Avrupa ne diyor?

AVRUPA Parlamentosu (AP) Türkiye ile üyelik müzakeresinin askıya alınması için karar aldı.

Haberin Devamı

477 oyla alınmış bir karar!

Sorunları çözmeye mi bakalım,“Haçlı Avrupa yine yüzünü gösterdi” mi diyelim?

Öncelikle, AP popülist bir siyasi kurumdur; uzun vadeli perspektifler yerine kamuoylarından fazlaca etkilenir.

Bu yüzdendir ki bağlayıcı karar alma yetkisi yoktur ama siyasi etkisi vardır.

NİYE ÖNEMLİ?

AB’ye katılım sürecinin Türkiye için ne kadar yararlı olduğunu, Başbakan Erdoğan hükümet programlarında defalarca anlatmıştı; şöyle diyordu:

“Cumhuriyet’in kuruluşundan sonra en büyük modernleşme hamlesi olan Avrupa Birliği’ne katılım sürecini kararlılıkla yürüttük...” (6 Temmuz 2011)

Sürecin ekonomiye de çok katkısı oldu.

Gerçekten, AB ile ilişkilerimizin bozulması modernleşme sürecini ve ekonomimizi olumsuz etkiler.

Terör örgütlerine gün doğar!

Haberin Devamı

Onun için soruna akılcı bakmalıyız.

NİYE BOZULDU?

İlişkilerin bozulmasının bir sebebi Avrupa’yla ilgilidir. Aşırı sağ ve İslamofobik popülist akımların güçlenmesi, Avrupa’nın genişleme dinamizmini kaybetmesi...

İkinci sebep, bizimle ilgilidir: FETÖ sorunu ortaya çıkmadan önce başlayan otoriterleşme görüntüleri; bunun giderek artması ve bunun Avrupa aşırı sağına ve Türkiye karşıtlarına malzeme vermesi...

Askıya alma kararına öncülük eden Raportör Kati Piri’nin oylama öncesinde söylediklerine bakın:

“Dün gece Türkiye’de yaşananları anlatmak istiyorum. Dün gece Türkiye’de, aralarında Uluslararası Af Örgütü Direktörü de olmak üzere, sekiz insan hakları savunucusu gözaltına alındı...”

‘AVRUPA DEĞERLERİ’

Avrupa’da aşırı sağa karşı Türkiye liberal, sosyalist, yeşil ve ılımlı sağ çevrelerle iyi ilişkilerini sürdürebilirdi. Bunlar 2004 yılında Avrupa Parlamentosu’nu Türk bayraklarıyla donatarak “çoğulculuğa evet” dememişler miydi?

Aşırı sağ güçlendiği için ve Avrupa genişleme dinamizmini kaybettiği için “Çoğulculuğa evet” eskisi kadar güçlü değil ama hâlâ önemli.

Avrupa’da “Türkiye’yi kaybetmeyelim” diyenler hâlâ etkili.

Fakat biz kendimiz “Türkiye Avrupa değerlerinden uzaklaşıyor” görüntüsünü verdikçe bu çevrelerle de sorunlar çıkıyor.

Çok mu önemli bu değerler?

Haberin Devamı

 AB Bakanı Ömer Çelik, konuşmalarını dört kitaplık bir takım halinde yayınlamış. Şu sözlerinin altını çizdim:

“Avrupa Birliği’ne ait değerler sadece Avrupa kıtasına ait değildir, orada somutlaşmıştır ama bütün insanlığın kazanımı olan değerlerdir. Demokrasi, hukukun üstünlüğü, serbest piyasa ekonomisi, insan hakları, temel haklar düzeni; bunlar insanlığın evrensel kazanımlarıdır...”

Çok doğrudur bu sözler.

NE YAPMALI?

Türkiye’nin devlet ve hukuk sistemi ancak bu değerlerle sağlam bir şekilde inşa edilebilir.

Fransa bu değerlere göre 2008’de anayasasını değiştirdi; partili cumhurbaşkanını ve adalet bakanı ile müsteşarını HSYK’dan çıkardı.

Bu reforma yol açan “Balladur Raporu” adeta bir ‘hukuk kitabı’dır; gerekçeyi şöyle açıklıyor: ”HSK’yı politik etkiden kurtarmak.” (Freeing the High Council from political influence.)

Haberin Devamı

Peki, biz 2017 yılında ne yaptık?

HSK’nın bütün üyelerini partili cumhurbaşkanı ile iktidar bloku atıyor!

Bu konuda ileride AİHM’de de sorunlarla karşılacağız maalesef.

Türkiye’nin PKK olsun, FETÖ veya DAİŞ olsun terörle mücadelesi için, ekonomik ve teknolojik gelişmesi için, diplomaside güçlü olması için AB’nin ılımlı çevreleriyle ilişkilerini geliştirmesi, tekrar AB kriterlerine yönelmesi lazımdır.

Aksi görüntüler terör örgütlerinin ekmeğine yağ sürüyor.

Yazarın Tüm Yazıları