Ciğerci Ali Baba

DAHA evvel de yazmıştık.

Haberin Devamı

 

Seferihisar Ürkmez’de yarı münzevi yaşayan ve 70’li yaşlarını süren bir karı-koca 17 yıldır bir gastronomi mucizesi yaratıyorlar.
Ali Cengiz Bey ve sevgili eşi, Tarsus ve Adana mutfağının az bilinenlerini akıllara seza bir lezzetle mütevazi mekanlarında müşterilerine sunuyor.
Küçük tabaklarda sınırsız keyifli taam devam ederken, sıra özel bir gayretle bizzat hazırlanmış “ciğer”e geliyor. İşte bu noktada mekanın büyüsüne tamamen teslim oluyorsunuz.
İddia ediyoruz... Bu yer bu lezzet fırtınası ile ülkenin en akıl alıcı “şikemperver” duraklarından biri olmaya adaydır.
Efendim, hani dış görünüşü, tabak çanak gustosu, tabii ki geliştirilmeye muhtaç ama ustalarımızın mecali maalesef buralara kadar ulaşmıyor, açıkça biz de bu haksızlığı onlara yapmak istemeyiz.
Kaldı ki, üzüm salkımlarının “taciz”i(!) altındaki asma altı ortam keyfine “seçkinci” müdahale yarardan fazla zarar getirir.
Neyse, açık adresleri şöyle; Ciğerci Ali Baba, Evimiz Restoran, (0536) 550 30 60, Mersin Alanı Mah. 6073 Sok. No: 19 A, Ürkmez - Seferihisar.

-----

Bir adım öne çıkanlar

Haberin Devamı

İZMİR Gourmet Guide (İGG) ismini biliyor musunuz?
Serkan Saysen’den söz ediyoruz.
1980 doğumlu genç bir insan Serkan.
Sektörün saygın kurumlarından Mandal Ajans’ın kurucusu.
Herkesin ihtiyaç duyduğu bir boşluğu dolduruyorlar.
İzmir’den Çeşme’ye yüzlerce mekanın tanıtıldığı yeme – içme rehberinin bu yıl 9’uncu sayısını yayınladılar.
Mandal Ajans, içinde bizim de bulunduğumuz bir seçici kurul ile her yıl “bir adım öne çıkanlar” başlığı altında, halk oyundan da büyük ölçüde istifade ederek yeme - içmenin muhtelif dallarında gastronomik değeri olan ödüllendirmeler yapıyor.
Giderek gelenekselleşen bu uygulama adeta yerel bir “Michelen” kültürü oluşturmuş durumda.
Bahse konu rehberden edinmenizi tavsiye ederiz.

-----

Kader bu aralar hep utanıyor

HER insanın fikrini değiştirme hakkı vardır.
Yeter ki, samimi olunsun.
Bu aralar politik duruşunu “güçlü” ile uyumlu hale getirmek çok sık görülür bir durum.
Hani bugünkü hayat şartlarında bu neviden tutumlar “anlaşılmaz” değildir.
Hele seçeneklerin daraldığı, hatta yok olduğu bir süreç yaşanıyorsa bahse konu “yalpalamalar” normal addedilir.
Ama bu defa “samimiyet” argümanının ileri sürülmesi inandırıcı olmaz.
İnsanlar mecburen, “kader utansın” kalıbının umursamazlığına sığınma durumunda kalıyor.

-----

Döviz darboğazı

Haberin Devamı

TÜRKİYE döviz darboğazında.
TCMB rezervleri ağustos sonu itibariyle brüt 89 milyar dolar.
Banka zorunlu karşılıkları dahil bağlantılı tutarları tenzil ettiğinizde net rezerv 18 milyar dolara düşüyor.
Öte yandan, bir yıl içinde vadesi gelen döviz borcumuz 180 milyar dolar.
Hani 50 milyar dolar da cari açık verilse, kısa vadede ihtiyaç 230 milyar dolara çıkıyor.
Yıl sonuna kadar yenilenmesi gereken sendikasyon kredilerinin 30 milyar dolara yakın olduğu biliniyor.
Henüz hiçbir banka yenileme yapmadı. Ancak bu hafta üç bankamızla ilgili olumlu duyumlar alıyoruz.
Hani, itfa ve yenileme çabası, mevduat faizlerini epeyce yukarılara taşıyacaktır.
Bazı kamu bankaların Türk Lirası mevduatlarına yüzde 26-27 faiz verdiğini biliyoruz.
Yanı sıra yurtdışı sendikasyon kredilerinde de yenileme şartlarının daha ağır olacağı aşikar.
Yani, bankaların maliyetleri artıyor. Zaten Türk Lirası cinsinden kredilerde yüzde 45, döviz cinsinden kredilerde ise yüzde 10’ları aşan faizler cari oldu.
Açık söyleyelim, bu krediler çok zor geri ödenir.
Gördüğümüz, ekonomi içsel tedbirlerle zor dengeye gelecek.
Hani işler daha da kötüye gitmeden IMF ile bir istikrar programına girmek kaçınılmaz gibi duruyor.
Durum, “aman moral bozmayalım, kötü haber yazmayalım” aşamasını geçti.
Bu anlamıyla doğru bildiklerimizde ısrarcı olmak, artık kaçınılmaz sorumluluğumuz.

Yazarın Tüm Yazıları