Kadınlara ‘evde kariyer’ planı

Başbakan Davutoğlu tarafından dün küçük bir seçim paketinin ambalajı açıldı.

Haberin Devamı

“Ailenin ve Dinamik Nüfus Yapısının Korunması Programı” ile doğurganlık yaşındaki kadınlara dönük bir teşvik planı ortaya çıktı. Kamu ve özel kesimdeki kadınlara kısa vadede yarar, ama orta vadede de çalışma koşullarında ve istihdamlarında zımni handikaplara kapı açabilecek bir ‘doğurganlık teşviki’ bu.
Açıklanan eylem planına bakılırsa aslında doğurganlık primi açıklamaya hedefli ama bunu da bir dönüşüm programı paketi içinde ambalajlama çabasının olduğu görülüyor. Neden mi? Çünkü eylem planında açıklanan eylemlere bakıldığında, bir iki eylem dışında, öncekilerde görüldüğü gibi ‘bazı alanlarda iyileştirme niyetimiz var, ama henüz bulmadık; şu tarihe kadar bulmayı arzu ediyoruz’ mealinden bir ‘niyet paketi’ niteliği sürdürülüyor; somuta ulaşan konu da doğurganlık teşvikleri.

Haberin Devamı


Ya çalışmayan kadınlara?


İki temel soru ve sorun var; biri, çalışan kadınlara somut çerçevesi olan doğurma teşviki sağlanıp ‘evlerine’ yolcu etme çabası gösterilirken, evde olup çalışmak isteyen kadınlara yakın bir ufukta elle tutulur somut planlar getirmiyor bu paket. Adı “Ailenin ve Dinamik Nüfus Yapısının Korunması Programı” olan bir programla zaten ‘kadınların kariyer yerinin evleri olduğunu, çocuk bakmak olduğunu’ düşünen bir iktidar bundan farklı mı davranacaktı denilebilir. Çocuk bakımı ve yaşlı bakımı ile uğraşan, bu bağlılıkları nedeniyle işgücüne katılamayan kadınlara bu eylem planının yakın vadede vaat ettiği somut bir şey yok.
İkincisi de, çalışan kadınlara doğum teşvikleri getirilirken belli ki önü arkası, sağı soluna bakılmamış, kadın istihdamına olumsuz etkisi olup olmayacağı düşünülmemiş. Bu teşvikle, işgücüne katılım oranı zaten düşük olan kadınlarda, istihdam oranının orta vadede dalgalanması olasılığı hiç de az değil. Doğum sonrası günün yarısında çalışacak kadın çalışanların, ücretleri devlet tarafından ödense bile istihdam edenlerce daha az tercih edilmeleri söz konusu olabilir.


Bütünlüksüz sosyal destekler


Eylem planında yine ‘cektir’ ve ‘caktır’la biten muğlâk hedefler sayılıyor; uzun vadeli de tarihlemeler yapılıyor.
Çalışmak isteyen ancak bakım sorumlulukları nedeniyle evden çıkamayan kadınlara dönük olarak atılması gereken en önemli adımlardan biri yaşlı bakım merkezleri, kreşler konusunda somut plan henüz ortada yok. Dün açıklanan eylem planında, “Yaşlılar için gündüz bakım hizmetleri geliştirilecektir” deniliyor. Nasılı yok. Ne zamana kadar geliştirilecek? 2018 sonuna kadar. Uygulaması? Belli değil.
Planda “kamu mali dengeleri çerçevesinde kaliteli, hesaplı ve kolay erişilebilir kreş imkânlarının yaygınlaştırılması sağlanacaktır” denilirken kime ve nasıl sorusu yanıt bulmuyor. Burada da ‘çalışmayan kadınlara’ özel bir atıf yok. Tüm planda, ‘çalışıyorsanız; yeter ki siz çocuğu doğurun’ temasının öne çıktığı çok açık.
Dikkat çeken olumlu ama yine uzak bir ufukta duran madde şu; “İŞKUR’un meslek kurslarına katılım sağlamaları şartıyla kadınların çocuklarını bırakabilecekleri oyun odaları yaygınlaştırılacaktır” maddesi. Geç bir ufukta, 2017’ye kadar pilot illerde uygulanacağı vurgulanmış.
Başbakan Davutoğlu, “Kreş ve bakımevleri vergi teşviklerinden istifade edecek, böylece çalışan kadınlarımızın çok daha iyi şartlarda çocuklarını bırakabilecekleri ortamlar oluşturulacak” derken, teşvikin doğrudan kişilere değil hizmeti sunacak kesimlere verileceğinin de ipucunu vermiş. Sorun da burada; sosyal yardım politikası tam bir yamalı bohçaya dönmüş durumda; kurumsal çerçeve ve ilkeleri bütünlüklü değil.

Haberin Devamı


Tasarruflar için parlak plan


Eylem planının belki de amaçtan çok sonuç bakımından en işe yarar somut planı ki bu yılsonuna tarihlenmiş; “Çeyiz Hesabı”. “Gençlerde evliliğin teşvik edilmesi amacıyla destek modelleri geliştirilecektir” biçiminde hedeflenen eylemle, Bireysel Emeklilik Sigortası benzeri bir “Çeyiz Hesabı” programı kurularak; ebeveynlerin çocuklarının doğumundan erişkinliklerine kadar geçen sürede tasarrufta bulunarak birikim yapmasını ve Başbakan Davutoğlu’nun telaffuz ettiği haliyle yüzde 15’lik bir oranda devlet katkısı sağlanmasını öngörüyor. Özel kesim tasarruflarını artırmak için kayda değer bir pencere açılabilir.

Yazarın Tüm Yazıları