Sayılarla İzmir

SAYILARLA kentimizin durumunu nedir?

Haberin Devamı

 

TÜİK verilerinden hareketle İzmir Bölge Müdür Vekili Erhan Büyükbebeci geçenlerde Ekonomik Kalkınma Koordinasyon Kurulu’nda bir sunum yaptı.
Genel bir özeti aşağıda...
İzmir’in nüfusu her yıl takribi 50-55 bin kişi artıyor.
2017 sonu itibariyle 4 milyon 280 bin kişiyiz.
En kalabalık ilçelerimiz; Buca, Karabağlar, Bornova, Konak ve Karşıyaka. Her biri 350 bin ile 500 bin kişi arasında değişiyor.
En sakin ilçeler; Beydağ, Kınık, Foça, Güzelbahçe ve Selçuk. Hele Beydağ sadece 12 bin kişi.
Nüfus İzmir’de yılda binde 13.2 artıyor.
En hızlı nüfus artışı, tahmin edileceği gibi Foça, Seferihisar, Güzelbahçe.
İlimizde ortalama yaş 36.1, Türkiye’de ise 31.7.
İzmir 2017’de 24 bin 618 kişi göç almış.
Çok konuşulan bir husus, en fazla göç aldığımız il İstanbul. Geçen yıl 18.506 kişi bu kentten İzmir’e yerleşmiş.
Enteresan bir bilgi... İzmir’e göç edenlerin %43.54’ü yüksek öğretim mezunu.
İzmir’de bu oran, genelde %18.01’dir.
Türkiye’de ise 14.24.
İzmir’de TÜFE, nedense Türkiye ortalamasının üzerinde seyrediyor. Son durum Türkiye geneli %10.2 iken, İzmir 11.5.
Kentimizde genç nüfusta işsizlik oranı 2017 yılı itibariyle %26.4. Türkiye ortalamasının (20.8) hayli üstündeyiz.
Hep övündüğümüz bir istatistik de kayıt dışı istihdam oranı. Türkiye ortalaması %34 iken, İzmir %24.5. En düşük oranlar Ankara (18.4) ve İstanbul (20.7).
İzmir’in 2017 yılı ihracatı 9.257 milyar dolar, ithalatı ise 9.849 milyar dolar.
En çok Almanya, ABD, İngiltere ve İspanya’ya ihracat yapıyoruz.
İthalatımızda ise ilk sırada Çin var. Onu Almanya ve Rusya izliyor.
İhracatımızda fasıllara göre birinci sıra tekstil. 2017 yılında 830 milyon dolar ihracat yapmışız.
Tütün 698 milyon dolar ile önemini koruyor.
Motorlu kara taşıtları, traktör ve bunların yan sanayisi ise 518 milyon dolar.
İhracat yapan 4 bin 861, ithalat yapan 5 bin 661 adet şirketimiz var.
Birinci el konut satışı geçen yıl 34 bin 661 adet olmuş. İkinci elde ise bu sayı 49 bin 523.
En fazla konut satışı olan ilçelerimiz; Buca, Karşıyaka, Torbalı, Çiğli.
Belirtmek gerekir ki, yapı kullanma izin belgesi verilen konut sayısı 49 bin 683 adet olmuş.
Yani, yeni inşaatlar itibari ile stoğa üretim olacakmış gibi...
İzmir’de 2017 yılında bin kişiye düşen otomobil sayısı 173. Türkiye ortalaması ise 149. Birinci sıra, tabii ki, Ankara (253) var.
İzmir’de trafikte toplam 1 milyon 349 bin adet motorlu taşıt var. Araçların %33’ü 5 yaşın altında. Ancak %23’ü de 21 yaşın üstünde.
Kişi başı mesken elektrik tüketiminde İzmir 978 Kwh ile Türkiye birincisi. Türkiye ortalaması ise 642 Kwh.
Kişi başı sanayi elektrik tüketiminde ise İstanbul ve Ankara’nın yaklaşık 5 katı fazlasıyız. İzmir 2 bin 527 Kwh, İstanbul 571 Kwh, Ankara ise 503 Kwh.
İzmir’e turist olarak 2017’de 762 bin kişi gelmiş. Türkiye’de ise bu sayı 32.4 milyon kişi. Yani bu konuda çok zayıfız.
Kentimize daha ziyade Almanlar geliyor. Onları İranlı, İngiliz ve Hollandalılar izliyor.
2016 yılında sıfır çektikten sonra, 2017 yılında 18 kruvaziyer gemisi gelmiş İzmir’e. Halbuki 2012 yılında bu sayı 286 idi.

-----

Aydın müsveddeleri

Haberin Devamı

ATİLLA İlhan’ın “aydın” diye geçinenlere yönelik çok bilinen bir eleştirisi vardır.
Onların; alkole düşkün, tembel ve cahil olduklarını ifade eder.
Esasında bu katı ve acımasız söylem, pek de haksız değildir.
Bu insanlar genelde kapalı bir toplumdur.
Kabile gibi yaşarlar, her şeyi bildiklerini zannederler, başkalarını “asarak, keserek, küçümseyerek” vakitlerini tüketirler, istisnaları dışında çulsuzdurlar, düşük bir tüketim kalıbına razı bir yaşam sürdürürler.
Servetini yitirmiş ahir zaman kent soyluların alt kuşakları ya da eski tüfek solcular bu dünyanın “as” elemanlarıdır.
Pek tabii, bu neviden insanlar yaşamlarını anlamlandırabilmek için, “para-pul-diploma” istemeyen “sanatçı” kimliğine yuvalanmaya çalışırlar.
En kolayı da “şair” olmaktır.
Bu sebeptendir ki memleket, nedense hiçbir dizesi halka değmemiş şair bozuntularından geçilmez.
Yarı süfli, yarı bohem yaşam tarzı bahse konu zevatın biyolojik terminini maalesef uzun tutmaz.
Genç ölümler bu insanların adeta alameti farikasıdır.
Hani pek azı “orijinal” aykırı ve huysuzdur.
Mevcut standartlarını sürdürebilmek için, kendilerini önemseyen insanlara, hesabı yüklemek koşuluyla muhabbetlerini esirgemezler.
Bu sebeple ilk dinleyene renkli gelebilecek, palavra dozajı iyi ayarlanmış pek çok “kaset”e sahiptirler.
Bir bonfile ile bir büyük rakı arasında ikilemde kaldıklarında, hele bir sap maydanoz ile yedeklenmiş ise kazanan hep rakı olur.
Akıllıları evlenmez.
Zira çoluk çocuk sorumluluk demektir.
Sorumluluk da çalışmayı gerektirir.
En büyük dram bu tongaya düşenlerde yaşanır.
Çalışmaya mecbur kalmışı bu insanların en tehlikeli türüdür.
Bu vatandaşların “bayatlamış”ları her daim kızgın ve agresif haller gösterirler.
Servet düşmanlığını çözümlenemez bir komplekse dönüştüren, normal ve makulden nefret eden, sosyal medya saldırganı ve nedense “göz yaşartıcı çevreci” haller gösteren kıvamları da ayrıca vazgeçilmezleridir.
Neyse, bu dediklerimizin düzgün aydın ve gerçek sanatçılarla tabii ki, ilgisi yoktur.
Tüm saptamalarımız bahse konu aydın müsveddelerine ilişkindir.

Yazarın Tüm Yazıları