Trump ve Türkiye

AMERİKA’da milli irade Trump’ı seçmekle iyi mi etti, kötü mü?

Haberin Devamı

Anglo-Amerikan kültüründe “milli irade” kavramı yoktur; onlar “çoğunluk” derler.

 

Milli irade kavramı Fransız devrimcilerinin eseridir.

 

Trump’ı seçmenin iyi mi, kötü mü sonuçlar vereceğini önümüzdeki yıllarda göreceğiz.

 

Amerikan çıkarlarını koruyacağım diye mesela fazla korumacılık yaparsa ilk elde işsiz Amerikalıları memnun eder ama çok geçmeden hem Amerika hem dünya ekonomisi büyük sıkıntıya girer.

 

Dış politika da öyle... Günün kitle psikolojisine hoş gelen “Amerika’yı yeniden büyük yapma” siyaseti, onu bunu itip kakma şeklinde ortaya çıkarsa sonuç kötü olur, Avrupa ile dahi çatışabilir.

 

Haberin Devamı

Ama Amerika’nın ittifaklarını güçlendirme şeklinde uygulanırsa sonuç iyi olabilir.

 

TRUMP’IN ÜÇ POLİTİKASI

 

Dış politika konularında Trump’ın henüz ayrıntılı bir programı yok; genel sloganları var.

 

Bunlara bakarak özellikle üç konudaki söylemini önemli buluyorum:

 

1) Çin’e karşı Rusya ile işbirliği... Ucuz emeğe dayalı Çin rekabetini kırmaya kararlı görünen Trump, Putin’i beğeniyor, Putin de onu beğeniyor. Birbirlerini övüyorlar. Daha önemlisi, Trump’ın Rusya’yı Suriye’de serbest bırakma yönünde açıklamaları var; DAİŞ’i tepelesin diye...

 

Rus-Amerikan yakınlaşması Türkiye’nin lehine mi olur, aleyhine mi? Hareket sahamız mı genişler, Rusya karşısında yalnız mı kalırız?

 

2) Trump, Amerika’ya zarar verdiğini düşündüğü küresel ticari anlaşmaları iptal etmek istiyor. Hazırlık yapılması için talimat bile verdi. Bu yüzden dünya ticaretindeki yavaşlama artarsa Türkiye dolaylı olarak bundan zarar da görebilir, yeni pazarlar da kazanabilir. Hangisi?

 

Haberin Devamı

3) Trump, dünyada demokrasi ve insan hakları sorunlarını çok önemsemiyor. Türkiye’de demokrasi ve insan hakları konuları sorulduğunda Trump’ın cevabı şöyledir:

 

“İnsan hakları konusunda bizim de sorunlarımız var ve başka ülkelerin işlerine karışmamız çok zor... Müttefiklere ihtiyacımız var. Başka ülkelere ders vermeye hakkımız yok.” (NYT, 21 Temmuz)

 

Bu Trump’ın aynı zamanda genel tavrı. Böyle bir tavır Türkiye’yi nasıl etkiler?

 

Batı basınında Trump’ın Avrupa’daki otoriter popülist sağ akımların güçlenmesine sebep olabileceği yorumları bile yapılıyor.

 

POPÜLİZM VE UZMANLIK

 

Böyle çok kritik konulara Trump nasıl yaklaşacak?

 

Trump’ın şu sözleri, popülizmin en veciz tanımıdır:

 

Haberin Devamı

“Bu ülkeyi etkileyen bütün temel konularda, halk haklıdır, yönetici elit yanlıştır.” (WSJ, 14 Nisan)

 

Halbuki, sorunlar çok karmaşıktır; çözümü kapsamlı görüşmelerle uzmanların çok iyi hazırlayacağı uzun vadeli politikalar gerektirir. Böyle konulara paldır küldür girmek dünyada da büyük krizler yaratır.

 

Fakat Trump işadamı pragmatizmine de sahip. Seçim kampanyasında Müslümanlar ve Hispanikler hakkında onca ağır laflar etti, seçimleri kazanınca “Bütün dinlerden, ırklardan, farklı geçmişlerden gelen bütün Amerikalıların başkanı olacağım” diye konuştu.

 

Seçim meydanlarına göre daha ihtiyatlı, hatta “elit” ekiplerce hazırlanacak politikalar izleyeceğini düşünmek ve dilemek doğru olur.

 

Haberin Devamı

TÜRKİYE AÇISINDAN

 

Türkiye için, Gülen’i iade konusunda Trump’ın siyasi irade ortaya koyması iki ülke arasında daha iyi bir iklim yaratır.

 

Terörle mücadele, Suriye ve Irak sorunları ve dünyadaki belirsizlikler açısından Türkiye’nin Amerika’yla ve Avrupa’yla ilişkileri çok önemli bir “çıpa” işlevine sahiptir.

 

İşte Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Batı’dan kopma görüntüsünün Türkiye hakkında “üçüncü dünya algısı” yaratacağını söylüyor. Bu, çok önemli bir uyarıdır.

 

Unutulmamalıdır ki, Rusya ile bozuşmamak ama Rusya karşısında mutlaka Batı ittifakına sahip olmak hem Osmanlı diplomasisinin hem 1923’ten itibaren Cumhuriyet diplomasisinin temel prensiplerinden biridir.

 

Haberin Devamı

NOT: Bu akşam CNN Türk’te Saat 19.30’da konuklarımla bu konuları görüşeceğiz.

Yazarın Tüm Yazıları