sıkıntı yaşadığını anlattığı ilgili bankanın genel müdürü ile görüştü.

Varank’ın KOSGEB’e de görev verdiğini anlattı:

- Sayın Bakanımız işletmenin üretime devam etmesinin sağlanması konusunda KOSGEB Başkanı’na da talimat verdi.

Cin, ilgili kamu bankasının verdiği mesajı aktardı:

- Bankamız hacizleri, büyük bir market zincirinin ardından 6’ncı sırada. Yani, kısa zamanda ödeme sırası zaten bize gelmeyecek.

Banka, yaptığı alacak takibinin hukuki düzeyini açtı:

- Bankamız alacaklarının tasfiyesi takibine değil, yapılandırma amaçlı işleme başladı. İlgili firma da bu konuda bilgilendirildi.

KOSGEB de Bakanlığa şu bilgiyi verdi:

- Kastamonu Müdürümüz Şükrü Göksoy’u aradı. Şükrü Bey, o gün İstanbul’da idi. Gösterilen ilgiden memnuniyetini dile getirdi.

Bakanlığı harekete geçiren yazımda Göksoy’a şu soruyu sormuştum:

- Madem fabrikanız çok başarılı, verimlilik iyi, pazar da var. Yaşadığınız sıkıntılarda sizin hiç mi hatanız yok?

Yanıtı şöyle olmuştu:

- Sizinle yazıştığım 2 yıllık süreçte bankalara 3 milyon lira ödedim. 2 sezon tarımsal üretim iyi gitmedi, 1.5 milyon lira kaybettik. Batan marketlerde 2.5 milyon lira alacağımız kaldı. Bu arada devlete 1 milyon lira borcumuzu yapılandırdık. Bir yıl ödemesiz 1.3 milyon liralık yapılandırma bize nefes aldıracak.

Varank, Türkiye’de yeni ve katma değeri yüksek yatırımlara zemin hazırlamaya çalışırken, sıkıntılı tesislerin yaşaması konusunda da hassasiyet gösteriyor...

Göksoy Gıda’ya “nefes” için devreye girmesi, bu çabanın somut örneğini oluşturuyor...

ÖZAL, TOPERİ’DEN NEDEN TARAK İSTEDİ

TÜRKİYE Cumhuriyeti’nin 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal, bir ABD seyahati sırasında CNN International’a röportaj verecekti. Konakladığı otel odasında CNN International ekibi kamerayı hazırlarken Özal, Başdanışmanı ve Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kaya Toperi’ye döndü:

- Kaya, tarağını verir misin?

Toperi, tarağını uzatırken Semra Özal şaşkınlıkla sordu:

- Turgut Bey, burada başka arkadaşlar da var. Ancak, sen kalktın saçı en az olan kişiden tarak istedin. Belki tarak bile taşımayabilirdi yanında.

Turgut Özal gülümsedi:

- Semra Hanım, saçı en az olanın tarağı temiz olur. O nedenle Kaya’dan tarak istedim.

Toperi ve eşiyle 1998’de 4-5 günlük bir Pekin seyahatine birlikte gittik. Toperi, o yıl şimdinin Alarko Holding Yönetim Kurulu Başkanı olan İzzet Garih’in birincilik kürsüsüne çıktığı “Dünya Genç Girişimciler Yarışması”nın jürisinde görev almıştı. O seyahat sırasında Toperi’den Özal’lı günlerine dönük epey anı dinledik. Özal’ın tarak istemesi de o anılar arasındaydı.

Geçen hafta vefat eden Toperi’yi bizi gülümseten anı ile anmak istedim.

Kaya Bey’e Allah’tan rahmet, ailesine, sevenlerine sabır diliyorum.

Mekanı cennet olsun...