Seyhan Alkan

Burun Eğriliği Sadece Estetik Bir Sorun Değildir!

10 Nisan 2019
Genellikle pek ciddiye alınmayan ve geçici çözümlerle giderilmeye çalışılan burun tıkanıklıkları, aslında genel vücut sağlığını ve yaşam kalitesini pek çok yönden olumsuz etkileyebiliyor.

Uyku problemleri, sinüs iltihapları ve akciğer ve kalp sağlığını olumsuz yönde etkileyen burun tıkanıklıklarının başlıca nedeni burundaki kemik-kıkırdak eğrilikleridir. Bu eğriliklerin deviasyon ameliyatları ile giderilmesiyle bireyin yaşam kalitesini önemli ölçüde arttırmak mümkün.

Burun içerisinde önde kıkırdak, arkada kemikten oluşan bir yapı mevcuttur. İdeal burun septumu (kemiği), tam ortada bulunan ve burnun sağ ve sol boşluğu eşit uzaklıkta ve büyüklükte birbirinden ayıran yapıdadır. Burun kemiği eğriliği dediğimiz sorun, bu yapının ortadan kaymasıyla oluşur.

Pek çok kişide burun eğriliği dışarıdan kolayca fark edilebilir. Ancak bazı kişilerin burunları dışarından normal görünse de iç kısımlarda görünmeyen kemik eğriliği (deviasyon) bulunabilir.

Burun kemiği eğriliği asimetrik görünüm yanında aşağıdaki belirtilere de neden olabilir:

Bazı hafif burun kemiği eğriliği vakalarında belirtiler sadece soğuk algınlığı gibi üst solunum yolu iltihaplarında görülebilir. Bu kişilerin burun dokuları hastalık esnasında şişerek nefes alma sorunları ortaya çıkarabilir.

Septum deviasyonu ameliyatı – septoplasti nedir?

Her iki burunu birbirinden ayıran ve septum adı verilen, ön kısmı kıkırdak arka kısmı kemikten oluşan perdenin eğriliklerini düzeltmek amacı ile yapılan ameliyatlara “septoplasti” adı verilmektedir.

Burun sırtına yakın olmayan, kıkırdak kısmında aşırı eğilme olmayan eğriliklerde burun deliklerinden yapılan ve 20-30 dakikalık bir işlemdir. Genellikle eğri kıkırdak ve kemik kısımlarının çıkartılması şeklinde uygulanan standart kapalı teknik septoplasti ameliyatlarıyla başarılı sonuçlar alınabilmektedir.

Yazının Devamını Oku

Sürekli Yorgun Musunuz?

19 Şubat 2019
Ne kadar uyusanız da uykunuzu alamıyor, sürekli hissettiğiniz yorgunluk hayatınızda uyum bozucu bir noktaya geldiyse bir kulak burun boğaz uzmanına başvurmanızda fayda var.

Vücudun ihtiyacı olan oksijen miktarını karşılamayan bedenlerde yorgunluk kaçınılmazdır. Bu nedenle solunum yolunu tıkayan burun içi eğrilikler, burun eti büyümeleri, kronikleşmiş ve fark edilmeyen kronik sinüzitler, alerjiye bağlı burun içinin yaygın şişmesi, geniz eti, yumuşak damak ve küçük dil iriliği, pozisyonu, bademciklerin normalden çok iri olması, dilimizin iri ve ağız boşluğuna sığmaması, çenemizin küçük ya da geride yerleşmesi, ses tellerimizde yerleşen polipler de kronik yorgunluk sebebi olabilir.

Yorgunluğunuzun Nedeni Belirleyin!

Yorgunluk Ruhunuzu ve Bedeninizi Sararsa…

Vücut oksijenlenmesi bozulur. Oksijen yetersizliğinin belirtileri ise baş ağrısı, bitkinlik, yorgunluk, çalışma gücünün zayıflaması, yaşam sevincinin azalması, erken yaşlanma, hayati önem taşıyan organların yıpranmasıdır. Oksijen yetersizliğinde damarlar, beyin, kalp, eklemler, omurilik ve akciğerlerde fonksiyon bozuklukları meydana gelir ve çeşitli hastalıklar ortaya çıkabilir. Üst solunum yolu oksijenin vücuda giriş kapısıdır. Oksijenin akciğerlere dolayısıyla vücuda ulaşabilmesi için üst solunum yolumuzun açık ve sağlıklı olması gerekir.

Kronik Yorgunluğunuz mu? Üst Solunum Yolu Enfeksiyonu mu?

Üst Solunum Yolu Enfeksiyonlarından Korunmak İçin;

KBB Uzmanı Prof. Dr. Seyhan Alkan

Yazının Devamını Oku

Sinüzit Nedir? Sinüzit Tedavisi Nasıl Yapılır?

16 Ocak 2019
Soğuk havaların kendini iyiden iyiye hissettirdiği şu günlerde grip ve soğuk algınlığının yanında en sık görülen rahatsızlıklardan biri olan sinüzit, ihmal edildiğinde veya doğru tedavi edilmediğinde birçok ciddi sağlık problemini de beraberinde getiriyor. Kulak Burun Boğaz Hastalıkları ve Baş Boyun Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Seyhan Alkan sinüzit ve tedavisi hakkında çeşitli bilgilendirmelerde bulundu.

En sık görülen belirtilerinden biri olan öne eğilmede artan baş ağrısıyla kendini belli eden sinüzit, genellikle soğuk algınlığı ve grip sonrası, aniden ortaya çıkan burun tıkanıklığı ve burun ve geniz akıntısı şikayetleri ile çok kolay teşhis edilebilen bir hastalıktır.

Sinüzit oluşumunu net bir şekilde anlatabilmek için öncelikle sinüsler hakkında yeterli bilgi sahibi olmamız gerekir. Sinüsler burnumuzla soluduğumuz havayı temizleyip ısıtıp nemlendirerek akciğerlere gönderen küçük hava dolu odacıklardır. Kafatasımızın ağırlığını azaltarak dengemize katkıda bulunan sinüsler solunum yollarındaki havayı temizleyerek ürettiği mukus adı verilen sıvıyı geniz boşluğu, ağız boşluğu ve sindirim sistemi yolunu takip ederek vücuttan dışarı atar.

Genel olarak sinüzitler, sinüs mukozasının ürettiği mukusun (sümük) çeşitli nedenlerle vücuttan dışarı atılamaması sonucu oluşur. Bu nedenler; yapısal burun bozuklukları, alerji, sık enfeksiyona maruz kalma ve sigara tüketimi olarak gösterilebilir.

Bu Belirtiler Kronik Sinüzit Habercisi Olabilir

Ayrıca bir haftadan fazla süren nezle ve grip bulguları, burunda uzun süreli kuruluk, tıkanıklık, zaman zaman kanama, sarı yeşil renkli akıntı, kabuklanma şikayetiniz varsa, sabahları göz etrafında şişlikle ve yorgun uyanıyorsanız, boğazınızda rahatsızlık, takılma hissi varsa, yüzde, yanaklarda, çenede, dişlerinizde, alında veya göz çevresinde ağrı hissediyorsanız, ağız kokusu ve geniz akıntısı söz konusuysa, koku duyunuz azaldıysa, ara ara boğaz temizleme ve öksürük şikayetiniz varsa kronik sinüzit olma ihtimaliniz fazlasıyla yüksek demektir.

Tedavisi İhmal Edilen Sinüzit, Ciddi Sağlık Problemlerine Yol Açabilir

Basit viral enfeksiyonlarda antibiyotik kullanmak gerekmezken; kıkırdak-kemik eğriliği ve burun eti büyümesi probleminiz varsa doğal direnç mekanizmalarınız bozulduğu için sıklıkla antibiyotik kullanımı ile sonuçlanan bakteriyel enfeksiyonlar yaşayabilirsiniz. Ayrıca uykuda nefes alma probleminin artması oksijen alınan miktarını düşürdüğünden yorgunluk ve baş ağrısı şikayetleriniz belirginleşir. İlerlemiş kronik vakalarda tedavisi ihmal edilen sinüzit tüm vücut sağlığını ciddi şekilde tehdit edebilir. Bu nedenle en kısa sürede bir kulak burun boğaz hastalıkları hekimine başvurmak gerekir.

Yazının Devamını Oku