Uzlaşmak zorunlu

Haberin Devamı

ADALET ve Kalkınma Partisi’nin seçim sonuçları hakkında hâlâ bir araştırma yaptırmamış olması dikkat çekicidir.
Yaptırdı da kimsenin haberi yok, sadece birkaç kişi biliyorsa bu daha dikkat çekicidir. Zira parti siyaseti dediğimiz şey, birkaç kişi, hatta tek kişi tarafından kumanda edilse bile nihayet kolektif bir davranıştır, partili herkesle ilgilidir.


HANGİ DÖNEMİN SORUNLARI?

Böyle bir araştırma olmamakla beraber, Başbakan Davutoğlu’nun çevresiyle ve milletvekilleriyle seçim sonuçlarını görüştüğü biliniyor. Görüşmelerde konular ister istemez Erdoğan’ın başbakanlık dönemine geliyor, bu yüzden de çok fazla konuşulmuyor. “Yolsuzluk iddiaları ve bakanların aklanması bizi yıprattı” denildiğinde, on aylık başbakan olarak seçime giden Davutoğlu’nun bunda bir rolünün olmadığı bellidir.
Erdoğan AKP’nin yükselişinde birinci faktör olduğu gibi, iktidarın son dört yıllık dönemindeki davranışlarıyla partisinin oy kaybında da birinci faktör oldu. Davutoğlu’nun “restorasyon, nepotizmle mücadele, şeffaflık paketi” gibi girişimlerle, kutuplaşmayı yumuşatmak istediğini gösteren davranışlarla bir tür beyaz sayfa açmak istediği ama bunun mümkün olmadığı da bilinmektedir.


Haberin Devamı

TARTIŞILMAYAN SORUNLAR

Tabii tek sebep yolsuzluk iddiaları değil. Otoriterleşme, kutuplaşma, yargıya güvenin yerlerde sürüklenmesi, “tarafsız” Cumhurbaşkanı’nın parti liderinden daha sert bir üslupla seçim meydanlarına inmesi, ekonomide baş gösteren sıkıntılar gibi sebepler de var.
Demokratik kültürü ve pratiği gelişmiş bir toplumda, parti kongresinde ve kamuoyunda bunlar enine boyuna tartışılır, parti yeni politikalar geliştirirdi.
Bizde öteden beri böyle olmuyor maalesef.
Şimdi bizde, Davutoğlu’nun yeni bir tarz geliştirmek istemesinin yanında, koalisyon faktörü de Türkiye’nin en büyük partisinin kendine çekidüzen vermesine katkıda bulunabilir. Yolsuzluk, otoriterleşme, parlamenter sistemin işleyişi gibi sorular koalisyon sürecinde çözüm yoluna konulabilir. Devlet Bahçeli “Anamuhalefet olacağız” dediğine göre, CHP’li bir koalisyon ihtimalini öne çıkarmaktadır.


Haberin Devamı

AKP-CHP KOALİSYONU?




AK Parti hangi partiyle koalisyon yapacak olsa, bu konular hemen gündeme geliyor: Yolsuzluklarla mücadele ve Cumhurbaşkanı’nın “başkan” gibi değil, parlamenter sistemdeki cumhurbaşkanı gibi hareket etmesi...
Maksat bağcı dövmek değil de Türkiye’yi bir düzgün hükümete kavuşturmaksa, bu konularda muhalefet “dayatmacı”, AKP de “reddiyeci” davranmadan sorunlar koalisyon dinamiği içinde çözümlenmelidir.
Davutoğlu’nun görüşmelerinde kendisine şu görüşler de ifade ediliyor:
“CHP’li bir koalisyon otoriterleşme eleştirilerini, aşırı muhafazakârlaşma kaygılarını giderir... Alevi vatandaşlarımızı rahatlatır... Dış dünyada itibarımız artar... Çözüm süreci devam eder...”
Bunlar doğru tespitlerdir.
Böyle bir tabloda CHP’nin de prestiji yükselir.
Fakat CHP hakkında AKP’nin kaygıları da var:
“CHP’de her kafadan bir ses çıkıyor, Kılıçdaroğlu bilyeler üzerinde yürür gibi hareket ediyor... Tutarlı ve disiplinli bir hükümet CHP ile zor olabilir... Bürokratlar çatışabilir...”
Bu kaygılar da haklıdır.
Fakat artık uzlaşmazlık lüksümüz yok. Çatışmacı siyaseti kimse devam ettiremez. Hükümet de biliyor, iktisatçılar da “Ekonomi sonbaharda daha bir sıkıntıya girebilir” endişesi var. Bunu çok ciddiye almak lazım.
Herhalde AK Parti de CHP de koalisyon dolayısıyla bir “siyasi olgunluk” sınavından geçecekler. Erken seçimin iki parti için de garantisi olmadığına göre, uzlaşmak zorundalar.

Yazarın Tüm Yazıları