Canlı dinlemediyseniz hiç Athena dinlemediniz

İlk albümlerinden bu yana müzikte 20 yılı deviren Athena, bu yılın ilk Harbiye Açıkhava konserini verdi. Athena’yı aklım erdiğinden bu yana dinleyenlerdenim.

Haberin Devamı


Gruptaki bütün değişiklikleri (Captain Hook dönemlerine yetişemedim, yaş haddinden ötürü) ska’dan elektronikle harmanladıkları alternatif rock’a geçişlerini yakından izledim.
Her zaman gruptaki müzisyenler birbirlerine yakın çalmaktan hoşlandı ve bu 20 yıldır değişmedi.
5 bin kişinin karşısına yine kompakt bir sahne düzeni, muazzam bir ses ve ışık sistemi ile çıktılar.
Beklentim haliyle yüksekti. Neyse ki yüzümü kara çıkarmadılar.
Birkaç ufak sorun oldu, Hakan Özoğuz ve Gökhan Özoğuz’un gitarında.
Ama öyle şarkılar seçmişlerdi, öyle bir enerji pompalıyorlardı ki inanın o bile sorun sayılmazdı.
Zaman içinde daha fazla konser vermeye başlayan grup, şarkı listelerini elden geçirmiş ve iyi bir sıralamayla seyirciyi -bence biraz da kendilerini- coşturmaya adamışlardı.
Eski konserlerindeki bir yavaş bir hızlı şarkı çaldıkları düzenden çıkıp kendi stüdyolarındaymış gibi doğal bir performans sergilediler.
Seyirci ile de birebir iletişim halindeydiler. Hatta bir ara, bir hayranlarını sahneye çağırıp onunla şarkı söylediler.
Konserin sürprizi Ahmet Aslan’dı.
Ondan uzun uzun bahsetmek gerek...
Tarkan’ın sahnede Erkan Oğur’u varsa, Athena’nın da Ahmet Aslan’ı var.
Aslan’ın “Dermanın Olayım Senin”i söylerken kendisine duyduğumuz hayranlığı, Athena elemanlarının ona duyduğu hayranlıkla çarpın.
Onların gözü ışıl ışıl, seyirci ışıl ışıl...
Birlikte önce “Geberiyorum” ve “Minnet Eylemem”i de söylediler -ki grup da bana katılacaktır- “Geberiyorum”un Ahmet Aslan versiyonu daha güzel.
Zaten ekip öyle bir gülen gözle kendisine eşlik etti ki, hayranlıkları yüzlerinden okunuyordu.
Zaman içinde evrilen grubun repertuvarında Neşet Ertaş’ın “Bahçe Duvarı” ile Ruhi Su’nun “Kanlı Pazar”ı da vardı.
Grubun müzikal anlamda tek bir türe saplanmayıp türkülere, deyişlere inmeleri ve bunu genç nesille paylaşmasına ziyadesiyle seviniyorum...
Bir de küçük bir hatırlatma yapmak da fayda var... Siz de çeşitli nedenlerle üşenip konsere gitmeyenlerdenseniz, “albümü açar dinlerim, ne gerek var” deyip Athena’yı hiç canlı dinlemediyseniz şunu bilin:
Hiç Athena dinlememiş birisiniz.
Çünkü her konserde yeni bir numara görebiliyorsunuz bir şarkıda.
Bu da canlı çalımlarını sürpriz hale getiriyor. Bu konserde de birçok şarkıda bu oldu.
Hangi şarkıya giriyorlar, ne çalacaklar, nasıl çalacaklar?
Hepsi o güne özel...
Konser için hazırlanan LED ekran görüntüleri de muazzamdı. Videoların siyah beyaz oluşu, sahnenin ruhunu alana yansıtmıştı.
Konser aslında 23.30’da biterdi ama grup sahneden inemedi. İndirmediler!
Bis’e çıkıp “Skalonga”, “Öpücük”, “12 Dev Adam” ve “Holigan”ı söylediler.
Süsten ve şaşaadan uzak sahnelerinde ışıktaki usta isim Arek Nişanyan’dan bahsetmezsem haksızlık olur. Çünkü gerçek bir enstalasyon gibi sahneyi boyadı Nişanyan.
Müziğe odaklanmamızı sağlayan bir ışıktı, hiç yormadı. Ne seyirciyi ne grubu.
Athena; Gökhan Özoğuz (vokal), Hakan Özoğuz (gitar), Umut Arabacı (gitar), Emre Ataker (klavye) ve Sinan Tınar’dan (davul) olarak ufak tefek aksaklıklar hariç mükemmele yakın bir performans göstererek, benliğini bulduğunu ve ne kadar olgunlaştığını bu konserde kanıtladı.
İnsan onların konserinden çıkınca sırada nasıl bir albüm var, bir dahaki konser ne zaman diye düşünüyor.
Bu da bir grubun elde etmesi ve elinde tutması en zor seviyelerinden biri.
Dilerim uzun yıllar daha bu başarı, merak ve yenilikçilikle yollarına aynı şekilde devam ederler.

Yazarın Tüm Yazıları