Günebakanlar

Bahardı...
Ve baharı müjdeleyen her şey gibi, ‘Hürriyet’i müjdeleyen, varlığını hissettiren ve ona daha sıkı sarılmamızı sağlayacak hayatın içinden hikâyeleri paylaşmaktı gönlümden geçen...
Öyle ya ‘Hürriyet’i kim sevmezdi...
Sevince kim vazgeçmek isterdi...
Çok düşünmüştüm baharı müjdeleyen söyleşilere ne isim yakışır diye.
Sonra ışığı arayan, yüzünü hep ışığa çeviren günebakanlar düşmüştü fikrime...

*
Merhaba derken günebakanların ışığıyla, şöyle anlatmıştım size duygularımı;
“Çocuklardık parlak yıldızlardık o zaman...” diye gönlüme düşen bir şarkıdır; Günebakan.
Dünyaya kanat açan, başına buyruk yaşayan, ardından koştuğumuz zamanları anlatır.
“O zaman bu zamandır dostlar, ne ister neyi özleriz?” diye soruverir bir anda, durur düşünürsün.
“Denizini arayan akarsulara benzemek” güzeldir de, herkesin başarabildiği bir şey değildir...
Güne döner yüzünü, ışığı arar bulur ya hep günebakan...
Biz de bundan böyle hep birlikte, düşlerini başarı ile gerçekleştiren ve çoğaltanlar ile bir araya geleceğiz.
Ve hep birlikte yüzümüzü güneşe döneceğiz.

*
2012 yılının nisan ayından bu yana, her satırında aynı titizlikle ve daha da artan heyecanla, yüzünü hep güne dönen konuklarımızla sizlerle buluşmaya çalıştım.
Her yeni günde; neyi istediğimizi, neyi özlediğimizi bilerek, akarsuları denize kavuşturmaya, günebakan düşlerimizi çoğaltmaya hazırlandım.
Ne güzel bir tesadüftür ki gönlümün bir kuş olduğu, dünyaya yeniden kanat açtığım ‘anne’ olduğum zamanları da paylaştım sizlerle.
Evvel zamanlı, parlak yıldızlı zamanlar değildi sadece paylaştığımız.
Tutsak olmadan zamana; üretmenin gücünü, paylaşmanın yüceliğini, almanın da vermenin de kıymetini bildiğimiz günler için hep, tüm çabamız.
Sizlerden aldığımız güçle, her yeni günde aynı inanç ve duyguyla yüzümüzü güne dönmeye, ‘günebakanları’ çoğaltmaya devam edeceğiz.
Teşekkürlerimle