‘Demba Ba efekti’

‘Futbolun güzelliği de bu’ türünden o en bildik klişelerden birine sığınmayacağım ama bu oyunun dayanışma ve birlikte hareket etme ruhu kadar yıldızlara ve bireysel çıkışlara da alabildiğince yer vermesinin, popülaritesindeki en önemli unsurlardan olduğu o kadar açık ki...

Haberin Devamı

Mesela Beşiktaş’taki ‘Demba Ba efekti’... Bir hafta önce varlığı sadece bir inanç, bir umuttu, şimdi ise yadsınamaz bir ‘gerçek.’ Üstelik kendisini birden bire o çok sevdiren ve ‘Beşiktaş tarihinde bir Avrupa maçında hat-trick yapan ilk oyuncu’ unvanıyla buluşturan performansı da bütün bir mücadeleye yayılan bir serüven değildi. Gollerde vardı ve bir de etkili bir pozisyonda. Yani ‘Dörtte üç’lük bir isabetle hem tarihe damgasını vurdu hem de doğru zamanda doğru yerde bulunma konusunda küçük bir resital sundu. Ara not: Bu arada ‘Avrupa’da Hat-trick meselesi başlı başına bir yazı konusu olabilir. Hatırladığım kadarıyla ilk olarak ‘Rahmetli’ Metin Oktay Polonia Bytom’u ‘Üçlemişti’. Tarihsel akışta daha sonra Tanju Çolak Neuchatel Xamax, Hakan Şükür Avenir Beggen ve Rosenborg, Adrian Ilie Sion, Tuncay Şanlı Manchester United ve geçen sezon da Olcan Adın Apollon Limassol karşısında hat-trick yapmışlardı.

Haberin Devamı

ALMEIDA’YI UNUTTURDU

Demba Ba’ya dönersek Senegalli, Feyenoord zaferinden iki gün sonra Saracoğlu’nda, ‘Soma yararına düzenlenen turnuva’da da eski göz ağrısı Chelsea karşısında forma giyerken yeni takımının galibiyet golünde et-
kin bir rol oynadı. Bu ışıltılı giriş elbette kendisine karşı olan beklentileri yükseltti, bundan böyle hemen her maçta benzer bir performans ve gol yüzdesiyle oynamak durumunda.
Ama Süper Lig’in dengeleri göz önüne alındığında Demba Ba’nın fiziksel üstünlüğü, gol koklama becerisi ve Bundesliga ya da Premier Lig gibi üst düzey geçmişi meseleleri onun adına kolaylaştırıyor. Üstelik çizdiği tablo bulunduğu mevkiinin bir önceki sahibi Hugo Almeida’yı da çok çabuk unutturdu ve şimdiden ‘Yeni Ferdinand mı?’ türünden çağrışımlara neden oldu.

‘Cicim ayları’ndayız

Tabii ki bütün bunlar ‘Cicim ayları’nın estirdiği rüzgârlar, lig de Avrupa cephesi de uzun maratonlar... Özellikle Avrupa kanadında Beşiktaş’ın altı maçlık bir garantisi var. Bu heyecan Arsenal geçildiği takdirde Şampiyonlar Ligi’nde, takıldığı takdirde de ‘Avrupa Ligi’nde yaşanacak. Ve bu serüvenlerde takımın en önemli gol ayağı kuşkusuz Demba Ba olacak. Ki geçen sezon Chelsea formasıyla Paris SG karşısında turu getiren -ve Feyenoord’a attığı ilk gole benzer- karambol golü hâlâ zihinlerimizde.
Şöyle ya da böyle, bir hafta içinde futbol dünyamızda ‘Demba Ba efekti’ diye bir şey oluştu ve bu hem Beşiktaş camiasına hem de bütün futbolseverlere yeni bir heyecan, yeni bir adrenalin aşıladı. Zaten hep aynı aktörlü bir lig evreninde, her türlü kıvılcım farklılık rüzgârları estirmeye ve aynı filmi izleme duygusundan bizi bir nebze kurtarmaya yönelik hamlelere dönüşüyor. Senegalli golcü şu an itibariyle ligin ‘Tescillenmiş’ ilgi kaynağı. Mesela Trabzonspor cephesinde yeni umutlarının yeşermesine yol açan Oscar Cardozo da benzer bir efekte sahip olacak mı, onu da yakında anlayacağız...

Haberin Devamı

‘Tek adam’lara olan sevdamız!

Gelelim lig öncesi en oturmuş takım görünümündeki Fenerbahçe’nin bir hafta içinde yeni dertler yumağı içine düşmesine... Bu topraklar ‘Tek adamlık’ yönetim biçimlerini hep sevdi, seviyor. Siyaset ya da spor fark etmiyor, demokrasinin tamını, işleyişi, uygulanışı böyle yapılıyor bu coğrafyada. Aziz Yıldırım cephesinde yeni olan şu, bugüne kadar takımı şampiyon yapamayan teknik direktör o sezon sonunda kapı önüne konulurdu (Aykut Kocaman bir istisnaydı, çünkü ortada ‘3 Temmuz süreci ve sonrası’ yaşanan onca zor günlerin paylaşımı vardı), bu kez şampiyon yapan da gitti. ‘Tek adamlık’ reflekslerimizin dışında bir yandan da biliyoruz ki böylesi dinamikler üzerine kurulu bir modeli her daim benimsedik... Aynı gündelik yaşamda olduğu gibi gerilimi, kaosu, karmaşayı seviyoruz. Kim bilir belki de bizi yaşatan, ayakta tutan yegâne olgu bu...

Yazarın Tüm Yazıları