Dışişleri Bakanlığı

15 Temmuz 2016 tarihinde yaşanan darbe girişimi ertesinde Türkiye'nin kılcal damarlarına kadar nüfuz etmiş olan ve asıl niyetinin devlet aygıtını ele geçirmek olduğu nihayet iyice anlaşılan bir örgütün neler yapabileceği açıklıkla görüldü. Bu defa tüm kamu kurumlarında büyük bir tasfiye ve temizlik harekatı başlatıldı. Bu temizlikten Dışişleri Bakanlığı da nasibini aldı, alıyor.

Haberin Devamı


Tüm dünyada Dışişleri Bakanlığı devletin en önemli kurumlarından biridir. Dışişleri Bakanları, genellikle Cumhurbaşkanı ve Başbakan'dan sonra siyasi kadroların "üçüncü adam"ı olarak algılanırlar.

Bu çok doğaldır, zira bir devletin hükümet mensupları arasında dış dünya ile en çok temas eden, ülkenin ve hükümetin sadece dış politikasını değil, gerektiğinde ülkede ne olup bittiğini, dolayısıyla ülkesindeki iç politikaya ilişkin gelişmeleri de dış dünyaya doğrudan anlatan, anlatması da gereken kişi Dışişleri Bakanı'dır.

Bir hükümet mensubunu daha çok diğer ülkelerdeki kendi karşıtları bilir ve tanırlar. Dışişleri Bakanları'nı ise diğer ülkelerdeki karşıtlarından başka Başbakanlar, Cumhurbaşkanları, hatta bazı diğer bakanlar da tanırlar, görüşmelerde bulunurlar.

Haberin Devamı

Türkiye'de Dışişleri Bakanlığı, birçok Bakanlığın aksine, siyasi kadrolaşma olanağı zor bir yapıya sahiptir. Bakanlık mensupları daha çok dış politika ile ilgili görevlerde bulunurlar, merkez memurları dışında "diplomat" olarak kabul edilen kadrolar da meslek yaşamlarının  büyük bir kısmını yurt dışında geçirirler. Bununla birlikte, elbette siyasi iktidarlara yakın olmanın bazen tayin ve terfilerde işlevsel olduğu dönemler olmuştur. Ancak bu durum genel uygulamayı bozmamış, Dışişleri Bakanlığı bir siyasi kadrolaşma kurumu olarak kullanılmamıştır.

Dışişleri Bakanları başına geçtikleri bu kurumun ilgi alanının ve çalışmalarının uzmanlık gerektirdiğini ve bu kadroların uzmanlığına güvenerek görev yaptıklarında başarılı olacaklarını  bilirler. Dışişleri Bakanlıkları kendi Bakanlarını yücelten, dış politika başarılarıyla onların da siyasi kariyerlerinde ilerlemelerine, hatta bazen başka makamlara aday olabilmelerine de yardımcı olan kadrolara sahiptirler. Dışişleri Bakanlığı makamına siyasetten gelen, zamanla "devlet adamı" olarak olgunlaşan nice örnekler vardır.


Bunları bilen ve siyaset geçmişinden gelen Dışişleri Bakanları da Bakanlığın kadrolarının liyakat esasına göre görev yapmalarının öneminin bilincinde olarak bu yapıyı korumaya gayret gösterirler. Liyakatten feragat uzmanlıktan da uzaklaşmayla sonuçlanabileceğinden, bu zaafla oluşabilecek dış politika başarısızlıklarının kendilerinin de başarısızlığı olarak algılanacağını bilirler.

Haberin Devamı


Dışişleri Bakanlığı'na siyaset kökenli olarak gelmeyen ve bu bakanlıktaki görevi siyaset alanında ilerlemek maksadıyla kullanma gayreti içinde olanlar Dışişleri kadrolarına en büyük zararı verirler. Zira bu gayret Dışişleri Bakanlığını da sıradan bir kadrolaşmaya maruz bırakır. Bu durum da liyakat yerine sadakat esası üzerinden genişlemeye, Bakanlık kadrolarının siyasi çevrelerin memnuniyetini sağlamak amacıyla istismar edilmesine yol açar.


Türkiye'de Dışişleri Bakanlığı'na diplomasi mesleğini icra etmek amacıyla alınan aday meslek memurlarının seçiminde bu adayların nitelikli olmaları için yapılan zor ve oldukça eleyici bir giriş sınavı uygulaması vardı. Bu sınavın yapısının değiştirildiğini  ve nitelikli aday memur yerine yüksek sayıda aday memur alınması uygulamasına geçildiğini, bundan da belli bir cemaatin mensuplarının yararlandığı söylentilerini artık duymayan kalmadı.

Haberin Devamı


Türkiye, özellikle 2009 yılından itibaren dış politika alanında yurt dışındaki temsilcilik sayısını artırmak için başlattığı hamleyle uyumlu olarak sayıca fazla eleman almak yerine nitelikli eleman almak şeklindeki uygulamasından vazgeçmeyebilirdi. Bu da Bakanlığın mevcut ve yetişmiş kadrolarının daha fazla fedakarlığına yol açmakla birlikte, herhangi bir açık ve dış politika zaafiyeti oluşturmazdı. Ancak sayı yönündeki tercih hem giriş sınavı uygulamalarındaki değişikliği getirdi, hem sınavlardaki başarı kıstası ile ilgili kriterleri düşürdü.


Bugün Dışişleri Bakanlığı kadrolarındaki tasfiyelere bakıldığında, bazı Büyükelçi unvanlı isimler dışında Bakanlık ile ilişkileri kesilen kadroların ve bunlar arasındaki meslek memurlarının büyük bir çoğunluğunun Bakanlığa son 7-8 yılda girenler arasından olduğu dikkati çekiyor. Bu durum da sınav değişikliğinin başladığı ve bakanlık kadrolarının alışılmışın dışındaki oranlarda genişlemesine başlandığı yıllara işaret ediyor. Bu uygulama farklı bir amaçla başlatılmış olsa da, fırsatı en çok kimin değerlendirdiği artık iyice biliniyor.

Haberin Devamı


Türkiye'de topyekün bir restorasyon dönemi başladı. Dışişleri Bakanı Sayın Çavuşoğlu bu konudaki kararlılığı dile getiren kuvvetli ifadelerde bulundu. Türkiye'nin en güzide kurumlarından biri olan Dışişleri Bakanlığı'nın siyasi istismar ve kadrolaşma çabalarına maruz bırakılmasından elbette kurumun başındaki  Bakan olarak Sayın Çavuşoğlu da büyük üzüntü duyuyordur. Bu üzüntünün Dışişleri Bakanlığı'ndaki restorasyonun büyük bir dikkatle yapılmasına yol açacağından ve Bakanlığın yeniden liyakat esasına dayalı bir anlayışla yönetilmeye başlanacağından kuşku duymamak gerekir.


Dışişleri Bakanlığı'nın en önemli özelliklerinden biri de Bakanlığın kendi mensupları ile ilgili anlayış, değerlendirme ve "koridor sicili" olarak tanımlanan takdirleridir. Dışişleri Bakanlığı kadrolarında liyakatın sadakatten önde geldiğini en güçlü şekilde onaylayacak verilerden biri de işte bu koridor sicilidir. Restorasyon sırasında bu verinin de göz ardı edilmemesi umuluyor.

Haberin Devamı


Bugün Türkiye'de kamuoyunun en büyük beklentisi siyasi iktidarın geçmişle ilgili muhasebesini yaparken ciddi bir özeleştiriyi de yapabilme erdemini göstermesidir. Türkiye'nin  yaşadığı travmanın atlatılmasında en önemli terapiyi de bu özeleştiri oluşturacak. Kolay olmayacak ama hiç yapılmaması da Türkiye'nin yeniden ayağa kalkmasına yardımcı olmayacak.

 

Yazarın Tüm Yazıları