Sinan Engin

Olay çıkacağı çok belliydi

8 Mayıs 2011
BEN önceki gün Lig TV’deki ‘Depar’ programında olaylar yaşanacağına dair duyum aldığımı söylemiştim. Buna izleyenler şahittir. Programda şu an Beşiktaş’ın Bursa’ya davet edilmesine yeşil beyazlı taraftarların hazır olmadığını söylemiştim. Şu anki kavgalar, İnönü’deki ilk maçı kastediyorum, Bursaspor’un küme düştüğü sene Rizespor maçı sonrası yaşananları bile geride bıraktı. İnönü’deki ilk maçtan sonra Bursaspor taraftarlarının husumet beslediğine dair aldığım duyumları söyledim... Kısacası Bursa Valiliği, Emniyeti ve Bursaspor Kulübü’nün bunu bilmesi lazım. Yaşanan olaylar son derece üzücü buradan önemli olan şu: Bir takım cezalar verilmesi gerekiyorsa; bunun en ağırlarını vermek lazım.

Kesici alet yoktu

Beşiktaş kafilesi İstanbul’dan, Bursa’ya TV 8 kameralarıyla yolculuk yaptı. Kafilede hiç bir kesici alet yok ama yine de siyah beyazlılar Orhangazi’den geri gönderildi. Bu Bursa’nın tek başına başlattığı bir olay. Bursasporlu taraftarlar, Beşiktaş’ın kaldığı otele gitmeye çalışıyorlar. Emniyetin durdurmasıyla geri döndüler! Çıkan olaylar çok üzücü sayın valimiz iyi istihbarat yapmamış, iyi niyetinin kurbanı olmuş.

Kısacası Beşiktaş, bu husümete son vermek istiyor ama; Bursaspor taraftarı bu hüsümeti bitirmek istemiyor. Beşiktaş taraftarı olayların bitmesinden yana. En başından bu yana olaylarda hiç bir günahı olmayan Beşiktaş taraftarı.
Yazının Devamını Oku

Kolay oldu

2 Mayıs 2011
HAFTALARDIR puan kaybedeceği beklenilen Gaziantepspor maçını Trabzonspor rahat kazandı. Hele Dany oyundan atılınca maç tamamen koptu.

Ve Trabzonspor’un farklı galibiyeti geldi. Şenol Hoca, Egemen’i sol bek, Umut’u sol açık, Pawel’i ise santrfor oynattı. Değişik bir 11 denedi, ama dinamik bir takımla istediğini aldı. Orta sahada Selçuk müthiş oynadı, bütün oyunu yönlendirdi ve Burak’a attırdığı goldeki pası müthişti.
Jaja müthiş oynadıKarşılaşma 11’e 11 oynanırken bordo mavililerin bu maçı kazanacağı belliydi, çünkü oyuna ağırlığını koymuştu. Rakibini sıkıştırmıştı tek kale oynuyordu. Gaziantepspor, ceza sahasına bile giremiyordu... Ama kazanılan penaltıdan sonra Trabzon daha da rahatladı. Jaja müthiş işler yapıyor, futbolun artistik yönünü daha çok seviyor. Gerçi artisliğe kaçmasa önemli goller atar ve attırır. Trabzon için önemli bir oyuncu... Egemen solbekte Cale’den daha verimliydi. Çünkü daha dinamik, daha atletik ve sol ayağıyla harika bir gol attırdı.
Şampiyonluğu istiyorlarTrabzon bu şampiyonluğu çok istiyor, çünkü oyuncuları yürekten oynuyor. Bu senenin yıldızı Burak Yılmaz’ı tutmak mümkün değil. Müthiş driplingleriyle rakibi bunaltıyor, onu tutmak için faul yapmalılar; başka türlü durdurmak zor. Trabzonspor bu yarışı sonuna kadar kovalayacak. Müthiş bir takip; ama G.Antepspor maçında şanslıydılar. Çünkü G.Antep güçlü bir takım, çok kritik anda bir oyuncunun atılması ve penaltı olması büyük avantaj sağladı bunu dikkate almalılar. Bu maç 11’e 11 olsa daha zor olabilirdi.
Cüneyt Çakır’ın kararları tartışılırdı; ama bu bordo mavililerin galibiyetine gölge düşürmesin. Kararlar yanlış da olsa, Trabzonspor, G.Antep’ten daha üstün bir takım ve bu galibiyet kaçınılmaz olurdu Avni Aker’de.

BEĞENDiM

Trabzonspor’un istekli futbolu.

BEĞENMEDiM

Takımını 10 kişi bırakan Dani’yi.

Yazının Devamını Oku

Kalite kazandı

1 Mayıs 2011
BEŞİKTAŞ ve Galatasaray, büyüklüğünden hiç bir şey kaybetmez. Ama futbolcular, takımları küçültürler. Beşiktaş’ı analiz ederken, karşısındaki Galatasaray’ın direncine, gücüne ve kapasitesine bakmak lazım.

Sarı kırmızılılar öyle bir futbolcu topluluğundan kurulmuş ki, kaliteleri üst düzeyde değil, oyun disiplini hak getire, büyük takımın formasını taşıma kalitesinden de yoksunlar... Galatasaray’da bunların hiç birisi mevcut değil.
Quaresma dün iştahlıydı. Canı futbol oynamak istemiş. Sahada hızlı çekim gibiydi. Galatasaraylı futbolcular onun yanında, “ağır çekim” kalıyor. Müthiş deparlar atıyor, oyunu güzelleştiriyor, izleyenlere de taraflı tarafsız büyük keyif veriyor. Haliyle oyuna da damgasını vuruyor. Sadece final paslarında sorun yaşıyor. Bencil olmasa tadına da doyum olmayacak.
Havası kaybolmuşGuti ise eski Guti değil. Oynadığı sürece takıma hiç bir katkı sağlamadı. “Takımını eksik oynattı” diyeceğim ama karşısındaki takım zaten eksik oynuyor. Guti’nin eksikliğini Beşiktaş hissetmiyor. Orta sahada Fernandes, önemli isim. Her pozisyonda, topun arkasında olmaya çalışıyor. Topu ayağına aldığı zaman da iyi işler yapıyor. İyi şut atıyor, iyi pas veriyor, kısacası komple bir futbolcu. Defansta İbrahim Toraman, müthiş enerjik ve dinamik. Bir bakıyorsun gol arıyor, bir bakıyorsun kalesi önünde son hamlede bulunup top çıkarıyor.
Ekrem’e gelince çabukluğu ve inatçılığı ile Arda’ya hiç şans tanımadı. Ama Arda, havasını kaybetmiş, “Bir an önce sezon bitsin” der gibiydi. Çünkü o da yanındakilere bakıyor, kendini bırakıyor.

BEĞENDiM

Beşiktaş’ın kazanma isteğini ve Fernandes’i.

BEĞENMEDiM

Galatasaraylı futbolcuların hiç birisini.

Yazının Devamını Oku

Demirören'i uyarıyorum

28 Nisan 2011
BEŞİKTAŞ’ta yaşananlara baktığım zaman, son şampiyonluktan önceki halini görüyorum.

O zamanlarda Beşiktaş’ta göreve geldiğimde futbolcularda bir rahatlık, bir vurdum duymazlık, bazı şeyleri veya formayı ciddiye almamak, Beşiktaş’ın ilkelerinden, prensiplerinden çekinmeme duygusu hakimdi. Bunu Avusturya kampında Ertuğrul Sağlam’la beraberken, iki İbrahim’in kavga olayında açıkça gördük.
İbrahimler, antrenmandan iki saat önce birbirleriyle kavga etti. Hiçbir şey yokmuş gibi ne benden, ne de Ertuğrul Sağlam’dan bir özür bile dilemediler. Daha sonra idmana gidildi. Yine ses yok. Akşam yemeğinden sonra aynı münakaşa tekrar yaşandı. Ben de bu oyuncuları kamptan göndermek zorunda kaldım. Çünkü bulundukları yer Beşiktaş Kulübü’ydü.
Disiplin şart
Bu çatı altında her insan ne istediğini yapabilir, ne kavga edebilir, ne de bir söylemde bulunabilir. Kısacası kuralların dışına çıkılmaz. Biz üzerimize düşeni yaptık. Kulüpteki bütün futbolcular ve yeni gelen yabancı oyunculara bir takım şeyleri hissettirmemiz lazımdı. Disipline önem verdiğimizi gösterdik. İbrahimler kadro dışı bırakıldı. Daha sonra özür dilediler. Affedildiler. Ondan sonra Beşiktaş’ta müthiş bir disiplin hakim oldu. Müthiş bir konsantrasyon oluştu ve Mustafa Denizli’nin de takımın başına geçmesiyle şampiyonluk yaşandı.
Kadro müthiş ama
Bugün gelinen noktada, futbolcuların çok rahat davrandıklarını, saha içinde birbirleriyle tartıştıklarını, disiplinsiz bir dış yaşam, disiplinsiz bir saha içi ortamı olduğunu görüyoruz. Beşiktaş Yönetimi kağıt üzerinde müthiş bir kadro kurdu. Ama bu kadro istenileni veremedi. Başarıdan çok uzak bir görüntü sergiledi.
Yeni sezonda Beşiktaş, önemli transferler yapacak. Ama bu zihniyet, bu sistem, aynı yöntem, futbolcuların bu rahatlığı devam ederse, iyi transferler için uğraşmamak lazım. Çünkü Beşiktaş’a gelen iyi futbolcu, bir anda sıradanlaşıyor. Bu bir uyarıdır. Yıldırım Demirören benim ne söylediğimi, neleri ileride tehlike olarak gördüğümü anlayacaktır.

Nihat doğrusunu yaptı

Yazının Devamını Oku

Layık olmak

25 Nisan 2011
BEŞİKTAŞ, Konya’da öyle bir karşılandı ki; şampiyon olduğu dönemlerde ancak böyle karşılanıyordu. Ama Beşiktaş taraftarı bir yıldızlar topluluğudur, takımına inanmış sonuna kadar destek veriyor. Yıldızlarını yere göğe koyamıyor... Ama gel gelelim bu yıldızlar, kendilerine gösterilen sevgiye, ilgiye ne kadar layıklar?

Kartal’ı tanımak zorKonyaspor maçında sahadaki Beşiktaş’ı tanımak çok zor. Yani bir gün önce bu kadar sevgi gösterilen takım, sahada yürüyor, son derece laubali bir şekilde oynuyorlar. Konsantrasyonları düşük. Karşısındaki Konyaspor sanki şampiyonluğa oynuyormuş gibi, sanki Beşiktaş’tan daha iyi futbolculara sahipmiş gibi mücadele veriyor. Tüm pozisyonlara ev sahibi giriyor... Beşiktaş yandan şişirme bir topla penaltı kazanıyor, gole çeviriyor. Saha içinde Nihat ile Quaresma birbirleriyle dalaşıyor. Beşiktaşlı futbolcular sahada ne yaptıklarını bilmiyorlar. Herkes ayrı bir hava çalıyor. Ne bir organizsyon ne de oyun disiplini var! Beşiktaş’ta disiplin yokNobre uzun bir aradan forma şansı buluyor, adalesinden sakatlanıp, çıkıyor. Necip, gereksiz 2. sarı kart görüyor takımı 10 kişi bırakıyor... Kısacası birileri çalıyor, birileri oynuyor. Başkan da ailesinden uzak, Beşiktaş’a yeni yıldız kazanmak sevdasıyla koşturuyor.. Sevgili başkan, bunlar da geldiğinde yıldız değiller miydi? Şimdi yenilerini alsan ne olacak? Bir takım temel olarak disiplini sahaya yansıtamadığı sürece, isterse dünyadaki tüm yıldızları toplasın. Dün akşam Beşiktaş, Beşiktaş olduğunu son 15 dakikada hatırladı o da Q7 sayesindeydi... Portekizli yıldız da final vuruşlarını yapamadı. Ayağında çok top tutuyor. Beşiktaş taraftarı gösterdiği sevgiyi, ilgiyi, bu şekilde devam ettirdiği sürece de bu laubalilik devam eder. Benden söylemesi. Dolayısıyla bu formaya, bu taraftara, bu camiaya önce layık olmak lazım. Yıldız da olsan, süper star da olsan, bu formayı giyiyorsan bu forma için sonuna kadar mücadele edeceksin.

BEĞENDiM

Konyasporlu Ali Dere’yi.

BEĞENMEDiM

Beşiktaş’taki disiplinsizliği.

DİKKAT

Bence Beşiktaş taraftarı bazen sevgisini abartıyor.

Yazının Devamını Oku

Ağır yara aldı

23 Nisan 2011
ESKİŞEHİRSPOR Teknik Direktörü Bülent Uygun sanki maça başlarken futbolcularına; “Aman bu Trabzonspor takımının üstüne gitmeyelim. Boş saha bırakmayalım, özellikle Burak ve Umut’un defansın arkasına yapacağı koşulara dikkat edin” demiş.

Ve Eskişehirspor takımı, ilk 45 dakika Trabzonspor’a karşı böyle bir futbol oynadı. Bordo mavililer farklı bir şey mi yaptı? Hayır, Trabzonspor da rakibine uydu. Eskişehirspor’un rakibini oynatmak istememesine Trabzon da “Oynatmak istemiyorsun madem ben de oynamayım” diye eşlik edince; biz de tribündeki Es Es bandosunu dinledik.
Eskişehir kontraya çıkamadı2. yarı, Bülent Uygun yine dedi ki: “Bu Trabzonspor gününde değil, üstüne gidelim.” Ve ilk 15 dakika müthiş bir baskı kurdu, istediği pozisyonları buldu; ama kaleci Tolga müsaade etmedi. Ve Uygun tekrar ilk yarıdaki futboluna, yani kapalı savunma, dar alanda adam markajı, savunma adına aklınıza ne geliyorsa her şeyi yaptı. Aynı zamanda da hücuma çıkmayı denedi. Ama bu kontraataklarda başarılı olamadı... Çünkü Eskişehirspor, kontratağa uygun değil. Sezer ve Batuhan yavaş oyuncular.
Ama bu arada Trabzonspor da çok önemli atakta Umut’la karşı karşıya bir pozisyon kaçırıyor, ardından Jaja egoistlik yapmasa Burak’a ‘al da at’ diyebilirdi. Ama kaleyi tercih etti ve top da auta gitti. Şenol Hoca’nın Yattara hamlesi takımını ofansif anlamda canlandırdı. Oyun Eskişehir’in savunmasıyla, Trabzon’un hücumcuları arasında geçti. Daha sonra Batuhan-Ümit Karan değişikliği Eskişehir’in hücum hızını artırdı ve ev sahibi kontrataklara daha hızlı çıkmaya çalıştı. Ama sonuç çıkmadı.
Trabzonspor, maçta istediklerini yapamadı. Buna sebep Eskişehirspor’un pasif ve durağan futbolu muydu; yoksa bordo mavili oyuncuların bugün yaratacılıktan uzak ve günlerinde olmamaları mıydı? Her ikisi de diyebiliriz... Trabzon dün aktif oyununu oynayamadı. Çünkü Umut’la Burak boş alan bulamadılar. Bordo mavililer istediği pozisyonlara ve gollere kavuşamadı.
Maçın sonunda Sezer’in getirdiği müthiş topta Burhan, zoru başararak auta attı! Kısacası Bülent Uygun, müthiş bir taktik organizasyonuyla lidere önemli yara aldırdı. Ama Trabzonspor da buna müsaade etti. Çünkü Trabzonlu oyuncular gününde değildi.

BEĞENDiM

Sezer Öztürk’ün performansını.

BEĞENMEDİM

Yazının Devamını Oku

Penaltı imdada yetişti!

21 Nisan 2011
GAZİANTEPSPOR maça öyle bir başladı ki, golü erkenden attı hatta ikiyi ve üçü de bulabilirdi. Ev sahibi ilk 15 dakika müthiş oynayarak, Beşiktaş’ı sahasına hapsetti. Kartal, değil G.Antep kalesine gitmek, nefes bile alamıyordu... Herhalde Tolunay Hoca da kenarda hayıflanıyordu; “İlk maçta niye bu kadar farklı yenildik?” diye..

Beşiktaş ilk maçta turu garantilemişti. Müthiş oyanayan Rüştü, Gaziantepspor’un 5 tane yüzde yüzlük gol pozisyonlarını kurtarmıştı. O skorun rahatlığıyla gelen Beşiktaş, penaltı gelene kadar herhalde korku yaşamıştır. Futbolcular, “Bu G.Antep bize burada zor bir gece yaşatacak” der gibilerdi ki, Serdar Kurtuluş’un bloğu imdada yetişti. Kısacası bu penaltı olmasaydı, Kartal’ın işi Antep’te çok zordu. Çünkü, ev sahibi ekip, penaltıdan sonra risk alarak, tüm hatlarıyl hücum etti... İkinci golün gelmesi kaçınılmazdı. Çünkü Quaresma vardı, o ana kadar da Q7 İstinye Park’ta gezer gibiydi. Bir an kendi kendine “Bize bir gol daha lazım” demiş olmalı ki, müthiş deparıyla Almeida’ya yine klasik ‘al da at’ yaptırdı. Kısacası Q7 varsa sorun yok, Q7 varsa Almeida da var. Çünkü Almeida bu tip golleri atabilir. Ancak yoktan var edip, yaratıcılğıyla gol atabileceğini pek düşünmüyorum. Herhalde bunu Beşiktaşlı futbolseverler de anlamıştır.
Sorun takım savunmasındaBeşiktaş’ın defansında sorun yok, takım savunmasında sorun var. Rakip takımlar, Kartal’ın hücumcularını çok rahat geçip, orta sahada adam düşürüyorlar. Beşiktaş’ın ofansif ayakları, savunma yapmıyor; rakiplerinin yanında koşuyorlar. Çok rahat ekarte oluyorlar... Hücuma çıkan G.Antepli oyuncular, Beşiktaş defansıyla karşı karşıya, kalıyor. G.Antep, İnönü’de gollü bir mağlubiyet almış olsaydı, bu maç çok farklı olabilirdi ama ne olursa olsun penaltı Beşiktaş’a ilaç oldu. Kartal kanatlırını iyi kullanıyor. Hücum hattında sorun yok, ama takım savunmasında sorun var; yani hücum oyuncuları refakatçi gibi adam markajı yapıyorlar. Toraman’ın gereksiz sarı kart görmesi iyi olmadı, finalde oynayamayacak.

BEĞENDiM

Ganziantep’in ilk 15 dakikadaki müthiş baskısını.

BEĞENMEDiM

Hürriyet’in agresif futbolunu ve tavırlarını...

DİKKAT

Tolunay Hoca adam gibi adamdır. Her maçta aynı mücadeleyi gösterir.

Yazının Devamını Oku

Burak Yılmaz

18 Nisan 2011
ÖNCEKİ gün kazanan Fenerbahçe, Trabzon’u fazlaca motive etmiş. Bursaspor’a müthiş bir baskı kurarak, deyim yerindeyse ilk 45 dakika, nefes bile aldırmadılar.

Bursaspor’un 1 tane pozisyonu var. Belki de maçın kırılma anı oydu. Trabzonspor takımı, bu şampiyonluğu çok istiyor. Orta sahada müthiş bir organizasyon var. Herkes görevini, ne yapacağını çok iyi biliyor. Selçuk ile Colman, defansif görevi üstlenmişler. Jaja ile Alanzinho hücuma çıkarak, Burak ve Umut’a hem destek oldular, hem de Alanzinho’nun Burak’a harika bir pası var, ‘al da at’ dercesine. Jaja oyunda kaldığı sürece bir şeyler yapmaya çalıştı. Ama istediği topları, istediği bölgede alamadı. Çünkü Bursa o bölgeyi çok kalabalık tuttu. Ve Jaja her maçta yaptığı gibi final paslarını bu maçta atamadı.

Miller yalnız kalıyor

Kanatlarda Cale ile Serkan, çok iyi savunma yaptılar. Serkan sağ tarafı hücum anlamında da kullandı. Cale çok kullanamadı. Çünkü Volkan buna çok fazla müsaade etmedi. İkinci yarı Bursaspor, deyim yerindeyse tek kale oynadı. Ama gol bölgesinde çoğalamıyorlar. Miller yalnız kalıyor. İstediği topları alamıyor. Dolayısıyla 45 dakika pas yüzdesi ve top yüzdesi Bursaspor’un elinde olmasına rağmen bir tek gol pozisyonuna bile giremediler. Kısacası Trabzonspor’da son haftaların formda oyuncusu Burak Yılmaz’ın müthiş performansı yine öne çıktı. Attığı golle takımını lider yaptı. Yine şampiyonluk yarışında en başa otutturdu.
Haftaya Trabzonspor için zor bir Eskişehir maçı var. Trabzon bu sakinliğini Eskişehir’de de korursa, yine kazanır. Avni Aker’de dün akşam sakinlik kazandı. Her iki takım futbolcuları da oldukça sakindi. İstanbul’daki Fenerbahçe-Gaziantep maçının aksine ayrı bir ortam vardı burada. Dolayısıyla sakin olan, iyi oynayan kazandı. Trabzonspor’un Avni Aker fobisi dün akşam yıkıldı. Avni Aker’de zorlanan Trabzon, çok güçlü rakibini devirmeyi bildi. Akıllı oynayarak, doğru oynayarak kazanmayı bilen Trabzon’u tebrik ediyorum.

BEĞENDiM

Fırat Aydınus’un yönetimini beğendim.

BEĞENMEDiM

Bursaspor’un hücumdaki pasifliğini.

Yazının Devamını Oku