‘Seans’larımız devam ediyor!

‘Korku Seansı’ serisinin üçüncü adımında ‘paranormal dedektiflerimiz’ Ed ve Lorraine Warren çifti, bir gencin işlediği cinayetin arkasında bedenine girmiş bir ‘iblis’in olduğunu hukuk önünde kanıtlamaya uğraşıyor. Filmde su yatağından çıkan, banyo perdesi üzerinden korkutan iblis istenen gerilim etkisini sağlamayı başarıyor.

Haberin Devamı

Ait olduğu türün en verimli serilerinden biri oldu ‘Korku Seansı’. Futbol deyimiyle tahtaya önce Alex ya da Hagi’yi yazar gibi önce Ed ve Lorraine Warren çifti (ki onlara ‘paranormal dedektifler’ demek mümkün) sahaya çıkıyor. Daha önce ‘Korku Seansı’ arterinde atılmış iki adım var; bu esnada boy veren ‘Annabelle’li üç çalışma da hafızalarımıza kaydedildi. Yine temel yapının türevlerinden kabul edeceğimiz, bizde ‘Dehşetin Yüzü’ çevirisiyle vizyona çıkan ‘The Nun’ da listenin bir başka yerinde yer alıyor. Ve takımdan ayrı düz koşu gibi duran ama anayola bir şekilde tutunan ‘Lanetli Gözyaşları’ (‘The Curse of La Llorana’)...

Bu hafta salonlara uğrayan ‘Korku Seansı 3: Katil Şeytan’la (Conjuring 3: The Devil Made Me Do It) genel toplamda aynı sularda yüzen sekizinci filmi izlemiş oluyoruz...

Haberin Devamı

Filmin öyküsü şöyle: Yıl 1981; Connecticut’a bağlı bir kasabada yaşayan küçük bir çocuğun içine iblis girmiştir ve çiftimiz meseleyi halletmek üzere harekete geçer. İblis çıkarma ayini sırasında Ed ağır hasar alıp hastaneye kaldırılırken işlemin başarıldığı düşünülür. Lakin sonradan anlaşılır ki iblis çocuğun bedeninden çıkıp ablasının sevgilisine musallat olmuştur. Ve genç Arne bir cinayet işler. Hastaneden çıkan Ed ve Lorraine ikilisi Arne’nin avukatına asıl suçlunun iblis olduğunu söylese de ortada çözülmesi gereken problemler vardır. Bu, kasabanın 193 yıllık tarihindeki ilk cinayettir ve kilise kötü ruhu kabul etse de hukukun kendine özgü standartları meseleyi farklı sulara taşır.

‘Korku Seansı’ serisi ve bağlı filmler asıl olarak 70’lerin ünlü klasiği ‘Şeytan’ın (The Exorcist) temel unsurlarına fazlasıyla göz kırpıyor, devreye yer yer de ‘Poltergeist’ giriyor. Öte yandan ‘lanetli ev’ motifi de sıkça kullanılıyor. Gerilim sinemasının bu bilinen limanlarında iki mücadeleci karakterle geziniyorlar, ki bu çift gerçek kişiler ve biri (Ed) 2006’da, diğeri de (Lorraine) 2019’da aramızdan ayrıldılar. Geride de tartışmalı birçok vaka bıraktılar. Onların çözdükleri iddia edilen paranormal hikâyeleri sinemaya taşınırken her biri ayrı bir filme konu oldu. Evet, malzeme boldu; öte yandan filmler hem 70’lerde doruğa çıkan bir türe, bu kez gelişmiş olanaklarla yeniden hayat verdiler ve tıpkı geçmişte olduğu gibi Hıristiyanlık öğretilerini öyküleri içinde harmanladılar...

Haberin Devamı

‘Seans’larımız devam ediyor

KARİZMATİK İBLİS!

Bu arada seri boyunca kamera arkasına geçen isimler, doğrusu her biri belli çizgilerde seyreden yapımlara imza attı. Mesela 1 ve 2’de yönetmen James Van’dı ve özellikle Londra’da geçen ikinci adım ‘retro’ tadındaydı. ‘Korku Seansı 3’te ise film ‘Lanetli Gözyaşları’nı da yöneten Michael Chaves’e teslim edilmiş. Bu kez daha çok atmosfere ağırlık verilmiş, su yatağından çıkan, banyo perdesi üzerinden korkutan ‘iblis’, morglarda ayaklanan ölüler (zombi demek lazım mı, bilmiyorum ama) istenen gerilim etkisini sağlıyor. Her zaman olduğu gibi Vera Farmiga ve Patrick Wilson’ın sürüklediği yapımda, ben ‘iblis’i canlandıran Eugenie Bondurant’ı (karizmatik geldi bana) ve emekli rahip Kastner rolündeki John Noble’ı bir hayli beğendim. Sonuç olarak serinin çıtasını aşağı düşürmeyen, istediği etkiyi yer yer yaratan bir film olmuş...

Haberin Devamı

‘Seans’larımız devam ediyor

KARA DUL’UN GEÇMİŞİ GÜN YÜZÜNE ÇIKIYOR

Sıra geldi Marvel evreninin üyelerinden Black Widow’un solo koşusuna… Ekibin içinde yer alan ve kötülüğe karşı verilen her mücadelede üzerine düşenin üstesinden gelen bu kahraman nedir, necidir, nereden gelmektedir, kökleri nereye dayanmaktadır; işte bu soruların cevabını bulmak için salonun yolunu tutacağız. Vakti zamanında ‘Avengers’ takımı içinden ‘Hulk’la arasında zaman zaman alevlenen bir aşk ilişkisi bulunan ‘Black Widow’ (Kara Dul), namı diğer Natasha Romanoff geçmişiyle ilgili tehlikeli bir komplo teorisi ortaya çıkınca hayatının karanlık yanlarıyla yüzleşmek durumunda kalır.

Yönetmenliğini Avustralya kökenli Cate Shortland’ın üstlendiği yapımda ana karakteri, daha önceki ‘Avengers’ adımlarında olduğu gibi Scarlett Johansson canlandırıyor.

Haberin Devamı

Film dışarıda eleştirmenler tarafından genel olarak beğenildi. “Peki senin görüşün ne” derseniz ‘Black Widow’un Türkiye’deki basın gösterimi bizim eleştiri yazımızı teslim etme zamanımızdan geç gerçekleştiği için izleyemedik, dolayısıyla yorumda bulunamıyoruz. Ama ‘Hızlı ve Öfkeli 9’dan sonra gişe beklentisi en yüksek filmin bu olduğunu belirtelim…

‘Seans’larımız devam ediyor

Black Widow

Yönetmen: Cate Shortland
Oyuncular: Scarlett Johansson, Florence Pugh, David Harbour, Rachel Weisz, Ryan Kiera Armstrong, William Hurt
ABD yapımı

KİMDİ GİDEN, KİMDİ KALAN

Biri müzisyen, diğeri yazar; iki erkek: Sam ve Tusker… Alınan bir konser teklifi için karavanla İngiltere’nin uzak bir köşesine doğru yola çıkıyorlar. Bu yolculuk aynı zamanda ilişkilerinin zorlu bir safhasında onlar için hesaplaşma ve ileriye dönük hamleler için yüzleşme fırsatı yaratıyor. Sam’in ablasının yanına uğruyorlar, eski arkadaşlarını görüyorlar, güzel bir yemek faslına katılıyorlar ama bütün bunlar eski mutlu günlerin geri gelip gelmeyeceğinin zorlu denklemini çözecek midir? Çünkü Tusker’da bir süredir baş gösteren demans problemi vardır… 

Haberin Devamı

Harry Macqueen imzalı ‘Supernova’, uzun süren bir birlikteliğin açmaz noktalarında gezinen, yaşanan dramın hüznünü, duygusunu seyircisine geçiren bir film olmuş. Colin Firth ve Stanley Tucci’nin üstün performansları da bütün bu etkileyici atmosferin yaratılmasındaki en önemli unsurlardan biri. İlişkiler, sanat (müzik ve edebiyat), çaresizlik, umut, dayanışma gibi meselelerde de gezinen ‘Supernova’yı gönül rahatlığıyla tavsiye ederim.

‘Seans’larımız devam ediyor

Supernova

Yönetmen: Harry Macqueen
Oyuncular: Colin Firth, Stanley Tucci, Pippa Haywood, Peter MacQueen, Nina Marlin, Ian Drysdale
İngiltere yapımı

ANİMASYON ÖZLEYENLERE

Minik seyircilere seslenen animasyon ‘Düşler Ülkesi’ (Imagination Land), her şeyin mümkün olduğu yere gitmek için çabalayan Barney Owl, Scout ve Axle’ın maceralarını anlatıyor. Yönetmen Evan Tramel.

‘Seans’larımız devam ediyor

Yazarın Tüm Yazıları