Dış politika

MUZAFFER Milli Ordu 9 Eylül 1922’de İzmir’e girmiş; Büyük Zafer kazanılmıştır.

Haberin Devamı

Halbuki İngiliz Başbakanı Lloyd George Yunan ordusunun kazanacağını söylemişti. Yunan Başbakanı Rallis “hedefimiz Ankara” diye beyanat vermişti. Hepsi yanılmıştı.

İzmir’e giren kahraman ordu şimdi ne yapmalıydı?

Ege adalarından birkaç tanesini almak mesela...

Kuzey’e yürüyüp halen işgal altında bulunan Çanakkale ve İstanbul’u kurtarmaya ne dersiniz?

Yahut Marmara’yı geçip Yunan işgali altında bulunan Trakya’yı, Edirne’yi kurtarmak...

Ya Musul’a ne dersiniz? Gidip Musul’u almak...

SAVAŞTAN DİPLOMASİYE

İzmir’de Mareşal Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın ağzından “İngilizlerle harp halindeyiz” sözü çıkıyor, İngiliz kabinesi olağanüstü toplanıyor. Gazi Paşa hemen yeni bir açıklama ile “Yanlış anlaşıldı” diyor, İngiltere savaş istemiyorsa Ankara ile Londra arasında diplomatik ilişkiler kurulabileceğini söylüyor.

Haberin Devamı

Milli Mücadele’nin ilk zaferini kazanarak bugünkü Ermenistan sınırımızı çizen Kazım Karabekir Erzurum’dan İzmir’deki Gazi’ye telgraf çekiyor, siyasi durum hakkında bilgi istiyor ve “ihtiyatlı hareket edilmesini” tavsiye ediyor.

Gazi’nin 22 Eylül 1922 günlü cevabi telgrafı:

“Pek kuvvetli olmamıza rağmen, siyasette pek hesaplı ve ılımlıyız. İngilizleri yalnız bırakmak için çaba sarf ediyoruz...”

Yani düşmanı azaltmak, Fransa ve İtalya ile başlamış olan ilişkileri kullanmak...

İzmir’den sonra Milli Ordu Çanakkale’ye yürüyecektir fakat düşman askerleriyle karşı karşıya gelince duracak, diplomasi başlayacaktır.

MİLLİ MÜCADELE’DE DİPLOMASİ

Sevr Antlaşması’nı Venizelos “Anadolu platosunda küçük Türkiye” diyerek özetlemişti.

İngiltere Başbakanı Lloyd George, Sevr’in hazırlık aşamalarından biri olan Londra Konferansı’nın 5 Mart 1920 günlü oturumunda, Sevr’de yer alacak hükümleri şöyle özetlemişti:

“Bu hükümler Osmanlı İmparatorluğu’nun Küçük Asya’daki kalan bölümünü denetim altına koymakta, daha doğrusu zincire vurmaktadır!”

Askeri zaferle Sevr projesi yırtıldı, Eskişehir-İzmir coğrafyası kurtarıldı.

Trakya ise Mudanya Mütarekesi’nde diplomasi ile kurtarıldı.

Lozan’a giderken İstanbul ve Çanakkale ile Marmara ve çevresi hâlâ İngiliz-Fransız işgali altındaydı, işgal Lozan’da kaldırıldı.

Haberin Devamı

Âli Paşa’dan beri üç çeyrek asırdır kurtulmaya çalıştığımız kapitülasyon zincirleri Lozan’da kırıldı.

Ege adaları mı? Nasıl alacaktık, çıkarma gemilerimiz mi vardı?!

Üstelik limanda Fransız ve İngiliz harp gemileri bekliyordu.

Dahası takatimizin de sonlarına gelmiştik.

Musul mu? ‘Muhalif’ Kazım Karabekir’in cevabı şöyledir: “Musul’a gidersek, Yunan Trakya’yı tekrar işgal edebilir!”

Yine ‘muhalif’ Başbakan Rauf (Orbay) Bey’in cevabı, özetle: “Musul’daki İngiliz savaş uçaklarına karşı bizim elimizde benzin bile yok!”

‘HESAPLI HAREKET

İsmet Paşa’nın 23 Ağustos 1923 günü Meclis’te Lozan hakkında bilgi verirken söylediği şu sözler son derece önemlidir:

“Harekât-ı Milliye’nin (Milli Mücadele’nin) hiçbir safhasında hesapsız bir karar ve hesapsız bir cüret yoktur.”

Haberin Devamı

Görülüyor ki, diplomasi askeri güç kadar önemlidir, bazen daha etkilidir. Türkiye bugün diplomasi dilini ve diplomatik usulleri asla ihmal etmemelidir. Diplomasiyle çözülecek veya en azından hafifletilecek sorunların büyüyüp ağır krizlere dönüşmemesi için.

Milli Mücadele’de ve Lozan’da diplomatik başarıya ulaşan Gazi ve arkadaşları neden 1926’daki Musul müzakerelerinde diplomatik başarısızlığa uğradılar?

Bugünkü Suriye’ye benzeyen Makedonya meselesinde Abdülhamid’in diplomasisi neydi ve ne sonuç doğurdu?

Siyasi tarih, uluslararası ilişkiler niye okutuluyor? Bunlardan ders çıkarılsın diye.

Diplomasinin hayati derecede önemli olduğunu hiç unutmayalım.

Haberin Devamı

TAZİYE: Değerli kardeşim Tayfun Talipoğlu’nu en verimli çağında, çok vakitsiz kaybettik. Medyamızda Anadolu içtenliğini temsil eden Talipoğlu’na Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı dilerim.

Yazarın Tüm Yazıları