Siste helikopterlerin gözü açıldı

Eren-Fatih Özmen çiftinin sahibi olduğu uzay, havacılık ve ulusal güvenlik şirketi Sierra Nevada Corporation’ın geliştirdiği ‘Düşük görüş ortamı’ (DVE) teknolojisi, görüş mesafesinin azaldığı hava koşullarında helikopterlerin güvenle uçmasını sağlıyor.

Haberin Devamı

 

Görerek uçuş şartlarında (yani VHR / Visual Flight Rules) sisle karşılaşan pilotlar ne yapacaklarını şaşırıyor. Çevreyi, daha önce akıllarında kalan engelleri hatırlamaya çalışıp yükselmeyi filan deniyorlar. Böyle durumlarda görerek uçuş yapan helikopter pilotları, sis duvarına girdiklerinde çoğu zaman kaza yapıyor. En son NBA’in efsane oyuncusu Kobe Byrant ve 17 yaşındaki kızı ile birlikte 9 kişi Sikorsky helikopterin California’da dağa çarpması sonucu öldü. Bu olayda da pilot görerek uçacağını söylemiş ama sisin ortasına düşmüştü.

Siste helikopterlerin gözü açıldı


Şimdi bu şartlarda pilotlara destek verecek önemli bir cihaz var. Amerika’da yaşayan Eren-Fatih Özmen çiftinin harikalar yaratan şirketi Sierra Nevada Corporation (SNC) yepyeni bir çalışmaya imza attı. Şirketin geliştirdiği ‘Düşük görüş ortamı’ (DVE) teknolojisi, helikopterlerin görüş mesafesi az olduğunda da güvenle uçmasını sağlıyor.

DVE teknolojisi hakkında bilgi veren SNC şirketinin Yönetim Kurulu Başkanı Eren Özmen, “Şirketimiz, her gün güvenliğimizi sağlamak için çalışarak insanların hayatlarını koruyor. DVE çözümleri de bu insanların nasıl korunduğunun güzel bir örneği” diyor. Eren Özmen, sistemin meteorolojik koşullar nedeniyle görüş mesafesinin azaldığı durumlarda, kaza riskini en aza indirdiğini belirterek şunları söylüyor: “Asker ya da sivil insan hayatı çok değerli. Mevcut teknolojinin uygulanmasıyla bile fark yaratabilecek durumlarda can kaybına engel olamamaktan daha büyük bir trajedi olamaz.”

BAKANLIK AÇIKLADI

ABD Savunma Bakanlığı’nın açıklamasına göre Irak operasyonu esnasında yaşanan helikopter kazalarının yüzde 58’i ile can kayıplarının yüzde 52’si sis, kum fırtınası ve kar gibi nedenlerle, görüş mesafesinin azaldığı durumlarda yaşandı. Kurtarma operasyonu görevlileri ve acil durum personelinin intikalini ve tahliyesini gerçekleştirmek zorunda olan acil durum müdahale ekipleri de düşük ve kısıtlı görüş koşullarında benzer risklerle karşılaşıyor.

GÖRSEL UÇUŞ DESTEĞİ

Düşük Görüş Ortamı (DVE), havacılık camiasında görüşün bir veya birden fazla faktörün etkisiyle azaldığı koşullar için kullanılan bir terim. Birden fazla sensörden yararlanan SNC’nin DVE teknolojisi, pilotlara görsel uçuş desteği vererek içinde bulundukları durumu daha net bir şekilde analiz etmelerini sağlıyor. Bu teknoloji gerçek zamanlı ve bütünsel bir görüntü sunuyor. SNC’nin sistem kabiliyetleri arasında arazi ve engel tespitinin yanı sıra, meteorolojik gelişmelerden dolayı oluşan riskli uçuş koşullarının iyileştirilmesine yönelik yardım sistemi de bulunuyor. SNC’nin geliştirdiği DVE sisteminin mimarisi modüler bir yapıya sahip. Hem helikopterlere hem de sabit kanatlı hava araçlarına destek sağlayacak şekilde çalışıyor. Pilotların zaman ve yer fark etmeksizin ‘içinde bulundukları ortamı kavramalarına’ olanak sağlıyor. ABD Savunma Bakanlığı, bünyesindeki pek çok helikoptere DVE sistemi üretilmesi için SNC ile anlaştı. SNC, hava araçlarına bu ekipmanın entegre edilmesi ve bu araçların FAA, EASA veya Askeri Tip Sertifikasyonu konusunda da uzmanlık hizmeti sunuyor.

Haberin Devamı

CARLOS'LA KURALLAR DEĞİŞTİ

Haberin Devamı

Atatürk Havalimanı Genel Havacılık apronunda, Nissan’ın CEO’su Carlos Ghosn’un kaçırılması olayından sonra kuş uçurtulmuyor. Artık bir özel uçak indiğinde daha önceden belirlenen yere çekiliyor. Park yerine gelen uçaktan yolcuların hemen inmelerine izin verilmiyor. Özel uçaklar, Atatürk Havalimanı Genel Havacılık bölümüne geldiklerinde V1 den V8’e kadar olan apronlarda park edebiliyor. Bu alanlar kameraların geceleri rahat kayıt yapabilmeleri için güçlü biçimde aydınlatıldı.

Siste helikopterlerin gözü açıldı


Pasaport polisi, gümrükçü ve genel havacılığın bir güvenlik görevlisi VIP aracı ile uçak başına gidiyor. Kapısı açılan uçaktan inen yolcular araca alınıyor ve uçağın yolcu konşimentosu dikkatlice inceleniyor. Gümrükçü uçağa girip her yere bakıyor. Bagaj bölümü, yolcu kabini, tuvalet ve hatta mutfaktaki yani galley’deki dolapların çekmecelerine kadar bakılıyor. Bagajlarla birlikte uçakta bulunan her şey gözden geçiriliyor. Yolcular yine polisle birlikte Genel Havacılık Terminali’ne götürülüyor. Pasaport işlemleri yapılıyor. Bütün bavullar inceleniyor. Gelenleri bekleyen araçların şoförleri iş insanlarının sekreterleri ya da karşılayıcılar içeri alınmıyor. İşlemler bitirilerek yolcu terminalden gönderiliyor.

GELENLERE DE AYNI İŞLEM

Özel uçağa binmek için gelen yolculara da aynı prosedürler uygulanıyor. Yolcuyu uğurlamaya gelenler içeri alınsalar da salonlara sokulmuyor. Bütün bagajlar X-Ray cihazlarından geçiriliyor. Kuşku duyulan durumlarda bavullar açılarak elle arama yapılıyor. Yine gerek duyulursa özel uçak yolcularının üst aramaları da elle yapılabiliyor. Özel uçakların ekipleri, pilotlar ve kabin memurları için de aynı güvenlik kontrol prosedürleri uygulanıyor.

Haberin Devamı

OSAKA'DAN NORMAL TERMİNALDEN ÇIKARILMIŞ

Carlos Ghosn’un kaçırıldığı Japonya’nın Osaka şehrindeki Kansai Havalimanı’nda genel havacılık terminali bulunmuyor. Carlos’un bulunduğu müzik aletleri ekipmanları sandığının ve kaçırma operasyonunu yöneten iki kişinin normal terminalden çıkış yaptığı belirlendi. Carlos’un içinde bulunduğu sandık X-Ray cihazına sığmamış. Ayrıca hiç açılıp incelenmemiş. Oradaki görevliler de “Bu insanlar kendilerinin bulunduğu uçağı kaçıracak değiller” anlayışı ile davranmış. Carlos, elini kolunu sallayarak olmasa bile sandıkta rahatça çıkmış. Bu durumdan Türk pilotların hiçbir sorumluluğu olmasa da soruşturmanın derinleştirilmesi nedeniyle hâlâ Paşakapısı Cezaevi’nde bulunuyorlar.

Yazarın Tüm Yazıları