Türkiye nereye?

İKTİDARIN liderleri herhalde ellerinde böyle bir Türkiye bulacaklarını dört-beş sene önce düşünmüyorlardı.

Haberin Devamı

Hatta o zamanki açıklamalarına bakarsak adeta mucizeler başarıyorlardı. Fakat gelinen yer çok endişe vericidir.

Baştan beri iktidara karşı çıkanların temel endişesi ise “İran olmak” korkusuydu. Başımızı zorla kapatırlar mı endişesi bile vardı.
İktidarın da muhaliflerinin de öngörüleri yanlış çıktı. Türkiye artık bunalımlı bir ülkedir, “şeriat tehlikesi”nden de kimse söz etmiyor.

 


NİYE ENDİŞELİYİZ

 


Bugün Türkiye’de endişe yaratan olgular bölünme ve terör tehdididir, dış politikada yeterince dost bulamamaktır, yargının siyasallaşmasıdır, fikir ve ifade özgürlüğü üzerindeki baskılardır...
Yarın tarihçiler bugünleri yazarken bu kötüye gidişin yansımalarını “yapboz kanunları”nda bulacaklar.
Ceza Kanunu, Ceza Muhakemesi Kanunu, HSYK ve Yargıtay kanunları, son olarak Terörle Mücadele Kanunu ilk dönemlerde “AB kriterleri” yönünde değiştirilmişti, son yıllarda ters yönde değiştiriliyor.
Artık siyasi söylemlerin “yürütmeyle uyumlu” yargı tarafından “iddianame” haline getirildiği bir dönemdeyiz!
Belli ki, tek sorunumuz terör değil. Terörle mücadele için sağlam ve işlevsel olması gereken toplumsal ve kurumsal yapımızda böye ciddi sorunlarımız var.

 

Haberin Devamı


UZUN VADEDE

 

 


Benim en büyük endişem Kürt meselesidir. Bunun ne kadar ciddi bir sorun olduğunu Atatürk, İnönü ve Karabekir daha o zamanlarda defalarca ifade etmişlerdi. 21. yüzyılda daha da zordur. İşte, eski isyanlar birkaç ayda bastırıldığı halde, 30 yıldır terör yok edilemiyor. Zira iletişim çağındayız, artık ‘feodal’ ve izole isyanlar değil, terör örgütünün ve okumuşların öncülüğünde silahlı bir hareket var.
Çözüm için sihirli değnek de yok.
Fakat uzun vadede bu mümkün: Türkiye’nin demokratik itibarını yükseltmek suretiyle dış politikada destek sağlayarak, Türkiye’nin hukuki kurumsal yapısına olması gereken güveni yaratarak ve toplumsal dayanışmayı geliştirerek zamanla yıkımsız bir sonuca ulaşılabilir.
Kamu kurumlarını siyasallaştırarak, yargıyı araçsallaştırarak, toplumsal kutuplaşmayı artırarak korkarım ki işimiz daha da zorlaşıyor.

 

 

Haberin Devamı

İYİ HABER AB’DEN

 

 

Ortadoğu’da İsrail ve Mısır’la ilişkilerimizde sorunlar yaşanması kaçınılmazdı. Tabii ki Gazze’ye sahip çıkmalı, darbeyi eleştirmeliydik. Fakat bunda ideolojik tutkularla ölçü kaçırıldı.
Ama bugün Cumhurbaşkanı “İsrail ve Türkiye’nin birbirine ihtiyacı var” diyor. (2 Ocak)
Bugün Ortadoğu’da Mısır Türkiye’den daha etkili bir ülkedir. BM Güvenlik Konseyi seçimini Mısır kazandı. Arap Birliği 9 Mart’ta Türkiye’deki bürosunu kapattı!
Bu karamsar tabloda çoktandır dış politikada özlediğimiz iyi haber dün AB’nin başkenti Brüksel’den geldi. Davutoğlu bu diplomasiden iyi sonuç aldı. Elbette yetersizlikler var, elbette işleyecek olan zaman önemli. Fakat “müzakere sürecinin hızlandırılması” kararı başlı başına önemlidir.
Vizenin kalkması için kriterlerin tamamlanmasında muhalefet hükümete yardım etmelidir.

 

Haberin Devamı


TÜRKİYE’NİN CAZİBESİ

 

 

Mülteci sorununun çözümünde Avrupa ve Türkiye’nin birlikte hareket etmek zorunda olması başka konularda da geçerlidir.
En büyük dış ticaret ve ekonomi ortağımız Avrupa’dır. Hukuk ve demokrasi referanslarımızın kaynağı AB’dir. NATO en önemli güvenlik şemsiyemizdir.
İslam dünyasının en büyük ihtiyacı hukuka, demokratik kurumlara, bilim ve teknolojiye ise, Türkiye ancak bu alanlarda örnek haline gelerek dış itibarını artırabilir.
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmanın cazip hale gelmesi ve birlikte yaşama duygumuzun güçlenmesi de buna bağlı.
Kürt duyarlılığına sahip kitlelere Batılı Türkiye’den kopmanın Ortadoğu bataklığına sürüklenmek olacağını gösterecek durumda olmalıyız.

Yazarın Tüm Yazıları